Gecenin Piri

06.02.2017

 

• Şair Müştehir Karakaya’ya

              I

Ben kapına gelirsem eğer
sen gönlünü aç, Pirim.
Ben dergâha varırsam,
sen başa kurul.
Gece tenhası yüreğini al da
sensiz günleri ömürden düşür.
Yüzünün ne işi var
yıldızlar arasında, Pirim
hadi yüzünü sıyır.

Sen kara gece olmalısın,
Ey, Pirim!
Yitik düşten mi geldin yoksa
neden kızıldır gözlerin?
Ey acı! Beni de kat pirin yasına.
Benim de zebani hışmına
Uğradı ,düşlerim.

Kalbim, parmağında
kanayan gelinciktir,
Pirim. / Avcılar
uçurumlara sevdalıdır.
Bak, vakit ayın tenhalığı şimdi.
Eğer vuracaksan, sal okları
beni tam da buramdan öldür.

Senin dilin, bin bir türlü
dağ lalesi hüznünde, Pirim.
Sana gelmelerimi uzatacak
gölgeden, ben de isterim.

 

                      II


Sen bilme, Pirim
her aşkın bitmeye başladığını.
Gecede çoğalan hırçınlığın
senin sesin olduğunu.
Göğe varan okun ucunda
kalbinden, ah damladığını
sen görme, Pirim.

Vadesi dolu saatler
boynumda
keskin bıçaktır, Pirim.
Issız balkonlarda yorulur
kırmızı biber kuruluğunda
yaşlılar.
Telaşlı kuşlardan
ne farkımız var.

Kırık uçlarıyla kirpiğinin
Damladığı sudan içtim.
Sen söyle, Pirim
daha ne diyeyim,
neyi anlatayım.

Gece ki
öpüldükçe harami kokan
denizkızı dudağıydı.
Kalbimi
kalbinin yanına koydum
tutup türkünü boynuma astım.

Ey pirim! Ben de bu gece
seninle ölebilirim.


Mustafa IŞIK

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar