Fermân-ı ‘aşka cân ile var inkiyâdumuz
Hükm-i kazâya zerre kadar yok ‘inâdumuz
Baş egmezüz edâniye dünyâ-yı dûn içün
Allah’adur tevekkülümüz i’timâdumuz
Biz müttekâ-yı zer-keş-i câha tayanmazuz
Hakk’un kemâl-i lutfınadur istinâdumuz
Zühd ü salâha eylemezüz ilticâ hele
Tutdı egerçi ‘âlem-i kevni fesâdumuz
Meyden safâ-yı bâtın-ı humdur garaz hemân
Erbâb-ı zâhir anlayamazlar murâdumuz
Minnet Hudâ’ya devlet-i dünyâ fenâ bulur
Bâkî kalur sahîfe-i ‘âlemde adumuz
Günümüz Türkçesiyle:
1.Aşkın emrine candan teslim olur, boyun eğeriz. Kazânın hükmüne
zerre kadar inadımız yoktur.
2-Bu aşağılık dünya için alçaklara baş eğmeyiz. Tevekkülümüz,
itimadımız ancak Allah’adır.
3-Biz, mevki ve makamın altın işlemeli yastığına dayanmayız. Allah’ın
lutfunun büyüklüğüne, eksiksizliğine dayanır ve güveniriz.
4-Her ne kadar günahlarımız, fenalığımız bütün varlık âlemini
kapladıysa da, bunların korkusu ile kendimizi ibadete vermeye, ham sofuluğua
sığınmayız.
5-Şaraptan maksat, şarap küpünün içinin saflığı, temizliğidir; dış
görünüşe bakıp da hüküm verenler, bizim istediğimiz şeyi anlayamazlar.
6-Dünyanın zenginliği ve mutluluğu yok olup gider. Allah’a şükürler
olsun ki, bu âlem sayfasında adımız sonsuza kadar kalır.