-Yunus
Dedem, ölüm hakkında düşüncelerini kendi ağzından duymak istiyorum.
-Dünya
denilen fani hayata gelen her kul ölmeye mahkûm'dur evladım. Fanilikten
kurtularak sonsuz hayatın kapısını açmaktır ölüm. Çünkü kul, ölümle ebedi
sonsuz hayata geçer. Dünya zindanından kurtulur, yapmış olduğu amelinin
karşılığını görmeye gider. Ötelere olan Allah ve Resulüne olan hasreti sona
erer. Ölümün bu iman ile yaşayanlar içindir. Bu aşamaya gelinmeden önce ise
ölüm; insana korku veren, ürküten, dehşete düşüren, imansız yaşanılan hayatın karşılığı olmayan
bir gerçekliğinin sonunda kulun azap ile ebedi olarak değil de günahını
çektikten sonra-eğer zalim ve inkârcı değil ise- cennete sonsuz yaşayacağı bir
köprüdür ölüm evladım.
Şunlar
ki çoktur mallar gör nice oldu hâlleri
Sonucu
bir gömlek giymiş onun da yoktur yenleri
-Dedem
senin takipçilerin senden sonra çoğaldı sana onlardan birkaç tane okuyayım
istersen.
-Çok
memnun olurum evladım
BİR
GÖRÜN
Kapında
kul olmak ar değil bana.
Toprağına
yüzüm sürmek dilerim.
Sen'den
gayri kimse yâr değil bana,
Bir
görün Yunus'um görmek dilerim.
Yıllardır
koşarım izinde pîrim.
Ağlamak
isterim dizinde pîrim,
Bulamazsam
bu yeryüzünde pîrim.
Kanatlanıp
göğe ermek dilerim.
Geldin
ateş gibi geçtin âb gibi,
Hasretinle
hâlim pek harap gibi.
Yunus'um
kalbimi bir kitap gibi,
Senin
huzuruna sermek dilerim.
Bu
aşkın uğruna aşklar kül oldu,
Bu
aşkın uğruna dil bülbül oldu.
Göğsümde
yüreğin kızıl gül oldu.
Koparıp
da sana vermek dilerim.
Rüzgâr
ol şafakta alnıma sürün.
Bulutlara
sarın mehtaba bürün,
Görün
bana pîrim bir kere görün.
Vuslatın
gülünü dermek dilerim.
Hâllide
Nusret ZORLUTUNA****
Ellerim
Bomboş, Şiirler, Kültür Bakanlığı, Ankara 2001
YUNUS
EMRE’YE
Kaç
mevsim bekleyim daha kapında
Ayağımda
zincir, boynumda kement.
Beni
de, piştiğin bela kabında
Kaynata
kaynata buhara benzet!
Bekletme
Yunus’um bozuldu bağlar,
Düşüyor
yapraklar, geçiyor çağlar,
Veriyor
ayrılık dolu semalar
İçime
bayıltan acı bir lezzet!
Rüzgâra
bir koku ver ki hırkandan,
Geleyim
izine doğru arkandan.
Bırakmam
tutmuşum artık yakandan,
Medet
ey şairim, Yunus’um medet!
N.
Fazıl KISAKÜREK151
Çile,
şiirler, s. 314
Büyük
Doğu Yayınları, İstanbul 1983
YUNUS'A
ÇAĞRI
Kavganın,
öfkenin yeri yok bizde,
Kini
kökten sil de gel Yunus diye...
Sevmek,
sevilmektir fikirde, özde,
Gönüllere
dol da gel Yunus diye...
Duvarlar
yıkılmış, kalkmış hudutlar,
Selam
durmuş dağlar, bekler bulutlar,
Kapılar
açılmış, yok ki kilitler,
Denizlere
dal da gel Yunus diye...
Barıştır,
birliktir her an sözümüz,
Engindir
gönlümüz, güler yüzümüz,
Yanar
kalbimiz, kor olmuş özümüz,
Yağmur,
bulut ol da gel Yunus diye...
Bütün
insanları kardeş bilmişsen,
Gönül
alıp vermek için gelmişsen,
Umudun
yok olmuş, zorda kalmışsan,
Kapıları
çal da gel Yunus diye...
Beyaz
güvercinler gökte uçarsa,
Koygun
sisler kalkar, hava açarsa,
Sevgi
pınarından herkes içerse,
Evreni
dost bil de gel Yunus diye...
Tanrı
sevgisiyle eğilir dallar,
İnanç
yüklü kalpler, havada eller,
Dostluk
için açar bahçede güller
Demet
demet al da gel Yunus diye...
Çağlar
ötesinden gelen ses gibi,
Yüzümüzde
ılık bir nefes gibi,
İçimizde
dolup taşan his gibi,
Hep
gönülden gül de gel Yunus diye...
Yunus'un
aşkıyla yanıyor özüm,
Çarpıyor
yüreğim, yok oldu sızım,
İlahî
bir aşka çağrıdır sözüm
Ayrım
yok, her hâlde gel Yunus diye...
Muharrem
KUBAT
Yaşamın
İçinden, s.11-12 Metin Ofset, Eskişehir 200
Muharrem
Kubat: (1933-) Eğitimci, şair-yazar. Şiirleri, İz Bırakanlar, Umut Dolu,
Yaşamın İçinden kitaplarında toplandı.
-Evladım
hepsinden Allah razı olsun.
-Allah
senden razı olsun Yunus dedem, sen güzel bir yol açtın bu sendeki gönül
güzelliğini görenler arkandan gelmeye devam ediyor.
Kaynak:
https://www.eskisehir.gov.tr/sarici/ekitap/bizimyunusv.pdf
Bizim Yunus / Mustafa Özçelik
****
150. Hâllide Nusret Zorlutuna: (1901-1984) Öğretmenlik yaptı. Hece ölçüsüyle
yazdığı hamasi ve lirik şiirleriyle tanındı. Yunus
Emre
konusunda sayıca en çok şiir yazan şairdir. Şiirleri Geceden Taşan Dertler,
Yayla Türküsü, Yurdumun Dört Bucağı, Ellerim
Bomboş
kitaplarında toplandı
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın