Galata Kulesi, İstanbul'un Galata semtinde bulunan ve İstanbul'un en önemli sembollerinden biri olan bir kuledir. İstanbul Boğazı, Haliç ve İstanbul'un her yönüyle bu kuleden izlenebilmesi sebebiyle Galata Kulesi'nin geçmişten bu güne üzerinde çok durulan, adı çok duyulan bir mekân olmasını sağlamıştır.
Aslında bu gün çoğu yıkılmış olan İstanbul, Galata semtindeki surlardan kalma bir tarihi kuledir. Diğer surlar yıkılıp kaybolurken onları temsilen ayakta kalan bir baş kule olarak yerinde durmaktadır. "
Galata Kulesi’nin ne zaman yapıldığı hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte, Kule’nin İsa’dan sonra 507 yılında imparator Iustinianos zamanında inşa edildiği idda edilmektedir.1204 yılındaki 4. Haçlı Seferi'nde geniş çapta tahrip edilen kule, daha sonra 1348 yılında "İsa Kulesi" adıyla yığma taşlar kullanılarak Cenevizliler tarafından Galata surlarına ek olarak 1348 yılında yeniden yapıldığında kentin en yüksek binası olmuştur. “
[1]
"
Galata Kulesi dünyanın en eski kulelerinden biri olup, Bizans İmparatoru Anastasius tarafından 528 yılında Fener Kulesi olarak ahşap olarak inşa ettirilmiştir.
[2] " Bizanslılar zamanında yapılmış olan Galata Surlarının varlığı bilinmesine rağmen Galata Kulesini yapımı hakkında başka görüşler de vardır. Bu görüşlerden birine göre "
Kule 14. yüzyılda Galata'ya yerleşen Cenevizliler tarafından,1348 yılında bölgelerini yabancılara karşı korumak amacıyla, Galata surlarına ek olarak yaptırılmıştır."
[3] Fakat kesin olan bir şey varsa Galata surlarının yapımının MS.6 yy kadar uzanmış olmasıdır. Bu yönüyle Galata Kulesi Galata surlarının baş kulesi ve Cenevizlilerden kalan en önemli yapıdır.
Fakat günümüzdeki şekli de tam olarak Cenevizlilerin yapmış olduğu orijinal şeklinde değildir. Cenevizlilerden bu güne Galata kulesinde pek çok olay meydana gelmiş, yangınlar ve yıkımlar dolayısı ile defalarca onarım gören kule üzerinde Osmanlılar zamanında birçok tadilat yapılmıştır.
Galata kulesi 1445-1446 yılları arasında yükseltilmiştir. Kule Türklerin eline geçtikten sonra hemen her yüzyıl yenilenmiş ve tamir edilmiştir. 16. yüzyılda Kasımpaşa tersanelerinde çalıştırılan Hıristiyan harp esirlerinin barınağı olarak kullanılmıştır "1509 depreminde büyük zarar gören Kule, devrin ünlü Osmanlı mimarı Hayrettin tarafından onarılmıştır."
[4] "
Ayrıca; Kule, Kanuni Dönemi’nde Kasımpaşa Tersanesi’nde çalıştırılan mahkûm işçiler için hapishane olarak da kullanılmıştır. .16 yy.ın sonlarında ise; müneccimbaşısı Takıyeddin Efendi, Kule’nin tepesine bir rasathane kurmuştur." Kaynaklardan anlaşıldığına göre bir ara tersanenin ambarı haline getirildiği ve tersane ambarı olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bir dönem bu şekilde kullanılan Galata Kulesi, 3. Murat tarafından kapatılır ve Kule tekrardan hapishaneye dönüştürülür.
[5] Sultan III. Murat'ın müsaadesiyle burada müneccim Takiyüddin tarafından bir rasathane kurulmuş, ancak bu rasathane 1579'da kapatılmıştır.
"17. yüzyılın ilk yarısında IV. Murat döneminde Hezarfen Ahmet Çelebi, Okmeydanı'nda rüzgârları kollayıp uçuş talimleri yaptıktan sonra, tahtadan yaptırdığı kartal kanatlarını sırtına takarak 1638 yılında Galata Kulesi'nden Üsküdar-Doğancılara uçmuştur. Bu uçuş Avrupa'da ilgi ile karşılanmış, İngiltere'de bu uçuşu gösteren gravürler yapılmıştır.
[6] Bir ara cephanelik olarak da kullanılan Galata Kulesi Alemdar vakasında beş yüz yeniçeri ve Alemdar Mustafa Paşa'nın hayatına mal olan bir facia yaşamıştır. 1717'den itibaren kule yangın gözleme kulesi olarak kullanılmıştır. Yangın, ahalinin duyabilmesi için büyük bir davul çalınarak haber verilmekteydi. III. Selim döneminde çıkan bir yangında kulenin büyük bölümü yanmıştır. Onarılan kule 1831 yılında başka bir yangında yine hasar görmüş ve onarılmıştır. 1875 yılında bir fırtınada külahı devrilmiştir.
[7] 1965'te başlanıp 1967'de bitirilen son onarımla da kulenin bugünkü görünümü sağlanmıştır.
[8]
"Yangın ve fırtınalardan sonra sık sık restore edilen bina, son olarak 1964'de onarım görmüş ve 1967'de yeniden kullanıma açmıştır. Galata semti, her gün yeniden keşfedilmeyi, yapraklarının daha sık karıştırılmasını bekleyen bir tarih kitabı gibidir."
[9]
Yerden, çatısının ucuna kadar olan yüksekliği 77,25 metredir. Yapılan statik hesaplamalara göre kulenin ağırlığı yaklaşık 10.000 tondur. Duvarlarının kalınlığı ise 3,75 metredir. Derinliğinde bulunan çukurların altındaki kanalda birçok kafatası ve kemik bulunmuştur. Orta boşluğun bodrumu zindan olarak kullanılmıştır. Kulenin kalın gövdesi işlenmemiş moloz taşındandır.
[10]
Özellikleri
Yerden, çatısının ucuna kadar olan yüksekliği 69,90 metredir. Duvar kalınlığı 3,75 m, iç çapı 8,95 m, dış çapı da 16,45 metredir. Yapılan statik hesaplamalara göre ağırlığı yaklaşık 10.000 ton, kalın gövdesi işlenmemiş moloz taşındandır.
[11]
Derinliğinde bulunan çukurların altındaki kanalda birçok kafatası ve kemik bulunmuştur. Orta boşluğun bodrumu zindan olarak kullanılmıştır. Kulenin tarihinde bazı intihar olayları kayıtlara geçmiştir. 1876 tarihinde, bir Avusturyalı, nöbetçilerin dalgınlığından faydalanıp kendini kuleden aşağı atmıştır. 6 Haziran 1973 günü ise ünlü şair Ümit Yaşar Oğuzcan'ın 15 yaşındaki oğlu Vedat kuleden atlayarak intihar etmiştir. Oğuzcan bunun üzerine Galata Kulesi adlı şiiri yazmıştır. Bununla beraber Galata Kulesi konulu en uzun şiir 2009 yılında Aydın Meriç tarafından yazılmıştır, 2011 yılında Sone yayınlarından yayınlanmıştır.
[12]
kaynakça