02.02.2012
Ferik İbrahim Paşa
( d. 1815 İstanbul - ö. 1891 Üsküdar ) İlk Türk ressam
İlk ressamlarımızın yetiştirildiği Mühendishane-i Berrii Hümayun’u 1835 yılında bitirdi. Mühendishane-i Berrii Hümayun'u bitirdikten sonra Avrupa'ya gönderilen 10 öğrenciden 2’si resim sanatını öğrenmeleri için yollanmıştı. Bu iki öğrenciden Ferik İbrahim Paşa diğeri ise diğeri de Mülazım Sani İbrahim Efendiydi.[1] Sanat tarihimizde ilk Türk ressamı olarak şerefli bir yer alan İbrahim Paşa, Nizamı Cedid Yüzbaşıları’ndan Konyalı Kulaksız Mustafa Paşa’nın oğludur.
“Mırati Mühendishane ve Elvahı Nakşiye kolleksiyonları, İbrahim Paşa'yı ilk Türk Ressamı olarak tescil etmektedir.” [2] Bu nedenle Tevfik Paşa ve Hüsnü Yusuf ile birlikte ilk çağdaş Türk ressamı olarak ün salmış, ilk askeri ressamlarımızdan birisi olmuştur.Mühendishane- i Berri Hümayun’u 1835 yılında bitirdikten sonra [3] resim öğrenimi için yurt dışına gönderilmiştir. Ferik İbrahim Paşa'nın resim öğrenimi için gittiği ülke başkentinin Viyana mı veya Londra mı olduğu net olarak bilinmemesine rağmen; arkadaşlarının Londra’ya gittikleri göz önüne alındığında kendisinin de Londra’ya gittiği kesinlik kazanmaktadır. [4] Londra’ya resim eğitimi alması için gönderilme nedeni askeri ihtiyaçlar ve askeri okullarda öğretilmesi gereken teknik resim ile ilgilidir. Bu nedenle Ferik İbrahim Paşa’nın resim eğitimi sanatsal amaçlardan ziyade askeri amaçlar için olmuştur.
1855 yılında Paris’te açılan Mekteb–i Osmanî’ adlı bir okul açılmış, Paris ve Londra’ya resim eğitimi almaları için ressamlar gönderilmişti. Bu dönemde resim eğitimi amaçlı ilk kez subay veya askeri okul öğrencileri arasında Ferik İbrahim Paşa ve Tevfik Paşa’dan sonra, Süleyman Seyyit ve Şeker Ahmet Paşa da Avrupa’ya gönderilen ressamlardandır. Ferik İbrahim Paşa'nın Yurt dışından ne zaman döndüğü bilinmemekte ise de Sultan Abdülmecid’e resim dersi verdiği ve portresini yaptığı bilindiğine göre Abdülmecit zamanında Korgeneral rütbesine yükselerek Askeri Şura üyeliğinde bulunduğu ortaya çıkmaktadır. [5]
Askeri amaçlar için yurt dışına gönderildiğine göre dönüş yaptıktan sonra korgeneral rütbesi aldığı ve askeri şura toplantılarına katıldığına göre mühendishanelerde veya askeri okullarda ders vermesi gereği de akılda bulundurulmalıdır.
Bu dönemde çok sayıda eser ürettiği Halil Bey’in Elvahı Nakşiye adlı kitabından anlaşılmakta ve bu eserlerinin Şeker Ahmet Paşa tarafından satın alındığı yazılmaktadır. Ne var ki Şeker Ahmet Paşa tarafından satın alındığı söylenen tabloları bu güne dek ortaya çıkmamıştır. Elimizde olan az sayıdaki tablolarına bakarak verebileceğimiz hükümler de o yüzden sınırlı olmaktadır.
İbrahim Paşa yetiştiği devre göre klasik ekole aittir. Ancak gerçek anlamda realizme inandığını kabul ettirecek çalışmaları da vardır. Bunlardan en önemlisi, Abdülmecit 'in portresidir. Sanatçının bu portreyi, Padişahın çehresindeki çiçek hastalığı bozukluklarını ihmal etmeden meydana getirmiş olması yüzünden Bursa 'ya sürülmüş olması, bize bu konuda bir fikir vermektedir.
Figürsüz Türk resim sanatını geliştiren asker ressamlar, eserlerini padişaha sunarak dikkat çekmek isteyen ilk ressamlarımızdan biri hatta ilkidir. Büyük ihtimalle, kamuoyunun o günkü anlayışı yüzünden figürsüz resimler yapmış bu nedenle daha ziyade peyzaj ve natürmontlara önem vermiştir. İbrahim Paşa 'nın peyzaj ve natürmort olan eserleri dışında II. Abdülaziz 'in bir portresini de yapmıştır. Ressamlarımızın piri sayılması gereken bu sanatçımızın sanat değeri ancak eserleri bulunduğu zaman daha çok aydınlanmış olacaktır.[6]
Ferik İbrahim Paşa, Ferik Tevfik Paşa ve Hüsnü Yusuf gerçek anlamda resim sanatını ilk uygulayan ressamlarımızdır. Bu sanatçıların tarz olarak belirgin bir tarzlarının olmadığını da eklemek gerekir, ancak temel teşkil etmesi açısından oldukça önem taşırlar. Bu devirde yetişen ressamlarımız, kendilerine özgü realist çalışmalarla dikkati çekmişlerdir. Bunlardan birisi de Ferik İbrahim Paşa'dır.[7]
Sanatçı Abdülmecit 'in portresini gerçekçi bir anlayışla yapmış, yaptığı resimde Padişahın yüzündeki çiçek hastalığı bozukluklarını da belli edecek şekilde yaptığı için padişah’ın öfkesini çekmiş, bu yüzünden de Bursa 'ya sürülmüştür.
Ferik İbrahim Paşa’nın çoğu peyzaj ve natürmort olan eserleri vardır. En ünlü eserleri Peyzaj ve Hisar'dır.[8]
1891 yılında 76 yaşında Üsküdar’da ölen Ferik İbrahim Paşa’nın kabri Üsküdar Özbekler Dergâhı’ndadır.
Ferik İbrahim Paşa Eserleri
Surlar İstanbul
Haliç Tablosu
Köprü Tablosu
Peyjaz
Hisar
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/cagdas-resim-sanatimiz-baslangici-ve-askeri-ressamlar/78160
[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Ferik_%C4%B0brahim_Pa%C5%9Fa
[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/askeri-ressamlarimiz-ve-biyografileri/79839
[4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/cagdas-resim-sanatimiz-baslangici-ve-askeri-ressamlar/78160
[5] https://www.istanbulsanatevi.com/turk-ressamlar/ferik-ibrahim-pasa-1815-1891/
[6] http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=4689
[7] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/cumhuriyete-kadar-resim-sanatimizin-tum-ozellikleri/78159
[8] https://tr.wikipedia.org/wiki/Ferik_%C4%B0brahim_Pa%C5%9Fa
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın