Gazete Fıkrası Özellikleri ve Yazarları

24.05.2011

Fıkralar:

(1) Gazete fıkraları,

(2) Küçük hikâye niteliğindeki nükteli ve güldürü fıkraları, olmak üzere iki türlüdür.

(1) Gazete fıkraları:

Gazete ve dergi gibi süreli yayınlarda, bir yazarın periyodik olarak genel bir başlık altında günün sosyal ve siyasî olaylarını kendi bakış açısına,  siyasî, ideolojik eğilimine ve düşünce yapısına göre değerlendirdiği kısa yorum yazılarına fıkra denir. Yazarın gündelik olayları, özel bir görüşle, güzel bir üslupla,kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa, günübirlik yazılardır.

Genellikle, günlük gazetelerin belirli köşelerinde yayımlanan bu tür fıkralarda ortaya konan sorunlar kısa, yalın ve akıcı bir üslûpla anlatılır. Okuyucunun ilgisini sürekli olarak canlı tutabilmek için, fıkra yazarlarının konularında tekrarlara düşmemesi, kapsamlı bir kavrayış gücüne, derin bir kültür zenginliğine ve geçmişle günlük olayları kaynaştırabilme ustalığına sahip olması gerekir.

Fıkraların amacı, siyasî, kültürel, ekonomik,  toplumsal vb. konuları çok defa eleştirel bir bakış açısıyla anlatarak kamuoyunu yönlendirmektir. Fıkralarda kesin olmaktan ziyade güzel,  hoş sonuçlara varmaya; canlı,  ilgi çekici olmaya özen gösterilir. Yazar kendi duygu ve düşüncelerini en başarılı şekilde yansıtarak okuyucu ile arasında sıkı bir bağ kurar.
Basit, bazen sözü edilmeyen bir mekân, anlamlı bir düşünce, karakteri canlandıracak kısa ve hareketli bir konuşma, dikkati çeken bir olay, fıkralar için yeterli malzemedir. Bugün için artık, gazete fıkra yazarlarının, istatistikî bilgilere de yer vererek, bilimsel bir yöntemle çalıştıklarını görüyoruz.

Farklı Fıkra Tanımları

Belli bir amacı, savunulan bir düşünceyi ele alan ve bunu en kısa yoldan anlatan, mizah ve hiciv unsurlarını da içinde barındıran sözlü ya da yazılı hikâyelerdir.

Bu özlü hikâyeler tek başına olabildiği gibi, sözün gelişine uygun her hangi bir yazı içinde de düşünceyi daha çekici hâlde ifade etmek amacıyla kullanılır.

Bir yazarın günlük olaylara ya da ülke ve toplum sorunlarına ait her hangi bir konu üzerinde kişisel görüş ve düşüncelerini, akıcı bir dille anlatan düz yazılara Fıkra denir. (K.GARİPOĞLU, Kompozisyon Bilgileri, s.239)

Fıkraların başlıca özellikleri; hareketli, ilgi çekici olması, savunulan bir düşünceyi içine almasından başka bir devrin, bir insanın, belli bir zamanın ya da sınıfın özelliklerini, siyasî, sosyal vb. günlük her türlü olay ve sorunları canlandırmasıdır.

Yazarların herhangi bir konu hakkında kişisel görüş ve düşüncelerini fazla derinliğe girmeden ortaya koyduk­ları fikir yazılarıdır. Bu yazılar dergilerin ya da günlük gazetelerin belirli köşelerinde yayımlanır. Bu yazılarda kısa, yalın ve akıcı bir üslup kullanılır.

Fıkralarda Konu: Fıkralarda yazar, konu seçiminde serbesttir. Konular özel bir görüşle incelenip eleştirilir. Yazar kişisel görüş ve düşüncelerini içten bir şekilde açıklar. Toplumu ilgilendiren güncel konuları anlatır. Günlük siyasi, sosyal ve kültürel olayları ele alır. Fıkra­larda toplumsal sorunlar, okuru biraz olsun rahatlata­cak, ona geçici de olsa dertlerini unutturacak üslupla işlenir. Bu arada da konuyla ilgili bilgi verilir. Başlangıç­ta sadece siyasi ve sosyal konular etrafında yazılan fık­ralar, zaman içinde sınırlarını genişletmiş, bugün sa­nattan spora, ekonomiden siyasete kadar toplumun bütün günlük sorunlarını kuşatmıştır.

Fıkralarda Dil ve Anlatım: Fıkralar iğneleyici, alay­cı bir dille bazen eleştiri bazen de sohbet tarzında ya­zılır. Fıkralarda yazar inandırıcı, etkileyici ve dokunaklı bir anlatımı benimser. Anlatım, senli benlidir. Okurla sohbet havası hâkimdir. Bu nedenle fıkraların; insanı saran, tatlı, samimi, sıcak bir havası vardır. Fıkralarda genel olarak akıcı, duru, açık ve yalın bir anlatım söz konusudur. Yazar; konuyu çoğunlukla konuşma diliyle kaleme alır. Cümleler kısa ve anlaşılır niteliktedir. Yazı­nın kolay anlaşılması için uzun cümlelerden kaçınılır. Devrik cümleler kullanılabilir. Okuyucunun zevki ön planda tutulur. Fıkraların en önemli özellikleri arasında dilinin sade, üslubunun serbest olması gelir.

Fıkraların Amacı: Günlük konular üzerinde kişisel görüşleri belirtmek, belli bir okuyucu kitlesi kazanmak, görüşleri bu kitleye benimsetmeye çalışmak fıkra ya­zarının amacıdır. Fıkra kısa ve öz yazıldığından bu ya­zılarda yargılamaya, ispatlamaya, tanıtmaya ve ayrıntı­lara yer verilmez. İspatlama yoluna gidilmez. Kesin bir iddia havası hâkim değildir. Kesin bir sonuca varılmak istenmez, özel bir inandırma çabası görülmez. Yazar bir sonuca ulaşır; ancak okuru ikna etme amacı taşı­maz. Onu etkilemeyi, konu hakkında düşünmeye sevk etmeyi yeterli görür. Konu ile ilgili olarak bir kamuoyu oluşturmayı amaçlar. Yazar bunu yaparken duygusal, içten bir anlatım kullanır. Gerçeklerden ayrılmaz. Yan­lış bilgi vermez. Yanlış belgelere dayanmaz. Tutarsız düşüncelere başvurmaz.

Fıkra Anlatım Biçimleri: Fıkralarda özellikle açıklama, örneklendirme, karşılaştırma, ta­nımlama, öyküleme gibi anlatım yollarına başvurulur. Anlatımda küçük hikâyelere yer verilebilir. Gözlemler­den ve anılardan yararlanılabilir.

 

Fıkra ile Makalenin Farkı

1. Makalelerde yazılanları ispatlama kaygısı vardır; ancak fıkralarda yazılanları ispatlama kaygısı yoktur.
2. Makalelerde ciddi, yapmacıksız, bilimsel bir anlatım vardır. Fıkralarda açık, sade ve anlaşılır bir dil kullanılır.
3. Fıkralar günübirlik yazı türüdür. Makalede ise böyle bir durum yoktur.
Edebiyatımızda Fıkra yazan ilk kişi Ahmet Rasim’dir. Bunun dışında Falih Rıfkı Atay, Peyami Safa, Burhan Felek ve Çetin Altan en tanınmış fırka yazarlarıdır.

Makale; daha uzun yazılır, kesin bir yargı ve kanıtlamaya gider. Buna karşılık, fıkra; kısa, etkili ve dokunaklı bir sonuca varmak amacını güder.

Gazete ve dergilerin fıkra yazarları; günlük olayları, özel bir görüşle inceleyip eleştirerek ya ciddî ya da güldürücü bir dille, sohbet biçiminde okuyucularına düşüncelerini aktarırlar.

Fıkranın Özellikleri

1. Günlük olaylar veya düşüncelerle ilgili konular işlenir.
2. Konular tarafsız bir şekilde ele alınmalıdır.
3. Düşünceyi ön plânda olmalıdır.
4. Konular çok değişik açılardan ele almadan ayrıntılara inmeden işlenir.
5. Yazılanlara okuyucuyu inandırma zorunluluğu yoktur. Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez.
6. Yazılanlar okuyucunun ilgisini çekmelidir.
7. Nükteli fıkralardan kıssalardan vecize ve atasözlerinden faydalanılmalıdır. Dil tabiidir. Günlük deyimlere yer yer nükteli sözlere yer verilir.
8. Açık sade ve akıcı bir dil kullanılmalıdır. Okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir hava sezdirilir.

Gazete ve Dergi Fıkralarında Plân:

(a) Giriş : Davayı ortaya koyma,

(b) Gelişme: Konuyu açma ve çeşitli örneklerle açıklama,

(c) Sonuç: Olumlu ya da olumsuz bir sonuca bağlama bölümleri yer alır. Fıkra; kısa ve öz yazıldığından yargılamaya, ispatlamaya ve ayrıntılara girilmez.

Kısa, özlü, içinde derin anlamlar taşıyan bir fıkra yazabilmek ve bunu zevkle okutabilmek için yazarın, konuyu iyi kavrayıp ilginç noktaları gösterebilmesi, gereksiz sözlere yer vermemesi, duygu ve düşüncelerini inandırıcı, etkileyici ve akıcı bir dille anlatabilmesi gerekmektedir.

Türk Edebiyatında Fıkra Yazarları

Türk edebiyatında fıkra yazarlığı Şinasi’nin 1860 yılında Agâh Efendi ile birlikte çı-kardıkları Tercüman-ı Ahval gazetesindeki yazılarıyla başlamıştır. O zamandan günümüze kadar fıkra yazan başlıca yazarlar şunlardır: Namık Kemal, Ahmet Rasim, Ahmet Haşim, Falih Rıfkı Atay, Burhan Felek, Peyami Safa, Refi Cevat Ulunay, Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Bedii Faik, Necip Fazıl Kısakürek, Nazlı Ilıcak, Rauf Tamer, Ahmet Kabaklı, Çetin Altan Oktay ,Ekşi Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, İlhan Selçuk, Ergun Göze, Hasan Pulur, Mehmet Barlas, Fehmi Koru, Ta-ha Akyol, Gürbüz Azak, Ahmet Taşgetiren, Cengiz Çandar, Yavuz Gökmen, Gülay Göktürk.

( Gazete Fıkrasına Örnek)

 

Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.

 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya [email protected] 

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar