Gazel
- Müje haylin dizer ol gamze-i fettân saf saf
Gûyiyâ cenge turur nîze-güzârân saf saf
- Seni seyr itmek içün reh-güzer-i gül-şende
İki cânibde turur serv-i hırâmân saf saf
- Leşger-i eşk-i firâvân ile ceng itmek içün
Gönderür mevclerin lücce-i ummân saf saf
- Gökde efgân iderek sanma geçer hayl-i küleng
Çekilür kûyına mürgân-ı dil ü cân saf saf
- Câmi içre göre tâ kimlere hem-zânûsın
Şekl-i sakkâda gezer dîde-i giryân saf saf
- Ehl-i dil derd ü gamun ni‘metine müstagrak
Dizilürler keremün hânına mihmân saf saf
- Vasf-ı kaddüñle hıram itse ‘alem gibi kalem
Leşger-i satrı çeker defter ü dîvân saf saf
- Kûyuñ etrâfına uşşâk dizilmiş gûyâ
Harem-i Ka‘bede her cânibe erkân saf saf
- Kadrüñi seng-i musallâda bilüp ey Bâkî
Turup el bağlayalar karşuña yârân saf saf (Küçük, 1994)
Günümüz Türkçesi
- Mızrak atanların saf saf şavaşmaya durması gibi o fitneci bakışlar da kirpik bölüklerini sıra sıra dizerler.
- Salınan serviler gül bahçesi yolunda seni seyretmek için iki tarafta (karşılıklı) sıra sıra dizilirler.
- Gözyaşlarımın kalabalık askerleriyle savaşmak için engin denizler dalgalarını peş peşe göndermektedir.
- Gökyüzünde feryat ederek geçenler turna sürüsüdür zannetme. Can ve gönül kuşları bölük bölük senin mahallene doğru çekilmektedir.
- Cami içinde kimlerle diz dize oturduğunu görmek için ağlayan gözler saka şeklinde saflar arasında dolaşmaktadır.
- Gönül ehli dert ve gamının nimetinde boğulmuş; misafirler senin ikramının cömert sofrasına sıra sıra dizilmişler.10
- Kalem senin boyunun güzelliğini vasfederek sancak gibi salınsa, defter ve divan satır askerlerini bölük bölük gönderir.
- Kâbe hareminde erkânın her yönde saf tutması gibi âşıklar da senin mahallenin etrafına dizilmişlerdir.
- Ey Bâkî! Dostlar senin değerini musalla taşında anlayıp karşında saf tutarak el bağlasınlar.