Özgün adı Midnights Children , olan Geceyarısı Çocukları,
adlı roman Hint asıllı yazar Salman Rüşdinin romanıdır. Hindistanın
bağımsızlığına kavuştuktan sonra yazılan yapıt, Hint edebiatı açısından önemli
bir eserdir. Eserin İlk baskısı 1981 yılında gerçekleşmiş, yazar romanın
yazılışından 25 yıl sonra bu romana yeniden önsöz yazmıştır. [1]
Roman Hindistanın bağımsızlığa kavuşmasını ele alan konusu
ile basıldığı ilk yılda Man Booker Ödülünü kazanmış, 1981
TIME dergisi tarafından 1923 den beri yayımlanmış en iyi 100 İngilizce roman
arasında gösterilmiştir.[2] Eser daha sonra ödül almaya devam ederek James Tait
Black ödülü 1982, Booker of Bookers 1993 ödülünü de alacaktır. [3]
Romanın gördüğü bu ilgi filmcilerin de dikkatini çekmiş
Midnights Children adlı roman Deepa Mehta tarafından beyazperdeye
aktarılmıştır.[4] Rushdienin romanı, 1990 lı yıllarda BBC tarafından da
dizi olarak çekilmek istenmiş, ancak Sri Lankanın çekim iznini son anda iptal
etmesi üzerine proje suya düşmüştür.
Salman Rushdie, Urduca ve İngilizce konuşan müslüman bir
ailenin oğlu olarak 1947 de (bağımsızlıktan iki ay önce) Bombay da doğmuş.
1964 te diğer Müslümanlarla birlikte zorunlu olarak Pakistana göçedip ve
Karaçiye yerleşmişlerdi.
Salman Rüşdinin bu eserindeki kahraman ile Salman
Rüsdi arasında da büyük benzerlikler bulunur. Romanın kahramanın adı Selam
dır. Selamın doğumu ise Hindistanın bağımısılığa kavuştuğu gün ve saattir.
Geceyarısı Çocukları Hindistannın bağımsızlığının ilan edildiği gece doğan
1001 çocuktan biri olan Salim Sınainin otobiyografisi şeklinde anlatılan bir
anlatım tekniği ile yazılmıştır. Rushdie bilinç akışı tekniğini
kullanarak ve çeşitli benzetmeler , zamanda geriye gidiş dönüşler ile romanını
kurgulamıştır.
Geceyarısı Çocuklarında analtıcının özel hayatı ile
ülkesinin tarihinin bağdaştırılması, Günter Grassın Teneke Trampet,
Marquezin Yüzyıllık Yalnızlık , James Joyceun Sanatçının Genç bir
Adam olarak Portresi, Arundhati Royun Küçük Şeylerin Tanrısı eserlerinde
de [5]görülmüş olan bir motiftir.
Salman Rüşdi ,kitaplarının konuları genelde fantastik,
mitolojik, din ve bilim kurgu olan, Müslüman aleminde hiç sevilmeyen,
hatta kimi İslami örgütler arasında öldürülmesi için ferman çıkarılan, hakkında
çok çeşitli spekülasyonlar yapılan bir yazardır. Hindistan tarihi ve
politikasına eleştiren yaklaşımı nedeniyle yazarın Geceyarısı Çocukları
adlı romanı Hindistanda yasaklanmıştı. Ardından bu kez de Pakistanda
aynı akıbete uğrayan Shame (1983, Utanç) adlı eserini yazacaktı. Salman Rüşdi ,
Şeytan Ayetleri adlı kitabı ile de Müslüman alemin tepkiisni çekecekti.
1988 de Satanic Verses (bkz: Şeytan Ayetleri) isimli kitabı ile 1988
Whitbread ödülünü kazandıysa da Müslümanlığa hakaret ettiği gerekçesiyle kitap
Hindistan ve Güney Afrikada yasaklandıktan sonra Ayetullah Humeyni tarafından
yazar hakkında ölüm fetvası verilmişti.
Gece Yarısı Çocukları farklı dil, din, politik
görüş ve farklı kültürlerle yoğrulan Hindistan mozağini ortaya koymadaki
başarısı ile çok ses getirmiştir. Salman Rüşdi ile ilk uğraşan kişi ise
Hindistanı bağımısılığa kavuşturan İndra Gandi olmuştur. Gandi romandaki bir
cümle yüzünden S. Rüşdiye dava açmıştı. [6]
Kişilikler[7]
ÖZET [8]
Yapıtın kahramanı olağanüstü bir koku olma ve
duyum yeteneği olan Salem Sinaidir. Salem Hindistanın bağımsızlığına
kavuştuğu günde ve anda doğmuştur.
Salem on yaşına bastığında 15 Ağustos 1947 geceyarısı
ile sabah bir arasında doğan tüm çocukların özel güçlerle donanmış
olduklarını fark eder. Bu çocukların sayısı 1001 tanedir. Bunun
üzerine Salem aynı günde ve saatte doğan ve büyük bir bölümü kendisi gibi
benzer güçlere sahip olan diğer çocuklarla bağlantıya geçmeye başlar.
Onlar ile buluşabilmek için bir kurultay yapmak için uğraşmaya
başlar.
Her ne kadar Geceyarısı Çocukları Kurultayındaki
tartışmalar çocukların olağanüstü yeteneklerini yarıştırmalarını konu alsa da,
Hindistanın bağımsızlığının ilk yıllarında yüzleştiği kültürel, dinsel, dilsel
ve politik çatışmalarını da göz ardı edilemez bir biçimde yanında getirir.
Salem bu kurultaylarda, uza duyum özelliklerini kullanarak değişik
coğrafyalardan gelmiş tüm çocukları düşünsel düzeyde bir araya getirip, bu
olağanüstü yeteneklerin anlamını irdelemeye çalışır.
Salemin müslüman ailesi bağımsızlıktan yıllar sonra
Pakistana göç eder. Hindistan-Pakistan savaşı sırasında ailesinin büyük bir
çoğunluğunu bir hava saldırısı sonucunda yitiren Salem, belleğini kaybetmesine
neden olan bir kaza geçirir ve kendisini Pakistan ordusunda köpeği andıran bir
biçimde koku yoluyla iz bulabilen bir çaşıt konumunda çalışırken bulur. Burda
da, Salemin yaşamı Hindistanın tarihini etkilemekte ve 1971 Doğu
Pakistan-Batı Pakistan savaşını biçimlendirmektedir.
Pakistan ordusundayken Salem belleğine geri kavuşup,
bağımsızlığını yeni kazanan Bangladeşe gider, ve burda çocukluk arkadaşlarıyla
ve artık büyümüş birkaç Geceyarısı Çocuklarıyla karşılaşır. Bunlardan biriyle
yasal olmayan yollarla Yeni Delhiye dönüp, kentte sokak göstericileri ve
komünistlerin yaşadığı yoksul kenar mahallelerinden birine bu arkadaşıyla
karısı olarak yerleşir. Bu sıralarda Hindistanın politik dengesizlikleri
sürmektedir, ve İndira Gandhi yönetiminin ilân ettigi olağanüstü hal sonucu
Salem ve oğlu Sanjay temizlik amacıyla tutuklanır. Hindistanın rejimine
karşı gözdağı olarak nitelenen tüm geceyarısı çocukları tutuklanıp olağanüstü
yeteneklerinin sonraki kuşaklara aktarılmasını önlemek için tek tek
kısırlaştırılır. İndira Gandhi rejimi gerçekte de nüfus düzenlemesi
çerçevesinde birçok kısırlaştırma ameliyatını düzenlemiştir. Yazar, yapıtında
gerçeklerle olan bu benzerlikleri su yüzeyine çıkararak taşlama yapmaktadır.
Salemin tutukevinde yatarken aktardığı görüşler yalnız
İndira Gandhinin rejimine iğneleyici eleştiriler yöneltmekle kalmayıp, ayrıca
kahramanın, Salman Rüşdinin okuyucularına tanrı gücüyle çatışma olarak
betimlediği çabalarını da işlemektedir.
Olağanüstü halin son bulmasıyla Salem gibi tüm Geceyarısı
Çocuklarının da yetenekleri son bulmuş, ve Salemin Hindistanın tarihiyle
ilgili yapacak, onu yönlendirecek bir amacı kalmamıştır. Bunun üzerine Salem
kendi (ve ikizi Hindistanın) yaşamını yazmaya koyulur ve bu yapıtını gelecekte
(kendisinin tıpkı geçmişte olduğu gibi) Hindistanın tarihiyle özdeşleşeceğine
inandığı oğluna adar.