ıslak sabahların
alacasına
çıkarken
vuslatın penceresinden
gece
usulca
sıyrıldım
senli hayallerimin
koynundan
ve
merhaba
dedim
acı bir gülümseme ile
yeni doğan güne
yokluğunun
ardından
gelincikler düştü aklıma
nedensiz
bir
de
sensiz yüreğime
serptiğim
kızıl gülleri
hatırladım
açarak kollarımı
boşlukta
seni sımsıkı
kucakladım
o an farkettim ki
ikisinin de
kırmızıydı
renkleri
biri sevdamdı
diğeri ise
imkansızlığın
buseleri
gönül neylesin
aşkınla olmuşken deli
uzatıp
da elimi
okşadım
giderken bıraktığın
gözlerimde asılı
duran
gülüşlerini
yar..
ya sen gitme hiç
ya beni
de götür
beklemek çok zor inan
gelinciklerin
mevsimini