Geleneksel Sepetçilikten Sepet Süsleme Sanatına

12.10.2011
 
 https://4.bp.blogspot.com/_mxHxGmXyyok/S6iM2L7tnsI/AAAAAAAABB4/iLh6h89jPMM/s320/HPIM2820.JPG https://4.bp.blogspot.com/_h10RLj0TmN4/TDB4NRuEEpI/AAAAAAAACMY/Z-l0vgJh5ic/s1600/ekmeksepeti.JPG
 

GELENEKSEL SEPETÇİLİK

 

Geleneksel yapımcılığı ile kaybolmaya yüz tutan ama modern yaşamda yeniden canlanmaya yüz tutan geleneksel el sanatlarımızdan biri de sepetçilik ve sepet örgücülüğüdür.

Sepetçilik genelde bir el sanatı olduğu için her yöreye göre çeşitli şekilleri vardır. Örülen sepetin hangi amaçla kullanılacağı, örgüsünde kullanılacak malzemeyi ve şeklini belirler. Mesela tahıl veya sıvı konulacak bir sepetin son derece sık örülmesi, aralarına başka malzemelerin kullanılması lazımdır. Bunun yanında, kafes, ağ, tuzak vb. yerlerde kullanılacak sepetlerse delikli olur.

"Doğu Karadeniz bölgesinde üretilen ve çay ya da fındık taşınmasında kullanılan sepetlere “toka” adı verilir. Bu sepetler, çoğumuzun bildiği veya en azından yöreyi konu edinen bir televizyon programında gördüğü üzere bele asılarak kullanılır. Yine aynı yörede yapılan ve “garral” yada “ Haral “ adı verilen sepetin ortası, yürürken kolaylık sağlaması amacıyla boğumlu olarak yapılır. Garralın alttan dolaşan ve yanlardan sağlamlaştırılan çember biçimli bir sapı vardır. Konya yöresinde üretilen, yörenin tarımsal ürün yelpazesi içinde daha çok kuru erzak ve üzüm taşınmasında kullanılana sepete ise “kölemen sepeti” denmektedir. "( M. Ali Diyarbekirlioğlu, Sepetçilik ve Küfecilik,https://www.diyarbakirlioglu.com/sepetcilik.asp)

Günümüzde çok değişik sepet örme teknikleri vardır. Bunlardan iki tanesi bütün sepet örme tekniklerinin temeli sayılır. Birincisi; tek bir liften yapılan rulo kıvrımlarının birbirleri üstüne dikilmesidir. İkincisi ise; kafes veya hazır örgüdür. Sepet örgü biçimleri bazen metal bazen da porselen gibi daha sert malzemelerle de taklit edilmeye çalışılmıştır.

Geleneksel sepetçiliğin yapımına dair Mehmet Ali Diyarbekirlioğlu şu bilgileri vermektedir: "Sepetin yapılacağı malzeme, örneğin kestane veya söğüt dalları sepetçi ustası tarafından “yarma demiri” adı verilen bir alet ile uzunlamasına yarılır. Yarma demiri, yontma demiri, yontma tahtası, testere, bıçak ve tokmak sepetçilerin ve küfecilerin kullandıkları diğer aletlerdir. (Rehber Ansiklopedisi )Sırt tarafı yuvarlak olan dallar yontma bıçağı ile yontularak düz şeritler haline getirilir. Elde edilen yassı şeritler aralarına yontulmamış çubuklar konularak, bir alttan bir üstten geçirilerek örgü yapılır.

Sepet saplı olacaksa ağız çemberi eklenirken sap dalları da örgüye dahil edilir. Sepet veya küfenin dip tarafı sonradan ilave edilir. Bir bataklık bitkisi olan kamış sepet imalatında kullanıldığı zaman dilimlenerek ayrılır. Kamıştan yapılan sepetlerin örülmesi oldukça zordur bu nedenle çok zahmetli bir üründür. Bunun yanı sıra kamışlar dilimlendiklerinde kenarları jilet gibi keskin olur. Öyle ki örgü yapan usta dikkatsiz olursa kendini ciddi biçimde yaralama riski ile karşı karşıyadır. Bu zorluklara rağmen kamış sepetlerin tercih edilme nedeni diğer sepet türlerine göre daha sağlam olmalarıdır." ( M. Ali Diyarbekirlioğlu, Sepetçilik ve Küfecilik,https://www.diyarbakirlioglu.com/sepetcilik.asp)

KÜFE

"Sepetin, daha ağır yükler taşımaya yarayan, kaba örgülü, sağlam ve hacimli olanına ise küfe denir. Küfe sepetten daha büyük olmasının yanında şeklen yuvarlak veya dört köşe olarak üretilebilir. Bazı küfeler iki yanındaki meşin askılıklarla sırta alınır; böylelikle yükün kolay taşınması sağlanmış olur. Yükten iyice ağırlaşmış bir küfenin sırta daha az zahmetle alınmasını sağlayan üç ayaklı küfe sehpaları vardır. Küfe de sepet gibi kullanıldığı işe göre “Oduncu küfesi”, “Pazarcı küfesi”, “Kömür küfesi” vb. şeklinde adlandırılır. Bahçıvan küfesine ise ayrı bir isim verilerek “çatma” denir"( M. Ali Diyarbekirlioğlu, Sepetçilik ve Küfecilik,https://www.diyarbakirlioglu.com/sepetcilik.asp)

Sepetçilik yurdumuzda eskisi kadar çok olmamakla birlikte; Konya, Kastamonu, Kocaeli-Karamürsel, Rize, Edirne, Kırklareli illerinde bugün de varlığını hala devam ettirmektedir. Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde özellikle Trakya bölgesinde yaşayan Çingenelerin başlıca geçim kaynaklarıdır.

 

HARAL, YARIMLIK, ŞELEK

Sepetçiliğin yan dalları ile ilgili olarak, sele, küfe ve harardan söz etmeliyiz. Hararlar küfeden de büyük olarak yapılan sepetlerdir. Hararlar Hayvan gübreleri, fındık ve çay, limon, gibi narenciye ürünleri vb, taşımak ya da saklamak istif etmek için kullanılırdı. Taşıma işinden ziyade, kuru baklagil, fındık, tahıl, mercimek saklamak için yapılmış, hacimli sepetlerdir. Seleler ise giysi ya da ekmek vb koymak için yapılan küçük ölçekli sepetlerdir. Karadeniz bölgesinde harardan başka, yarımlık, şelek adları verilen taşıma işi için kullanılan ve genellikle küfe gibi omuza alınan çift kollu sepetler yapılırdı, Fındık, çay veya diğer ürünleri taşıma maksatlı yapılırdı. Yarımlık Harardan küçük, şelekten büyük sepetlere denilirdi. ( Özcan TEMEL, Al sırtına Hararı, gorelehaber.com/)

MODERN SEPETÇİLİK VE SEPET SÜSLEME SANATI

 

Kökü çok eskilere dayanan sepet örme, sepetçilik sanatı; günümüzde ambalajlama tekniğinin gelişmesiyle biraz gerilemiştir. Çünkü eskiden malların piyasaya sürülmesi, tarım, bahçe, bağ ve balıkçılık ürünlerinin taşınması, pazara götürülmesi ve pazarlanmaları hep sepetle olurdu. Modern ambalaj sanayi ise bugün sepetçiliği kaldırmıştır. Buna karşılık, ince sepetçilik, özellikle lüks sepetçilik gelişti. Mobilyacılıkta sandalye ve koltuk yapımında da kendini gösterdi.

Geleneksel sepet örgü motiflerinden esinlenmiş çizgilere sahip, teknolojik sepet örgü sistemine dayalı sandalye, masa, sehpa ve diğer süs eşyalarının gördüğü rfağbet azımsanacak gibi değildir. Bambu ve sepet örgü esintili bahçe, balkon, oturma odası modelleri oldukça rağbet görmektedir. Tüm bunlar geleneksel çizgilerin evrensel kültürlerle bütünleşerek modern hayata adapte olunuşu ifade etmektedir.

Bugün sentetik olarak üretilen naylon ve buna benzer liflerden de sepetler yapılmaktadır. Modern ambalaj sanayi geleneksel sepetçiliğin sonunun hazırlamıştır. Fakat ince sepetçilik, özellikle lüks sepetçilik gelişerek mobilyacılıkta sandalye ve koltuk yapımında da kendini göstermenin ve geliştirmenin yollarını aramaktadır.(https://rehber.ihya.org/yenirehber/ )Modası geçen, devrini tamamlayan meslekler piyasadan sessiz sedasız çekilirken, bazı meslek ve el sanatları kaybolmamak için direniyor. Tarihi konakların kafe ve restoran olarak işletildiği günümüzde, sepetçilik el sanatı az da olsa turistik amaçlı olarak yaşatılmaya çalışılmaktadır. Geleneksel sepetçilikten esinlenerek günümüzde meyve sepeti, çamaşır sepeti, ekmeklik, gazetelik, masa, sandalye ve abajur gibi birbirinden farklı çeşitleri de içeren ürünler yapılmaktadır.

 

Geleneksel sepetçiliğimizden esinlenerek yapılan çok küçük ebatlı nikâh şekerleri konulan sepetçik yapımı, evlerde çiçeklik konumunda yapılan sepetler, yepyeni bir sanat dalı oluşturmaya başlamıştır. Başlı başına bir sanat dalı olmaya başlayan sepet süsleme sanatı, çağdaş koşullara uygun bir gelişme göstermiş oldukça rağbet gören süs eşyaları yapılmaya başlanmıştır.

Geleneksel sepetçiliğimizin aldığı bu yeni ve modern boyut, kadınların çok hoşuna giden evlerimizde boy göstermeye başlayan yepyeni ama geleneksel bir el sanatı haline gelmektedir.

Hatta bu yeni el sanatımızın eski sepetçiler tarafından benimsenip yapılmaya başlanması da dikkat çekicidir. Pek çok internet sitelerinde dahi eskiden sepet dokuyan roman vatandaşlarımızın dahi yeni kuşakları modern sepet ve sele süsleme sanatına geçtiklerine dair pek çok işaretle doludur.

Sepetçiliğimizdeki bu yeni boyut yeni bir turistik eşya sektörü hatta yeni bir ihraç ürünü kapısı haline gelmek şeklinde yol almaktadır. Sepet süsleme sanatının yol aldığı merhale kaybolmakta olan diğer el sanatlarımız için de bu tip yeni yollar bulabilmesine bir umut ışığı olabilir. Geçmiş kültürünü geliştiremeyen kültürlerin yok olacağının bilincinde olmalıyız. Geleneksel kültürden koparak bir başka kültüre geçiş hem zor, hem sağlıksız, hem kültürel açıdan öz benliği kaybetmek açısından çok tehlikeli, hem de doğal gelişme ve evrimleşme kanunlarına aykırıdır. Geçmiş ve gelecek arasında sağlam köprüler kurmadan evrensel kültürde söz sahibi olabilmenin başka bir yolu da yoktur.

 

Kaynakça

 

  • Rehber Ansiklopedisi
  • Ali Diyarbekirlioğlu, Sepetçilik ve Küfecilik,https://www.diyarbakirlioglu.com/sepetcilik.asp)
  • https://rehber.ihya.org/yenirehber/
  • Özcan TEMEL, Al sırtına Hararı,gorelehaber.com/

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar