Fatihin Ruhundan İstimdat

Fatih'in Ruhundan İstimdad

 

(Nesillerin İdrakine)

Hava puslu soğukta kubbeler ıslanıyor
Bir tek şimşeğin feri sokaklar da yanıyor
Bir şehir boyun bükmüş boğazın sularına
Avuç açmış ümitle gelsin diye yarına
Bir el sanki önümden karanlığı kaldırır
Ruhumu asırların ötesine daldırır
Yağar zehir misali asuman ince ince
İntihar eder gibi ruhum onu içince
Pembe bulutlar gökte delinmiş kızıl kanlı
Altında bir İstanbul yedi tepe dumanlı
Dönülmez yerde midir altınlardan akisler
Eyüpsultan’da feryat Ayasofya’da sisler
Karşı da Ayasofya heybetiyle kurulmuş
Kubbesin de bir yıldız kurşunlanıp vurulmuş
Nerde camilerimin göğü deşen tunçları ?
Fatih’i kundaklayan babamın avuçları ?
Bir ses ta uzaklardan kulağım da çınlar da
Bir Fatih görememek ne hazin karınlar da
Hani seni kutsayan Sultan Ahmed’im vardı ?
Hani doğanlar mesut ölenler bahtiyardı ?
Dilenciler gibiyim sokakta ki her kulun
Eğilirim önünde İstanbul’u mu bulun !
Bir rüzgar darbesiyle kaybetmişim şehri mi
Dokumalı tezgahlar bir İstanbul kilimi
Doğmalı önümüzde aydınlık dolu bir tan
İstanbul bana lazım onada kutlu insan

Bizar ettik kabrinde o mübarek Fatih’i
Takvim yapraklarında biz çürüttük tarihi
Yok mu bu zincirleri ebediyyen kıracak ?
Bir dokuz ayda nurlu Fatih'ler doğuracak ?
O Fatih’ki şeyhine döken abdestlik suyu !
O Fatih’ki ruhuna nakışlı Nebi huyu !
O Fatih’ki imanın abide-i burhan-ı !
O Fatih’ki cihanın , ufukların sultanı !
Kahramanlık , sultanlık değildi onun derdi
Tam yirmibir yaşında Peygamber’ine erdi
Melekler selamlardı toplarının şahını
İstanbul’da yüceltti Mukaddes Allah’ını.
Bir vehim ki zihnime şüphe ağları kurdu
Bu mu İslam ümmeti ? Bu mu Fatih’in yurdu ?
Bir sarhoş Kadıköy’ü bir rezil Nişantaşı 
Sokakların da hakkın çıplaklıkla savaşı (*)
Asırlardır çağlayan suyu bile durulmuş
İstanbul’da imanlar canevinden vurulmuş
Ruhum bu karanlıkla sabah akşam döğüştü
Türbenden taştı ahın artık bağrıma düştü
Bizlerin melaneti incitmişken bağrını
Altı asır uzaktan duyuverdim çağrını
Son kez ardıma dönüp bu garip şehre baktım
Yağan yağmur peşinden gözyaşı mı bıraktım
Artık türben önünde bir nadandır bu beden
Altı asırlık ahı görerek ötelerden
Yarab ! Vermezsen bile kalplerimize berat !
Bari şu ufuklardan Yeni Fatih’ler yarat !