Gah “şirler pençe i kahrından lerzan olurken, bir gözleri ahuya zebun olur”, gah “Aslan’a yıkılmaz iken tilkiye pes der” aşıklar…
İnsanın istediği her şeyi yapabildiği hayal dünyasında dahi gariptir bizim aşıklar. Kendini sultan ilan etmek ile köle ilan etmek aynı kolaylıktayken, kendini galip ilan etmek ile kendini garip ilan etmek arasında zerre zorluk farkı yok iken; köleliği sutanlığa, garipliği galip olmaya tercih etmiş ve en yüce ve yüksek makamları hep canana tesis etmiştir bizim aşıklar…
Şiirinde yani düş aleminde; aslanları korkudan titreten Cihan Padişahı Yavuz Sultan Selim’i bir ceylan gözlüye esir eder felek… Ağır meclislerde sıkılmayan, mengeneye versen bükülmeyen, aslana dahi yıkılmayan Seyrani’yi bir tilkiye pes dedirttirir kara bahtı… Bile isteye garip olur aşıklar... Yalnız düşlemek yerine düşünerek yazanlar bundan müstesnadır… Şiir; şairin döşüne düşen hissiyat değildir de nedir? Muhayyile değil miydi şairin sermayesi? Dikkat buyurun “değil mi” demiyorum “değil miydi” diyorum. Modern şairlerimizin sermayesi düşünce… Düşlemek yerine düşünerek yazıyor modern şairlerimizin büyük bölümü… Düşünen, hesap kitap yapan kişi garip olur mu hiç? Gönlüne düşeni evvela gönlün süzgecinden geçirip akılla bütünleştirip sanatlaştıramayanlar, salt düşünceyle, salt akılla şiir yazanlar silinip gitmeye mahkum olmazlar mı? Şahit olmuyor muyuz mahkumluklarına?
Kemale ermek - tamam olmak - dairenin tamamlanması demektir. Dairenin tamamlanmasıysa tekrar başlanılan yere gelmek demektir. Gayrı başladığımız yere/özümüze dönmemiz gerekmektedir. Gayrı aşık olmamız, kendi göçse de eserleri göçmeyen şairlerden yani gariplerden olmamız gerekmektedir…
Gariplere selam olsun…!
Aytül Kaplan
8 years ago
Aytül Kaplan
8 years ago
Mehmet Aluç
8 years ago
Kadir Altun
8 years ago
Kadir Altun
8 years ago
Kadir Altun
8 years ago
Seferi (Nurcan Bedir Ören)
8 years ago
Kadir Altun
8 years ago