Gayur u Bağdat Nedir Bağdat Deyusu

01.03.2016

 

Gayur u Bağdat

 Osmanlıca yazılışı: gayur : غيور

Osmanlıca yazılışı: Gayûr u Bağdat باغداد غيور

Gayûr sözcüğü Arapça kökenlidir.  Sözlüklerde  "gayretli, çok çalışkan, kıskanç, hamiyetli, dayanıklı " anlamları ile tarif edilir.

Gayûr sözcüğü " gayretli "ve "gayret "sözcükleri ile aynı köke dayanır. 

Bağdat Irak’ın en büyük şehri ve başkentidir. Bağdat, divan ve halk şiirimizde adı en sık geçen şehirlerin başındadır. Bağdad,   Dârü’s-Selâm, Medînetü’s-Selâm Burc-ı Evliyâ, ve Behişt-âbâd adı ile anılan adı efsanelere ve hikayelere de karışan bir şehirdir.[1]

Şehrin adının bâ-dâd” yani “Allah vergisi, lütfedilmiş bahçe” anlamına geldiği söylenmektedir.[2] 

Bağdat, pek çok İslam âliminin yetiştiği, bir çok İslam medeniyetine beşiklik eden bir kültür şehridir. Bağdat eski edebiyatta  en çok da bu meziyetleri ile anılır.

Revâdur Evliyâ burcı dimek ol buk’a-i pâke
Ki her allâmeye menzilgeh ü her ilme mazhardur   Fuzuli 

Bağdat, masallarda uçan halıların olduğu, büyülü ve mamur bir kenttir. Halk hikâyelerimizde, şatafatın  ve eğlencenin sembolü olarak en çok adı geçen şehirlerden birisidir.  Bağdat;  kahvesi, puşisi, hurması, kumaşları, zenginliği, haramileri, ayyarları, tüccarları ve ticaretin  merkezi olması;  sık sık talana uğraması ( bkz Basra), Dicle ve Fırat ‘ın birleştiği yerde olması, ile de meşhurdur.

Fakat  evliyalar kenti olan Bağdat, Gayûr u Bağdat veya Gayûr u Bağdadi  adı ile anılan Bağdatlı Gayûr ismi ile de bilinen adı edebiyata da geçmiş olan, meşhur  deyyusu ile de anılır.

Eski metinlerde Gayûr-ı  Bağdat , Bağdat 'ta yaşadigi iddia edilen adi edebi metinlere de geçmiş olan meşhur bir deyyustur.

Gayûr-ı Bağdadi; kimisi sazende, kimisi  rakkase olan  birçok cariyelere sahip bir deyyustur. Bu adamın kerhanesinin hayli ozellikli olduğu, müşterilerini muzik , içki ve sazende cariyeleri ile de ağırladığı, seçkin ve zengin kişilere hizmet verdiği anlaşılır.  Eski devrin metinlerinde Gayûr-u Bağdadi , Merd-i Gayûr şeklinde de ifade edilir   ve  bu ifade Gayûr –ı Bağdadi’ye telmih edilecek şekillerde de kullanılmıştır. 

Buna mukabil “gayûr” kelimesi elbetteki  gerçek anlamıyla ve “gayreti olan, gayretli, çok çalışkan” anlamları ile  metinlerde kullanılmıştır.

İsnâd-ı ta'assub olunur merd-i gayûra 
Dinsizlere tevcîh-i reviyyet yeni çıktı    Ziya Paşa

(Gayretli kişiler taassub veya deyyuslukla suçlanırken dinsizlere özgü derin düşünce yeni çıktı)

Ol pâdişâh : gayûr u dindür.
Diriğ etmedi mümkün olanı.     Münif Paşa

Irzına gayreti yok  sifle-  nihad
Oldu ma’nada  Gayûr-ı Bağdat    Nuhbe-i Vehbi

Oldular sanki Gayûr-ı Bağdat
Kapısında bulunur  tabl-ı fesat        Seyyit Vehbi

Vehbi’nin “Kapsında bulunur  tabl-ı fesat   “   dizesinde geçen tabl-ı fesat kelimesinden hareketle eski devirlerde  kötü kadınların iş yaptığı deyyuslara ait evlerin kapılarına kırmızı renkli fenerler astıkları, daha eski devirlerde veya başka yerlerde, o evin bir genelev olduğunu işaret edecek olan  bir çeşit flama, bayrak  veya davul gibi nesneler astıkları [3]anlaşılır.  Günümüzdeki tabelanın yerine geçen bu işaretlere tablı fesat dendiği de ifade edilmiş olur.

 

 Kaynakça

 

  • [1] Şahamettin Kuzucular, Bağdâd: Dârü’s-Selâm,
  • [2] Emine YENTERZi, KLASK TÜRK ŞİİRİNDE ÜLKE VE ŞEHRLERN MEŞHUR ÖZELLKLERİ Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi Volume: 3 Issue: 15
  • [3] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB,  1996- s. 237  (  Vehbi Münebbih,  Nuhbe-i Şerhi, Burhan-ı Katı Tercümesi , S. 422) 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar