GAZEL
Fe'ilâtün / fe'ilâtün / fe'ilâtün / fe'ilün
Genc-i vaslın o peri ellere ikrâr eyler
Bu acebdir bana ikrârını inkâr eyler
O perri, vuslatının hazinelerini başkalarına açar. Açıklar;
Şaşılacak şeylerdir ki sonra bune benden inkâr eder.
Çürüdüp nakdi sirişkim o cefâkârı görün
Aşkımdır dimeğe şimdi bana âr eyler
Ocefâkarı görün ki gözyaşlarımı sel gibi akıtır da. ‘’ benim
Âşkımdır’’ demekten utanır.
Yâra zahm-ı gamı göstermek olurdı ammâ
Ser-i peykân-ı belâ çok ciğere kâr eyler
Sevgiliye, gam vuranlara göstermek iyi olurdu ama, bela
okunun ucu, yaralı gönüle çok tesir eder diye bundan
korkuyorum.
Hâne-i câna hayâl-i leb-i cânân geliyor
Cân çıksun bedenimden o da berdâr eyler
Can evine, sevgilinin dudağının hayâli geliyor. Sevgili beni
asmadan, idam etmeden canım bedenımden çıksın.
Veysiyâ saltanat-ı dehri nider ârif olan
Bir kadeh mey kişiyi âleme hünkâr eyler
Ey Veysî, ârıf olan insan, dünya saltanatını ne yapsın? Bir
Kadeh şarap kişiyi âleme hünkâr eder.
https://content.lms.sabis.sakarya.edu.tr/Uploads/48987/32780/b%C3%BCy%C3%BCk_t%C3%BCrk_klasikleri.pdf