KategorilerEDEBİYATİslamiyet Öncesi DönemGöktürkçenin Ses Özellikleri

Göktürkçenin Ses Özellikleri

23.08.2016

 

 

Göktürkçenin Ses Özellikleri

 

Köktürk alfabesi 38 harftir. Bunlardan 4'ü ünlü, 31'i ünsüz, 3'ü çift ünsüz sesler için kullanılır.  Ünlüler için kullanılan harfler ikişer ünlüyü gösterir. Yani a/e, ı/i, o/u, ö/ü için bir işaret kullanılmış dört harf ile sekiz ünlü ve kapalı e seslisi de gösterilmiştir.  

a, e ünlüleri, kelime sonu hariç, genellikle gösterilmez. Bu durum, kalın ünsüzlerin ab-ba, ad-da, ag-ga, ak-ka, al-la, an-na, ar-ra, assa, at-ta, ay-ya seslerini; ince ünsüzlerin eb-be, ed-de, eg-ge, ek-ke, el-le, en-ne, er-re, esse, et-te, ey-ye seslerini birlikte verebilme özelliğinden kaynaklanmaktadır.

İlk heceden sonraki hecelerde ı, i seslileri genellikle yazılmaz. İlk hecedeki ı, i ünlülerinin yazılmadığı da olur.   Köktürk yazısında noktalama işareti olarak sadece iki nokta kullanılmıştır. Göktürkçede harfler birbirlerine bitişik değildir, kelimeler, aralarına üst üste iki nokta konularak ayrılmıştır.

31 ünsüz harften 20’si kalın ve ince sesler için ayrı ayrıdır. Bu 31 harfin 7’si kalınlık-incelik bakımından nötr harflerdir. Ünsüzler için kullanılan 31 harften 4'ü çoğunlukla ünlü-ünsüz veya ün-süz-ünlü değerindedir (ok, uk, ko, ku/ ök, ük, kö, kü/ ık, kı / iç, çi). Çift ünsüz için kullanılan harfler ise şunlardır: lt, nç, nt.[1]

Yuvarlak ünlülerden o ile u, ö ile ü okuyuşta karışabilmektedir Bu yüzden Köl Tigin/Kül Tigin, böri, büri,  benzeri farklı okuyuşlar karşımıza çıkabilir. Bugünkü Türkiye Türkçesinde bulunan  c, f, ğ, h, j, v  sesleri Göktürkçede bulunmaz.

Türkiye Türkçesinde yaşmaya devam ettiği halde Alfabede harf olarak gösterilmeyen, farklı Türk lehçelerinde yaşayan ve alfabelerinde gösterilen,  Osmanlıcada nazal n’si olarak kabul edilen ve Kef harfi ile gösterilen   “nazal ne si”  sesleri Göktürkçede ve Göktürk alfabesinde bulunmaktadır. Bu ses dilimizde ve günümüz Türkçesinde  ağzın, burnun, bağrın kelimelerindeki son n seslerinde yaşamaktadır.  Nazl n si denilen bu  “ n “ sesi genizden çıkan n sesidir.

Göktürkçenin ünsüzleri: b, ç, d, g, g, k, k, I, m, n, nazal ne si,  p, r, s, ş,t, y, z. dir.

Göktürkçedeki ünlüler, bir sözcüğün her yerinde bulunabilir. Sözcüklerin başında ise sadece  b, ç, k, s, t, y sessizleri bulunabilmektedir.  biş, çabış, kişi, kagan, sıgıt, taş ve yagız  Bu ünsüzlerin dışında kalan d, g, ğ, l, m, n, , nazal ne si, p, r, ş, z  ünsüzleri, birkaç istisna dışında sözcük başında bulunmamaktadır.

 

Kelime başında bulunabilen ünsüzler şunlardır: ( bçksty _ bıçak satay’ın sessizleri)

 

  • b-: başlıgıg ( başlılara)- bar (var), bodun( millet), biş, bıç-, bilig, birle, biriki ( birlik), boz, böri. bulung ( taraf cihet), baz( bağlı), birmiş, ( bilmiş), basmasar (basmasa,  çökmese) boltı ( oldu)
  • ç- : çabış (başkomutan), çıgan (yoksul), çorak, çöl.
  • k- : kentü (kendi), kişi, kör- (görmek), küç (güç). Küntüz,
  • k-: kagan, kırk, kork-, kul,
  • s- : saç, sen, sıgıt (feryat), siz, sözleş-, sub (su), sür-.
  • t-:  tizligig, tegi, tengri, taş, yaşar, tonsuz, ter, tınla- (dinlemek), tirig (diri), tok, tört, tut-, Türk, telinmeser( delinmese) törü, ( töre) tut,
  • y-: yagız, yarlıkaduk , yalang ( yalın , çıplak), yağı ( düşman), yağısız ( düşmansız), yelme (öncü), yıl, yir (yer), yok, yurt, yüz. Yazıg( ova, yer anlamında yazı)

 

Kelime Başında Bulunmayan Ünsüzler:

 

d, g, g, I, m, n, , p, r, ş, z ünsüzleri kelime başında bulunmaz.  Ancak istisnai örnekleri de vardır., Kelime başında bulunmama kuralına aykırı istisnai örnekler:

  • g: gü (soru edatı).
  • g : gu (soru edatı).
  • I: lagzın (domuz - Çinceden), Liken (Çince kişi adı), Lisün (Çince kişi adı).
  • m : mag (övgü), Mançud (Mançular), matı (sadık), men (ben) ve türev­leri, mu (soru edatı).
  • n : ne, Nek (yabancı kişi adı), neke (niye), nen (şey, herhangi bir), nençe (nice).
  • ş : şad (şehzadelik unvanı), şadapıt (şada bağlı beyler), Şalçı (kişi adı), Şantun (Çince yer adı).

 

Göktürkçenin genel ses özellikleri:

 

  1. Asli uzunluklar korunur: aaç, aat (ad), buuka (boğa), taam (duvar) Göktürk yazısında bu uzunlukları gösteren kesin bir yazım kuralı bulunmamaktadır. Fakat genellikle sözcük başında kullanılmayan bazı seslerin, özellikle belirtildiği sözcüklerde uzun ünlü olduğu anlaşılmaktadır.
  2. Sözcük başındaki  “ k “ ler korunur:  “ keç “  (geçmek), “kel-” (gelmek), “köl” (göl), “küç” (güç)
  3. Sözcük başındaki t ler korunur:  Günümüzde bu  t ler  tonlulaşarak d ye dönüşmüştür. tag (dağ), temir (demir),  tod- (doymak), tört (dört), tokuz- dokuz,  Ancak bazı  T  ler günümüzde de korunmaktadır. Tengri, Tanrı, Tiğin Tekin, Türk Türk,
  4. Sözcük içi ve sonundaki  b ler korunur: eb (ev), ebir- (evirmek), kabış-(kavuşmak)
  5. Bütün ç ler korunur: çabış (çavuş), bunça (bunca), oçak (ocak), uçuz (ucuz)
  6. Hece ve sözcük sonlarındaki g ve ğ lar korunur: “ag-” (ağmak), “beg ” (bey), “oğlan” (oğlan)
  7. İkinci ve daha sonraki hecelerin başındaki  gve  ğ lar korunur:  edgü (iyi), kazgan-  (kazanmak), “tabışgan” (tavşan)
  8. Bütün d ler korunur: adak (ayak), adgır (aygır), adrıl- (ayrılmak), bod (boy)Görüldüğü gibi günümüz Türkçesine gelene kadar  “d “ – “ y “ değişimi ortaya çıkmıştır.
  9. İlk hecedeki “i”ler korunur: “bir-” (vermek), “biş” (beş), “it-” (etmek), “yir” (yer) Bugün Türkiye Türkçesinde “e” olan bazı ilk hece “i”lerinin, Köktürkçede “i” değil “  e ” (kapalı e) ile söylendiği sanılmaktadır.   İyi=  eyi,  iki, ( y) eki örneklerindeki gibi
  10. Türkiye Türkçesinde “v” ile başlayan  üç sözcük, Köktürkçede “b” ile başlar: “bar” (var), “bar-” (varmak), “bir-” (vermek)
  11. “Bol-” (olmak) fiilinde “b” sesi korunmaktadır. Günümüzde bolmak kelimesinde b sesi düşmüş , ol- fiili  şekline dönüşmüştür. Boltı, oldu
  12. Göktürkçe kelimeler büyük ölçüde büyük ünlü uyumuna uyar: “bedizet-” (süsletmek), “başlıgıg ” (başlıyı), “sünüglüg” (mızraklı), “balıkdakı” (şehirdeki), “yorıyur” (yürür)
  13. Göktürkçede küçük ünlü uyumu çok güçlü değildir. “altun” (altın), “eçü” (ata) gibi sözcükler, kurala uymazlar. Bazı yardımcı ünlüler ve eklerdeki ünlüler düzlük – yuvarlaklık uyumuna uyar: “bigil-i-m” (aklım), “köz-ü-m” (gözüm), “baş-lıg” (başlı), “ölür-tüm” (öldürdüm)
  14. Köktürkçede düzlük-yuvarlaklık uyumu (küçük ünlü uyumu) tam değildir. Yardımcı ünlülerle bazı ek ünlüleri düzlük-yuvarlaklık uyumuna uyar.
  • Yardımcı ünlüler: tir-i-l- (derilmek), tüz-ü-l- (anlaşmak), bilig-i-m (ak­lım), köz-ü-m (gözüm), kan-ı-n Kanın), sünük-ü-n (kemiğin), kagan-ı-g (ka­ğanı), bodun-u-g (bodunu, milleti), sab-ı-n (söz ile), ok-u-n (ok ile), bar-ı-p (varıp), olur-u-p (oturup), olur-u-pan (oturarak), kel-i-gme (gelen), kör-ü-gme (gören).
  • Sahiplik eki: baş-lıg (başlı), tiz-lig (dizli), küç-lüg (güçlü), ton-lug (elbi­seli).
  • Soyut isim ve sıfat yapma eki: beg-lik, öz-lük (kendisine ait).
  • Üçüncü şahıs dışındaki bilinen geçmiş zaman ekleri: kıl-tım, süle-dim (sefer ettim), ur-tum (vurdum), ölür-tüm (öldürdüm), yanıl-tıg (yanıldın), içik-din (tâbi oldun), öl-tüg (öldün), al-tımız (aldık), sözleş-dimiz (sözleştik), boz-dumuz (bozduk), ölür-tümüz(öldürdük).
  • Köktürkçede düzlük-yuvarlaklık uyumuna girmeyen kelime ve ekler bir hayli çoktur.
  • (başgu (alnı akıtmalı at), eçü (ata), edgü (iyi), katun (kadın), böri (kurt), kodı (aşağı), küni (kıskançlık), urı (erkek evlât), yorı-(yürümek).
  • Teklik üçüncü şahıs iyelik eki: kü-si (şöhreti), sü-si (askeri), buyruk-ı (amiri, komutanı), ülüg-i (bölüğü), boguz-ı (boğazı).
  • Yön eki: il-gerü (doğuya doğru), kurı-garu (batıya doğru), yış-garu (ormana doğru).
  • Ettirgen çatı eki: yarat-ur- (yaptırmak), kel-ür- (getirmek), aş-ur-, teg-ür- (ulaştırmak), tir-gür- (diriltmek).
  • Bilinen geçmiş zaman 3. şahıs eki: bol-tı (oldu), kör-ti, öl-ti, olurt-dı(oturttu), ur-tı(vurdu), altuz-dı (aldırdı), kelür-ti (getirdi), tüş-di.
  • Öğrenilen geçmiş zaman eki: bol-mış (olmuş), kör-miş, tut-mış, kon-mış, ölüt-mişölür-miş (öldürmüş), kontur-mış.
  • Üçüncü şahıs emir eki: bolma-zun (olmasın), kalma-zun, yorıma-zun (yürümesin).
  • Yuvarlak ünlülü geniş zaman eki: bir-ür (verir), yorı-yur (yürür), yaşa-yur (yaşar), kazgan-ur men (kazanırım).
  • Yuvarlak ünlülü zarf-fıil eki: yi-yü (yiyerek), süle-yü (sefer ederek), yit-ü (yiterek), eşid-ü (işiterek), opla-yu (boğa gibi saldırarak).
  • Sıfat-fiil eki: bar-duk yir (varılan yer), ille-dük il (devlet hâline getiril­miş ülke), kaganla-duk kagan (kağan hâline getirilmiş kağan).
  1. Göktürkçede tonlu-tonsuz uyumu yoktu. c-ç ünsüz çiftinden c sesi Köktürkçede zaten bulunmadığı için eşitlik eki daima ç'lidir: ança (onca), bunça, ot-ça (ateş gibi), bor-ça (bora gibi), tag-ça (dağ gibi), elig-çe (elli kadar).
  • g-k ünsüz çiftinde de tonlu-tonsuz uyumu söz konusu değildir. Bu seslerle başlayan eklerde seslerden biri tercih edilmiştir. Söz gelişi yönelme hâli eki daime k'lidir: yazı-ka (ovaya), yıl-ka (yıla, yılda), ögüz-ke (ırmağa), öd-ke (zamana, zamanda), taş-ka (taşa), balık-ka (şehre). Buna karşılık yön eki daima g'lidir: il-gerü (doğuya doğru), yış-garu (ormana doğru). 
  • Göktürklerde kelime başındaki veya içindeki  “ K” sesi günümüzde “ g “  ve “ h “sesine dönüşmüştür. Keldi, geldi,  Köz , göz, köngül, gönül, kelser, gelse, körmez, görmez,  kergek- gerek, Kangı, hangi,  katun, hatun,
  • d-t ünsüz çiftinin her ikisi de ek başında kullanılır. Ancak ek başındaki ekin d mi t mi olacağını tonluluk-tonsuzluk belirlemez. /, n, r (nadir olarak z) seslerinden sonra t, diğer seslerden sonra d kullanılır.
  • /, n, r'den sonra: bol-tı (oldu), kel-ti (geldi), bul-tum, öltüg (öldün), kal-taçı biz (kalacağız), öl-teçi sen (öleceksin), yol-ta, kısıl-ta (vadide); kanlan-tı (kanlandı), kılın-tım, kazgan-tuk, bin-tür-, kon-tur-, anta, bunta, bodun-ta; er-ti (idi), ölür-ti (öldürdü), bir-ti (verdi), ölür-teçi (öldürecek), olur-taçı sen (oturacaksın), ur-tur- (vurdurmak).
  • Diğer seslerden sonra: içik-di (tâbi oldu), kelme-di, sünüş-dümüz (sa­vaştık), tüş-di (düştü), yorıt-dım (yürüttüm), sanç-dım (hatırdım), teg-dük, yurt-da, yış-da (ormanda), balık-da (şehirde), illig-de (devletliden).
  •  

Göktürkçenin başlıca ses özellikleri bunlardır. Bu özellikler bilinince Göktürkçedeki söylenişi bulmak hiç de zor değildir. Kökeni Türkçe olan bir kelimenin Göktürkçedeki söylenişini bulmak için bir Türkiye Türkünün yapacağı işlemler basittir. Bu işlemlerin en gerekli olanlarını şöylece sırala­yabiliriz.[2]

  1. c'leri ç yapacak: anca ança, bunca bunça, ucuz uçuz, ocak oçuk, töresince törüsinçe.
  2. v'leri b yapacak: ev eb, sebin- sevin-, yavuz yabız, var bar, var- bar-,ver- bir-.
  3. g-'leri k- yapacak: gel- kel-, gör- kör-, göz köz, gün kün.
  4. d-'leri t- yapacak: dil til, diz tiz, dağ tag, dile- tile-, dök- tök-.
  5. ğ'leri g yapacak: dağ tag, bey, beg, eğ- eg-, öğ- ög-, ağır agır,ağrı- agrı-.
  6. Sonunda ı, i, u, ü bulunan kelimelerde büyük bir ihtimalle g düşmüşolabileceğini   düşünerek bu sesi ekleyecek: arı (temiz) arıg, diri tirig, ölüölüg, sevi sebig, katı katıg. Sahiplik ifade eden +lı ekinin Köktürkçe'de dai­ma g'li olduğunu aklından çıkarmayacak: başlı başlıg, dizli tizlig, güçlüküçlüg.
  7. Olmak fiilinin b ile, vurmak fiilinin v'siz söylendiğini unutmayacak: ol- bol-, vur- ur-.
  8. Sınırlı sayıdaki kelimede ilk hece e'lerinin Köktürkçede i olduğunu bilecek: beş biş, ver- bir-, ye-yi-, de- ti-, yet-yit- (ulaşmak), yer yir, yedi yiti.
  9. Sınırlı sayıdaki kelimede bulunan. y’lerin Köktürkçede d olduğunu bilecek: ayak adak, yadag yaya, giy- ked-, giyim kedim, doy- tod-, iyi edgü, aygır adgır, ayrıl- adrıl-.

 

Bir Türkiye Türkü bu farklara dikkat ederek, kelimelerin Köktürkçedeki biçimini tespit edebilecektir. Tabiî, bir kelimede bu farklılıkların birkaçının birden bulunabileceğini unutmamak gerekir. Söz gelişi ayı kelimesinin Göktürkçedeki biçimini tasarlarken sonda g düşmüş olabileceğini, y'nin de d' den dönüşmüş olabileceğini hatırlamalıdır: ayı adıg. Dizli, dişli, donlu, damlı gibi örneklerde hem d' yi t yapmalı, hem de sona g eklemelidir: tizlig, tişlig, tonlug, tamlıg.[3]

 

KAYNAKÇA

 

[1] https://www.turania.net/runik-turkce/319-gokturkce-turk-yazisi-ogrenme-kilavuzu-3.html

[2] https://www.turania.net/runik-turkce/319-gokturkce-turk-yazisi-ogrenme-kilavuzu-3.html

[3] ] Ahmet Bican Ercilasun, Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları, / 488 s. Ankara, 2000

 

 

 

 

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da