15.01.2020
Kitabın Adı: Dönüşüm
Yazarı: Franz Kafka
İngilizceden Çeviren: Tolga Eraslan
Felsefe Klasikleri, Sis Yayıncılık
6.Baskı: Mayıs 2014
Sayfa sayısı: 75
Okuma Tarihi: Ekim 2019
Yazar Hakkında Kısa Bilgi:
FRANZ KAFKA ( 1883-1924):
Yahudi bir ailenin çocuğu olarak Prag’da doğdu.(…) 1923’te ailesinin etkisinden kaçmak ve yazmaya konsantre olmak için Berlin’e taşındı. 1917’de verem ile başlayan hastalık süreci 1924 yılında ölümüne kadar sürdü. Kafka eserlerinde; insanın gizli kalmış korkularına, burjuva yaşamının yozlaşmış ilişkilerine, bürokrasinin ahmaklıklarına sıklıkla yer verir. Karakterlerinin karamsarlığı ve çaresiz oluşu da bir başka niteliğidir. ( Arka Kapaktan)
Eser Hakkında Bilgi:
Franz Kafka’nın “Dönüşüm” adlı eserini bilmeyen neredeyse yok gibidir. Yazıldığı dönemden günümüze kadar çok tartışılmış, üzerine çok sayıda söz söylenmiş ve yazı yazılmış olan “Dönüşüm”, Kafka’nın hiç kuşkusuz en popüler eseridir.
Kitap, bir şirkette pazarlamacı olarak çalışan Gregor Samsa’nın bir sabah uyandığında kendisini dev bir böceğe dönüşmüş bulmasıyla başlar ve bundan sonra hayatında ne gibi değişiklikler olduğunu, aile üyeleriyle arasındaki ilişkinin nasıl değiştiğini anlatarak devam eder.
Sistemin en küçük birimi olan aile yaşantısının sıkı bir eleştirisini yapan “Dönüşüm”; okuru sarsan, sorgulatan, düşündüren bir eserdir. ( Arka Kapaktan)
DÖNÜŞÜMLE KOPAN FIRTINA
Bir sabah tedirgin düşlerden uyanan Gregor Samsa, devasa bir böceğe dönüşmüş olarak bulur kendini. “Bana ne olmuş böyle?” diye düşünür. O anın düş olmadığını fark eder. Belki yüz kez yataktan kalkmayı dener ama başarılı olamaz
Samsa, bir firmanın pazarlamacılığını yapmaktadır. O sırada ne zahmetli bir meslek seçtiğini, her gününün yollarda geçtiğini ve bunun firmadaki işlerden daha yorucu olduğunu düşünür. Kötü ve düzensiz yenen berbat yemekler, aktarma trenlerini kaçırmamak için çekilen sıkıntılar ve içtenlikten uzak insan ilişkileri… Gregor Samsa’nın bu dönüşümü bir sorgulamanın kapısını aralar. İş hayatını, aile ilişkilerini, kısaca tüm hayatını gözden geçirir. İşiyle ilgili değerlendirmeler yapar. Anne ve babasının patrona olan borçlarını ödeyecek parayı biriktirir biriktirmez aklına koyduğu şeyi kesinlikle yapacağını düşünür. O, bu düşünceler içindeyken annesi, babası ve kız kardeşi Grete odadan neden çıkmadığını sorarlar. Bir rahatsızlığı olduğunu düşünürler. İlerleyen saatlerde babası oğlunun müdürünü eve çağırır. Odadan neden çıkmadığı konusunda müdürü de onunla uzun uzun konuşur. Annesi, babası ve kız kardeşi bütün bir gece uyumadan onu beklerler. Annesiyle babası içerinin ne durumda bulunduğunu, Gregor’un ne yiyip içtiğini, az da olsa halinde bir iyileşmenin olup olmadığını kendisinden bir bir anlatmasını isterler. Gregor, ailesini düşündükçe duygulanır; onları sevgiyle anar. Bu durum içine dokunur. ( 69.s.)
Eser, çok olağanüstü bir şekilde başlasa da ilerleyen sayfalarda aslında zaman zaman çoğumuzun içindeki fırtınalara, sorgulamalara tercüman olur adeta. İş hayatı, aile hayatı, gelecek kaygısı, geçim sıkıntısı, anlaşılamamak, hayallerimizi gerçekleştirme çabası ve daha birçok insani durumlar… Sadece hayal gücüne dayanmayan, insan gerçeğinden beslenen bir eser Dönüşüm. Bir sabah, bir evin odasında başlayan çaresizlik, kapana kısılmışlık hali… Bireyin yalnızlığı, çaresizliği, yorgunluğu… Günlük yaşamın rutin koşuşturmalarından, fedakâr olmaktan yorulan Gregor Samsa, bir anlamda modern insanın yaşam koşuşturmasını, yalnızlığını da gözler önüne seriyor. Emeğinin karşılığını alamamanın, anlaşılmamanın sancılarını yaşayan Gregor Samsa, bir de kendindeki korkutucu bir dönüşümle karşı karşıya kalıyor.
Bir sabah güne devasa bir böcek olarak başlarken, hayatın zorluklarının altında ne kadar ezildiğini, mutsuz olduğunu fark eder. Ayrıca yeni bir güne, farklı bir varlık olarak uyanmanın da zorluklarını iliklerine kadar hisseder Gregor.
“… Gregor ne kadar güçlü bir şekilde kendini sağ tarafa fırlatırsa fırlatsın, her defasında sallanıp sallanıp yine sırtüstü düşüyordu. Belki yüz kez denedi, hatta bu sırada havada debelenen bacaklarını görmemek için gözlerini kapatmıştı ama sonunda; şimdiye dek asla duymadığı hafifi, boğuk bir ağrının sağ tarafına saplandığını hissetmesiyle uğraşmaktan vazgeçti…” ( 6.s.)
"Dönüşüm", olağan dışı başlayıp hayatımızdan kesitlerle ve ruh dünyamızdaki çalkantılarla sürüp giden; hayatı, ailedeki ve toplumdaki yerimizi sorgulatan bir roman. Uzun soluklu olmasa da bazı şeylerin çok uzatılmasıyla- Gregor Samsa’nın aile bireylerinin odaya girmelerini istememesi, etrafındakilerin onunla iletişime geçme çabaları- zaman zaman akıcılığını kaybediyor, biraz anlamsızlaşıyor. Yazar bu karşıtlık üzerinden bir gerilim oluşturmaya çalışmış gibi. Okur, aynı sahneleri tekrar tekrar yaşıyormuş gibi hissedebilir doğal olarak. Ailenin yaşanılan durumlar karşısındaki endişeler bir süre sonra yerini bezginliğe, yorgunluğa bırakıyor. Ailesinin bu ruh hali, Gregor’u daha da yalnızlaştırır ve kendi kaderiyle baş başa bırakır.
İçinde hüznü, olağandışı bir durumu, sorgulamayı barındıran "Dönüşüm", zaman zaman ruhunuzu daraltsa da Gregor’u kendisini kapattığı odada tek başına bırakmayı aklınızdan geçiremiyorsunuz. Sonuna kadar bir odada yaşadığı korkunç dönüşümle mücadele eden Gregor Samsa’nın bu olağan dışı dönüşümüne ortak oluyorsunuz. Sonuna kadar…
“Bu evden mutlaka gidecek!” diye bağırdı kız kardeşi. “Başka şansımız yok, baba! Onun Gregor olduğunu düşünmeyi bırakmalısın sen. Artık bu fikri kafandan söküp at. Zaten bizim felaketimiz, onun Gregor olduğuna inanmamız oldu bunca zamandır. Nasıl Gregor olabilir düşünsenize? Gregor olsa insanların kendisi gibi bir hayvanla bir arada yaşayamayacaklarını görür ve çekip giderdi. Böyle davransaydı belki bir ağabeyim olmazdı ama yaşamamızı devam ettirebilir ve onun anısını kalbimizde korurduk…” ( 67.s.)
15.01.2020
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın
Seferi (Nurcan Bedir Ören)
5 years ago
Sevim Kınalı
5 years ago
Sevim Kınalı
5 years ago