Frig Sanatı ve Uygarlığı

27.12.2012

 


Eskişehir'deki bir Frig kaya mezarı, Midas Anıtı (Yazılıkaya).

FRİGYA

Balkanlar’dan gelip bu bölgeye yerleşen Frigler, Sakarya Irmağı ile Büyük Menderes'in yukarı çığırları arasında kalan bölgede ortaya çıkmaya başladılar.  . Frigyalılar, Hititlerden sonra Anadolu’yu yavaş yavaş etkileri altına almışlar, 8. yüzyılın ikinci yarısında büyük bir devlet olarak ortaya çıkmışlardır.

Frigler M.Ö. 12. - M.Ö 7. yüzyıllar arasında önce Bitinya bölgesi denilen Orta Anadolu'nun batısın yerleştiler ve bu bölgeye egemen oldular. Kesin olmamakla birlikte yaklaşık olarak bölgenin sınırları şöyledir: Helenistik Çağ'da Frigya Epiktetos (Küçük Frigya) adını taşıyan ve Friglerce kutsal olan esas bölge, Afyonkarahisar ile Eskişehir arasındaki dağlık yöredir.

Ama yeni göç dalgası Frigleri daha iç bölgelere itti. Frigler önce Sakarya Irmağı çevresine, ardından batıda Gediz ve Büyük Menderes’in yukarı vadileri ile doğuda Kızılırmak ve Tuz Gölü yöresine doğru yayılmaya başladılar. Bununla da kalamayıp Friglerin bir bölümü Burdur Gölü, Erciyes Yaylası ve Yeşilırmak vadisine kadar ilerledi. Tam bu esnalarda da Hitit devleti Anadolu’da hâkimiyeti yitirmiş Güney Anadolu bölgesinde Prenslikler halinde yaşamaya çalışıyordu[1]

Fridlerin sınırları Pazarlı, Alaca-höyük, Boğazköy, Alişar, Kültepe ve Göllüdağ da Frig yerleşmeleri arasındadır. Batıda Lidya Bölgesi sınır oluşturur, güneybatıda Göller Bölgesi'ne kadar uzanır. Zile yakınlarındaki Masat Höyük ile Samsun yakınlarındaki Akalan, Frigya Bölgesi'nin kuzey sınırını çizer Frigya etkisinde kalan günümüz şehirleri  Afyon, Kütahya ,Afyon ,Ankara ,Konya , Uşak ,Denizli ,Burdur ,Isparta , Kırşehir , Kırıkkale , Çankırı , Çorumdur.

Frigya Devleti’nin kurucusu, başkent Gordion’a adını veren Gordios’tur. En parlak dönemini Kral Midas zamanında yaşayan Frigyalılar tüm Orta ve Güneydoğu Anadolu’ya egemen olmuşlar birçok mimari ve el sanatı ürünleri ortaya koymuşlardır. Midas, Yunanlıların gözünde her tuttuğunu altın yaptığı söylenen kraldır. Midas, Orta Yunanistan'da bulunan ünlü Delphoi Apollon Tapınağı'na adadığı altın ve fildişinden yapılmış görkemli tahtıyla Yunanlıları büyülemişti. İ.Ö.8 yy.ın ikinci yarısına rastlayan bu olay sırasında Midas, Batı Anadolu'da yaşayan komşuları Lidyalılar ve Yunanlılarla barış içindeydi.

Frigya Devleti, MÖ 546 yılında Persler tarafından ortadan kaldırılmıştır

 Dosya:Ruins of Gordion 3.JPG

 Gordion'un kalıntıları

Eskiçağ yerleşmeleri Midas, Ayazini, Aslantaş, Yazılıkaya, Gordion, Pazarlı, Alişar Höyüğü, Alacahöyük ve Boğazköy'de Friglerle ilgili kalıntılar bulunmuştur.

Frigyalıların başkenti Ankara’nın Polatlı ilçesi yakınlarındaki Gordion’dur. Diğer önemli yerleşim merkezleri arasında Ankuva (Ankara), Alişar (Yozgat), Kültepe (Kayseri), Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya sayılabilir.[2]

Bu eski Hitit yerleşkelerinde yaşayan Frigler, Hitit uygarlığından etkilendiler ve kendileri de güçlü bir uygarlık yarattılar. Frig sanatı, Hititlerin yanı sıra Urartu, Asur ve Eski Ege uygarlıkları sanatının da izlerini taşır. Frigler, kaya anıtları çeşitli insan ve hayvan motifleriyle bezediler. Tanrıça Kibele için yaptıkları tapınakların duvarlarını, pişmiş topraktan levhalarla süslediler.

Frig mimarisinin ve mühendisliğinin en önemli ürünü M.Ö. 8.yüzyılda inşa edilmiş olan başkent Gordion’daki kaledir. Kale, M.Ö. 4.yüzyıla kadar ayakta kalmıştır. Kalenin anıtsal bir kale kapısı vardı. Kalenin içinde ise megaron denilen dikdörtgen yapılar ve krallık sarayı bulunuyordu. Yapıların içinde çakıl taşı mozaik döşemeleri vardı. Frigler bu bezemeci döşeme yönteminin mucididirler. Maden ve ağaç işlemeciliğinde de gelişmişlerdi. Kazılarda makara kulplu bronz tabaklar, kazanlar, altın, gümüş ve bronz yaylı çengelli iğneler, değerli madenlerden giysi kemerleri, tokalar ve zengin bezemeli dokuma ürünleri, ahşaptan ve seramikten hayvan heykelcikleri ve geometrik desenlerle süslü ev eşyaları bulunmuştur. Özellikle çengelli iğne (fibula) yapımında kullandıkları teknolojinin o döneme göre çok ileri olduğu görülür. Frigler dokumacılıkta çok ustaydılar. Günümüzde Anadolu kilimlerindeki ve diğer Türk devletlerindeki binlerce yıllık motiflerin, Frig Motifleri'nde de var olmasının nedeni, halen çözülememiştir.[3] Friglerin müzik alanında da ileri oldukları ve birçok müzik aleti geliştirdikleri bilinmektedir.[4]

Frig kültürünün en önemli özelliği ise tümülüslerdir. Bunlar, M.Ö. 8.yüzyıl ile M.Ö. 6.yüzyılın ilk yarısı arasında yapılmış yapay mezarlardır. Sayıları yüz civarındadır. Friglerden önce bu yapılar Anadolu’da görülmemiştir. Büyük olasılıkla Frigler Avrupa’daki ölü gömme geleneklerini Frigya'ya yerleşince de devam ettirdiler. Tümülüslerin içindeki oda mezar, ana zemin üzerine inşa edilmiştir. Friglere ait yazılı belgeler, M.Ö. 8.yüzyıl ile M.Ö. 4.yüzyıl arasındaki dönemden kalmadır. Bugüne kadar ele geçen yazılı metinler sayısı az ve içeriği de kısa olduğu için tam olarak çözülememiştir. Ancak Frigler Hint-Avrupa kökenli bir dil konuşmuşlardır.[5]

Anadolu'da M.Ö. 750'lerde, siyasî birliklerini kuran Friglerin bilinen ilk kralları, ülkenin başkenti Gordion'a adım veren Gordiastır. Daha sonra başa geçen Midas, Friglerin her bakımdan en ünlü krallarıdır Onun zamanında ülke batıda Kütahya'dan, doğuda Kızılırmak'a; kuzeyde Ankara'dan, güneyde Denizli'ye kadar genişlemiştir. Persler tarafından ortadan kaldırılmışlardır (M.Ö. 546).Frigler eski Anadolu geleneklerini benimseyip sürdürmüşlerdir. Bunun başta gelen örneği Ana Tanrıça'ya olan bağlılıktır. Kybele (Kibele) adı verilen bu tanrıçaya ait pek çok yerde tapınaklar yapılmıştır. En büyük tapınak merkezi ise Pessinus (Balahisar)'dadır. Başkent Gordion (Yassıhöyük) ve Balahisar'dan başka; Alişar, Alacahöyük, Kültepe, Boğazköy, Midas, Pazarlı, Eskiyapar, Maşathöyük Friglerin önemli merkezleridir

Mimari: Yapı malzemesi olarak kerpiç, ahşap ve taş kullanılmıştır. Gordion'daki bütün yapılar megaron plânlıdır. Boğazköy'deki evler de kısaltılmış megaron biçiminde yapılmışlardır. Bazı binaların tabanları çakıl taşı mozaiklerle döşenmiş, duvarları geometrik desenli pişmiş levhalarla süslenmiştir. Damların üstüne boynuz biçiminde çıkıntılar, kapılara ise oyma süsler yapılmıştır. Friglerin ölülerini gömdükleri kaya mezarları ile Tümülüsler; bu toplumun mimarîsi hakkında bilgi edinebildiğimiz önemli buluntular arasındadır. Kayalara oyularak yapılan ve Ana Tanrıça (Kybele)ya adanan anıtkaya

mezarlar, beşik çatılı ve dik dörtgen cepheli olarak tamlanmışlardır. En ünlüsü Eskişehir yakınında bulunan anıt kaya mezardır. Tümülüs, ağaç gövdeleri, taş ve molozlarla yapılıp, üzeri toprakla örtülen büyük mezar odasıdır. Bunlardan en büyüğü Gordion'daki "Büyük Tümlüs"tür.

Kral şehrinde yaşamış olan Frig kral ailesi ve asil zenginler öldükten sonra üzeri büyük toprak tümseklerle örtülü, ardıç ve sedir ağacı gibi kütüklerle yapılmış mezar odalarını içeren tümülüslere gömülüyorlardı. Bu tarzda yapılmış odaların ağaç, konstrüksüyonu ileri bir teknik göstermektedir. Çok defa toprağa geniş uzun çukurlar kazılıyor, içine tahtadan odalar yapılıyor ve etrafı moloz taşlarla dolduruluyordu. Ölü tahta odaya yerleştirildikten ve ölü hediyeleri konulduktan sonra üstüne çatı örtülüyor ve çatının üzerine büyük taş yığını konuluyordu. Gordion’dan başka en önemli Frig tümülüsleri Orta Anadolu’nun güney batısında Afyon Eskişehir yöresinde ve Ankara civarında bulunmuşlardır. [6] Tümülüsler İ. Ö. VIII ve VII. yüzyıllara ait olup bugüne kadar rastlananların yükseklikleri 3 m. ile 50 m. arasında değişmektedir.

M.Ö. 8. yüzyılın sonlarına ait Gordion evleriyle, M.Ö. 6. yüzyılın ortalarına ait Pazarlı yapılarının bazıları taş ve kerpiç kullanılarak inşa edilmiştir. Bu tür yapıların kerpiç duvarlarında yapıyı sağlamlaştırmak üzere ağaç dikmeler ve yatay hatıllar kullanılmış, duvarlar, iç ve dış yüzlerde, çivi kullanılmaksızın birbirine geçirilmiş ahşap kasalar içine alınmış, böylece sağlamlığın yanında estetik bir görünüm elde edilmiştir.

Gordion'un İ.Ö. 8 yüzyılda yapılmış olan kalesinin bulunan parçaları ve 10 m.ye yaklaşan taştan yapılma görkemli kapısı askeri mimarlık için iyi bir fikir vermektedir. Kapının yumuşak kireç taşından yapılmış 9 m. yüksekliğindeki kısmı günümüze kadar korunmuş anıtsal bir yapıdır.[7]

Dosya:Phrygian tumulus interior.JPG       

Gordion'da bir Frig tümülüsü

 

Heykel

Frigya heykel sanatından günümüze pek fazla örnek gelmemiştir. Ancak elde edilen buluntular Frigya heykel sanatının Yunan, Geç Hitit ve Asur sanatının etkisinde kaldığını göstermektedir. Geç Hitit hiyeroglifli bir yazıt taşıyan Palanga heykeliyle Kululu heykeli M.Ö. 7.yüzyıla aittir ve Doğu Fryg sanatının temsilcileridirler.

Frigyalıların heykellerindeki başlıca konu, baş tanrıça olarak kutsadıkları Kybele (Kibele)dir.  Kibele, Frigler’in baş tanrıça olarak kutsadıkları Kybele. İ. Ö. II. binde Hitit panteonunda “Kubaba” olarak yer almıştır. Bereketi, çoğalmayı temsil eden, genellikle yanlarında aslanla betimlenen anatanrıçadır.  Frigler, Kibele’yi heykel ve kabartmalarına konu etmişler, bereketi, çoğalmayı temsil eden ana tanrıça olarak tasavvur etmişledir.  Kibele, Frigyalılar aracılığıyla Sardes (Salihli, Manisa) üzerinden Batı dünyasına taşınmıştır. Sayıları az da olsa, çeşitli yerlerde bulunan Ana Tanrıça (Kybele) heykelleri, Friglerin heykel sanatında oldukça usta olduklarım göstermektedir. Friglerin heykel yapımında Erken İyon sanatından etkilendikleri sanılmaktadır. Geç Hitit ve Asur sanatımn etkisinin görüldüğü Frig kabartmaları, ortostat biçiminde yapılmış; at, boğa ve sfenks figürlerle işlenmişlerdir (Fidanlık mevkii-Ankara).

Boğazköy (Çorum)’de bulunan Kybele Heykeli, Frigya heykel sanatının en güzel örneğidir. Tanrıçanın iki yanına birer müzik aleti çalan iki erkek figürü yerleştirilmiştir. Heykelde, ana tanrıçanın giydiği elbiselerin kıvrımları ve yüz ifadesi Arkaik Yunan sanatının etkisindedir.[8]

Dosya:Midas yazılıkaya.jpg  Dosya:Museum of Anatolian Civilizations062.jpg

Midas Anıtı (Yazılıkaya) ve Frig sermaikleri 

 

Küçük Sanat Eserleri:

Frigler, özellikle madencilik ve ağaç oymacılığında ileriydiler. Tümülüslerden çıkarılan ağaç masa takımları, dünyanın en güzel mobilya ürünleri arasında sayılır Çok sayıda ele geçen ve fibula denen süslü çengelli iğneler, Friglerin buluşudur Gordion'da bulunan kulpları boğa başlı kazanlar, Urartu etkisi taşısalar da, kendi anlayışlarının katıldığı yeni bir biçim anlayışında yapılmışlardır. Frigyalılar, Urartulardan aldıkları tunç kazanlara kendi anlayışlarını katarak yeni bir stil geliştirmişlerdir. Urartularda kazanların ağız kenarlarında aslan ve boğa başları kullanılmasına karşın Frigyalılar, Asur tipi insan başı kullanmışlardır. Bu tunç kapların ünü doğuda Asur’dan batıda Yunanistan’a değin yayılmıştı. Makara kulplu, tunçtan tipik Fryg kaseleri Batı Anadolu’daki İonia kentlerine satılmıştır. Üç ayaklı kaideler üzerinde duran, kenarları kuş vücutlu, kız başlı (siren) ya da boğa başı biçiminde halkalı tutamaklarla süslü kazanlar pek çok Yunan tapınağında bulunmuştur

Yapılan kazılarda bu kazanlarla birlikte taslar, çanaklar, kepçeler ve fibula (çengelli iğne)lar bulunmuştur[9]

Frigyalıların maden, seramik, ağaç işçiliği ve dokumacılıkta ürettikleri yapıtlar arasında tunç kazanlar, makara kulplu bronz tabaklar; altın, gümüş ve bronzdan yaylı çengelli iğneler; seramik kaplar; geometrik desenli süslü mobilya ve kilimler yer alır. Yapılan tümülüs kazıları, Frigyalıların ağacı geometrik motiflerle bezeyerek eşsiz mobilyalar, ahşaptan küçük boğa, aslan ve at heykelcikleri ile mitolojik sahnelerin yer aldığı ahşap kabartmalı levhalar da yaptıklarını ortaya koymuştur.

Gordion kazılarında, kilim ve diğer dokuma parçalarına da rastlanmıştır. Topates adı verilen Frigya kilimleri, o dönemin önemli ticaret mallarındandır. Dokumaların üstünlüğü, eski metinlerin konusu olmuştur. Frig kilimleri, dönemin ticarî malları arasındaydı. Nakış işleme sanatım da onların ortaya koydukları sanılır.

Çarkta biçimlendirilen Frig seramiği, tek renkli ve çok renkli boya bezekli olmak üzere iki gruba ayrılır. Siyah ya da gri renk astarlı ve tek renkliler, madenî kapların etkisinde kalınarak yapılmıştır. Örnekleri çok yaygındır. Geometrik şekil ve hayvan motifleriyle süslenmiştir. Şimdiye değin Gordion’da bulunmuş en eski tarihli Yunan eserleri M.Ö. 700 yıllarına alt çanak-çömlek parçalarıdır.

Çarkta biçimlendirilmiş Frigya seramiği tek renkli ve çok renkli boya bezekli olmak üzere iki gruba ayrılır. Tek renkli olarak yapılan Frigya seramiğinde siyah ya da gri astar kullanılmıştır.[10]

Bezekli olanlarda ise motifler genellikle kırmızı, kahverengi ve açık renk astar üzerindedir. Çok sevilen geometrik bezekler arasında dikdörtgenler, üçgenler, tek merkezli daireler, zikzaklar dikkati çekmektedir. Kabın tümünü kaplayan geometrik bezemeli olanların yanında panolara bölünmüş ve panoların içi hayvan figürleri ile doldurulmuş olanları da vardır.[11] Frigyalı ustaların düş gücünü ve yaratıcılığını sergileyen küçük heykel görünümünde hayvan biçimli törensel içki kapları (riton), Anadolu’da tarih öncesi çağlardan bu yana kullanılagelmiştir. Anadolu’da, özellikle Ana Tanrıça’ya yapılan sıvı adaklarında kullanılan, orta bölümü kabarık, Bale adı verilen kaseler de Yunanistan’a değin taşınmıştır.

 

KAYNAKÇA

  •  
  • [1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Frigya
  • [2]  Doç. Dr, Zeki İbrahimgil, Lise 1 Sanat Tarihi Dersi,  Koza Yayınları, 2012 Ankara,shf, 28-30
  • [3] https://tr.wikipedia.org/wiki/Frigya
  • [4] https://tr.wikipedia.org/wiki/Frigya
  • [5] https://tr.wikipedia.org/wiki/Frigya
  • [6] https://www.anadolumedeniyetlerimuzesi.gov.tr/belge/1-55020/frig-kralligi.html
  • [7] https://www.restoraturk.com/restorasyon-sanat/re
  • [8] Doç. Dr, Zeki İbrahimgil, Lise 1 Sanat Tarihi Dersi,  Koza Yayınları, 2012 Ankara,shf, 28-30
  • [9] https://tr.wikipedia.org/wiki/Frigya
  • [10] Doç. Dr, Zeki İbrahimgil, age
  • [11] https://www.anadolumedeniyetlerimuzesi.gov.tr/belge/1-55020/frig-kralligi.html

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar