GEÇMİŞ VE GELECEK
Her insanın bugünü, geçmiş yaşam tecrübelerinin birikimiyle şekillenir. Yani bir bakıma insan kendi geçmişinin eseridir ve geçmişiyle barışık olabilmeyi başarabildiği anda bugününün manasını tam anlamıyla kavrayabilir. Gelecek ise ancak geçmişin sağlam temelleri üzerine inşa edilebilir.
Bizler aslında geçmişimiz hakkında fikir yürütemeyiz. Çünkü fikirler geleceğimiz hakkındaki düşüncelerimizin anlık olarak zihninde oluşturduğu izdüşümlerdir. Geçmiş hakkındaki düşünerek yaptığımız tek şey ise yukarıda değindiğimiz üzere bugünümüzü şekillendiren yaşam tecrübelerimizin bizde bıraktığı duygulardır. Bu aynı zamanda düşüncelerimizin iç dünyamızdaki doğal birer karşılıklarıdır.
Malum ki geçmiş silinemez ve gelecek bilinemez. Bu noktada güzel bir yaşam için yapılması gereken şey, geçmişin bizlere gönderdiği her türlü duygu sinyalini akıl ve gönül potasında eritip dönüştürerek özellikle menfi yanlarını gelecek için nötrlenmiş bir hâle getirmeye çabalamak olmalıdır. Böylelikle kaygılı bir gelecek tasavvuru bir kenara bırakılarak, öncelikle kişinin kendi benliğine, sonra da kendisinin verimli, doğru ve güzel bir yaşam hakkına saygı duyması sağlanmış olacaktır. Bunun neticesinde de insan hem geçmişi ile bugünü hem de bugünü ile yarınları arasında sapasağlam bir köprü kurmayı başarabilmiş olacaktır.
Cemil Baştürk