Yazıda “ Rabindranath Tagore'un Gora,” romanı hakkında bilgiler, romanının özeti, romanın konusu, ana fikri, romanın kahramanları, romanın olay örgüsü, romanın yazarı, “Rabindranath Tagore'un Gora,” ” hakkında bilgiler “Rabindranath Tagore'un Gora “ romanın şahıs kadrosu yazarın diğer romanları, “Rabindranath Tagore'un Gora,” “ adlı eserden alıntılar yer alır. Eser hakkında yorumlar, romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
Gora ve Tagore Hakkında
Gora, Hint asıllı yazar Rabindranath Tagore'un yazmış olduğu bir romandır. Tagore , Gora adlı romanı ile 1913 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmış, bu ödülden sonra da en önemli romancılar arasında kabul edilmiştir. Gora adlı romanı birçok eser yazmış olan Tagor’un en büyük eseri olarak kabul edilmektedir.
Gora, Hindistan ve Bengal edebiyatının en ünlü ve önemli eserlerinden biridir. Eser; din, inanç, milliyet ve kast sistemine getirdiği yakıcı yaklaşımı ile tüm dünya da yankı bulmuş dikkat çekmiş bir eserdir. Roman Hindistan’ın İngiliz sömürgesinde iken yazılmıştır. Eser, içeriği bakımlarından İngiliz boyunduruğu altındaki Hindistan’da yaşanan tüm olumsuzluklara bir başkaldırı niteliği de taşımaktadır. Eserin ilk Yayınlanma Tarihi: 1910 ‘dur. Eser Milli Eğitim Bakanlığı 100 Temel Eser arasında da yer almaktadır.
TAGORE VE HAYATI HAKKINDA
Gora'nın yazarı Tagore 6 Mayıs 1861 de Kalküta’da doğdu. Babası zengin bir Brahmandı. 1878 de İngiltere’ye gitti. Londra’da, University College’de hukuk öğrenimi yapmak istiyordu. Ama kısa süre sonra Hindistan’a geri döndü. 1878 de ilk kitabını, " Bir Şairin Masalı" yayımladı. Büyük bir aşkla seveceği Mrinalinidebi ile evlendi. Eşinin kısa yaşamı ve akabinde iki çocuğunun ölümü Tagore'u derinden sarstı. 1913 te Nobel Edebiyat ödülünü aldı. Buradan aldığı 8 bin Pound’u, 1901 de kurduğu kendi okulunun gelişimi ve ilerlemesinde harcadı. İki yıl sonra da "Sir" unvanıyla ödüllendirildi. Altmış sekiz yaşında resim yapmaya başladı; Moskova, Berlin, Münih, Paris, Birmingham ve New York’ta sergiler açtı. Müzikle ilgisi çocukluğuna kadar uzanıyordu; üç bini aşkın şarkı bestelemiştir. Uzun bir hastalıktan sonra, 7 Ağustos 1941 de Kalküta'da öldü.
GORA’NIN KONUSU
Eser bir zamanlar İngilizlerin sömürgesi olan Hindistan’daki İngiliz varlığının kalıntıları, kültürel izlekleri ve Hindistan kültüründeki yansımalarını dile getirmesi açısından da önemlidir. Eserin kahramanı olan Gora, kast sistemine göre kendini soylu gören özel bir dine sahip olduğuna inanan ve büyük Hindistan hayali ile yaşayan bir Hindu’dur. İnançları, gelenekleri ve dini uğruna Hristiyan bir kıza âşık olduğu için müthiş bir içsel çatışmaya girişmiştir. İnançlarına göre yaşamak istemekte bir inançlarına, kastına aykırı olan aşkı ile savaşmaktadır. Gora, Hindu dininin gelenekleriyle, Hindistan’ın İngiliz sömürgecilerin elinden nasıl kurtulabileceğini düşünürken çok şaşırtıcı bir gerçekle karşılaşır.
Gora’nın gerçeği inandığı, yaşadığı, bildiği her şeyden çok farklıdır.
Romanın Başlıca Karakterleri
Gora: Romanın başkahramanı. Konuşma ve etkileme yeteneği olan bir toplum lideri. Mutlu bir Hindistan için Hinduizm’de birleşmeyi savunur.
Binoy: Gora'nın en iyi arkadaşı, ama Brahmanlar'a katılışıyla düş kırıklığı yaratır.
Pareş Babu: Brahman. İyi düşünebilen, güçlü bir kişilik.
Suşarita: Eğitimi olan bir kadın.
Lolita: Güçlü bir karakter, geleceği görebilen biri.
GORA ÖZETİ
Romanın konusu, geleneksel Hindular ile çağdaş ve liberal düşünceye sahip Brahmanlar olarak bölünmüş Bengali topluluğunun yaşadığı Kalküta’da geçmektedir. Kalküta ve çevresindeki yaşananlar Hindistan’ın İngiliz sömürgeciliğinden kalan iç yüzü ile geleneksel yapısındaki çatlamaları yansıtan karmaşık bir ortamdır. Hindular yeniden uygulanmaya başlayan geleneksel törenlerinden gurur duymaktadır. Brahmanlar ise ülkelerindeki kast sisteminin ortadan kalkmasını savunmaktadır. Fakat her iki topluluk da kendi içinde çelişkilerle doludur. İngiliz tipi eğitim sistemi ile toplumsal çelişkiler su üstüne çıkmaya başlamıştır. Gora Romanı ise işte bu sosyal ve siyasi zemini anlatmaktadır.
Binoy-bhusan bir gün evinde otururken bir kazaya şahit olur ve yardım etmek için sokağa fırlar. Bir faytonla bir kira arabası çarpışmıştır. Devrilen arabadan genç bir kız ve yaşlı bir adam çıkar. Evlerine davet eder ve yaşlı adamın tedavisiyle ilgilenir. Onları hemen evine alır ve doktor getirir. Doktor, adamı tedavi ettikten sonra ücreti Binoy öder. Bir süre sonra, Satiş adında 7 yaşlarında bir erkek çocuğu, doktora ödediği ücretini getirip verir. Binoy, çocuktan ailesinin adını öğrenme fırsatı bulur. Yaşlı adamın ismi Pareş Babu’dur.
Kendini iyi hisseden yaşlı adam (Paresh-chandra Chatterji) ayrılırken Binoy’u evlerine davet eder. Gourmohan, arkadaşlarının deyişi ile Gora, Binoy’un en yakın arkadaşı ve Hint Vatanseverler Birliği Başkanıdır. Aralarında bazı görüş ayrılıkları olsa bile iyi anlaşmaktadırlar. Fakat bir tartışma sonrasında Binoy ile Gora’nın arası açılmıştır. Gora, arkadaşının Hindu inançlarına yeteri kadar bağlı olmadığını düşünmektedir.
Binoy’un annesi kadar sevdiği Anandamoyi, Gora ile Binoyun bazı tartışmaları yüzünden aralarının açılmasına çok üzülmektedir. Çocukken ailesini kaybetmiş olan Binoy, Anandamoyi’i annesi gibi sevmektedir. Anandamoyi gerçeği Gora'ya anlatmak istemekte; fakat kasttaki yerinin sarsılacağından ve cezalandırılacağından korktuğu için gerçeği söyleyememektedir. Gora, aslında yanlarına sığınmış bir İrlandalının oğludur. Anne ve babası ölünce Anandamoyi onu büyütmüştür. Fakat bu, Hindu dininde ve geleneğinde büyük bir suçtur.
Gora, Hinduizm’in savunucusudur ve kendi dinini yaşamaktadır. Konuşma yeteneği ve etkileyici sesi ile doğal bir liderdir. Katı inançları onu saldırgan biri yapmıştır ama tüm kalbiyle huzurlu bir Hindistan hayali kurmaktadır. Hindistan’ın mutlu olabilmesi için Hinduizm inancı içinde Hindistan’daki tüm kast sisteminin ortadan kalkması gerektiğine inanmaktadır. Vatansever Gora, zenginler ve fakirler arasındaki uçuruma katlanamamaktadır. Gora’nın babası Krişnadayal, kendini Hindu dinine adamış, sofu bir adamdır.
Gora en iyi arkadaşı Binoy’un Brahmanlara katılmasına çok şaşırtmıştır. Binoy yumuşak huylu, bir gençtir. Gora’nın yanında zekâsı ve analiz yeteneğiyle kendisini geliştirmiş, kimseyi incitmek istemeyen iyi kalpli bir insandır. Ancak, doğrular ve yanlışlar üzerinde karar kılamamakta ve sürekli olarak ikilemler içinde yaşmaktadır.
Binoy, Anandomoyi’nin odasında Hristiyan bir hizmetçinin hazırladığı yemekleri yiyerek Hindu dinine ilk başkaldırısını gerçekleştirir, Üstelik Binoy, yardım ettiği Paresh Babu’nun daveti üzerine onun evine ziyarete gittiğinde yolları Gora ile kesişir. Gora’nın orada olma nedeni ise bambaşkadır. Ailesi Gora’ya niyetlerini anlatmadan Paresh Babu'ya gitmesini söyler, niyetleri ise Gora’yı Paresh Babu'nun kızlarında biriyle evlenmesini sağlamaktır. Gora ve Binoy, Pareş Babu ile iletişim içine geçicince olaylar şekillenmeye başlar. Pareş Babu, Brahmanları, temsil etmektedir. Onlar açık düşünceli bir yaşam tarzını benimsemişlerdir.
Aynı gün, babasının arkadaşı olan Pareş Babu’yu ziyarete Gora da gelmiş fikri ayrılıklardan dolayı Suşarita’nın nişanlısı arasında bir tartışma olmuştur.
Binoy, İlk defa, erkeklerden kaçmayan genç kızlarla bu evde karşılaşmıştır. Özellikle Lolita’dan çok etkilenir. Orada bütün inançlarına aykırı olarak bu genç kızlarla bir erkek arkadaş gibi samimi olur, hazırladıkları yemeklerden yer. Fakat bunların hiç biri kast sistemine ve inandığı dine uymamaktadır.
Pareş Babu'nun yanında kalan kızları Suşarita ve Lolita ise, kendi dünya görüşlerine sahip olan eğitimli kadınlardır. Lolita’nın güçlü karakteri yaşadıkları dönemin çok önündedir. Suşarita ise Gora’nın ilgisini çekmiş biri olarak kendi içinde gelgitler yaşayan bir kızdır.
Bu kadınlar topluma karşı sorumluluk sahibi, bağımsız düşünen, kendilerine güvenen çok güçlü kadınlardır. Yolda, Binoy ile Gora arasında da bir tartışma olur. Gora, o ailenin yanına gittiği için Binoy’u suçlar.
Binoy ,Pareş Babu ailesinden, inançlarından ve kızlarından çok etkilenmiştir. Gora’nın ağabeyi Mohim, Binoy’a kızı ile evlenmesini teklif eder. Binoy da bu teklifi kabul eder. Böylece Gora’nın ailesine dahil olacak, Pareş Babu ailesinden uzaklaşacaktır. Suşarita ise nişanlanmak üzere olduğu dar kafalı Haran’dan soğumaktadır. Bunun duyan Binoy, yavaş yavaş Mohim’in kızı ile evlenme fikrinden caymaya başlamıştır.
Gora ile Binoy , sık sık Pareş Babu’nun evine gitmeye başlamıştır. Kızlar, Gora’dan ve fikirlerinden çok etkilenmekte, Gora'da Suşarita’dan hoşlanmaya başlamıştır. Bunun için kendisine çok kızmakta ve kendini dine vermeye çalışmaktadır. Yaya olarak gezintiye çıkmaya karar verir böylece Pareş Babu' dan ve kızlarından uzaklaşmış olacaktır.
Binoy ve Lolita bir piyeste rol almış, Binoy bu oyun sayesinde Lolita’yı etkilemek için oyuna çok iyi hazırlanmıştır. Bu sayede İngilizcesine herkes hayran olur. Suşarita ise sürekli olarak Gora’yı düşünmekte ve onu unutmak için sürekli kitap okumaktadır.
Gora şehirden ayrılınca Binoy ise Pareş Babu ailesiyle daha yakın ilişkiler kurmaya başlamıştır. Lolita ile aralarında platonik bir aşk başlamıştır. Geziye çıkan Gora’nın başı yargıçla belaya girer ve hapse düşer. .Bunun üzerine Lolita, Binoy'u yanına çağırarak yargıcın evindeki piyeste rol almamaya karar verir. Fakat bu teşebbüs ikiisni de çok üzecektir.
Ertesi gün Bayan Baroda eve dönünce Lolita'yı azarlar. Buna üzülen Binoy da Anandamoyi’nin yanında kalmaya ve arkadaşının yokluğunu hissettirmemeye çalışır. Anandamoyi Binoy'un Lolita'ya olan hislerini anlamıştır. Lolita da Binoy’u sevmekte fakat bir Hindu ile evlenmesinin imkansız olduğunu bilmektedir. Suşarita teyzesi ile yakınlaşır ve babasının da iznini alarak teyzesine taşınıp. Haran'in nişan teklifini reddeder. Çünkü Gora'yı sevmektedir.
Lolita ve Binoy bütün engellere rağmen evlenmeye karar vermiştir. İkisi de dinlerini değiştirmeyecektir. Bu durum ise, Hindistan’da kabul edilemez bir durumdur.
Gora, eve dönmüş olanları duyunca Binoy'la kavga etmiştir. Fakat kendisi de Suşarita ile engel olamadığı bir aşka kapılmıştır. Suşarita'nın teyzesinin onu bir başkasıyla evlendirmek istediğini öğrenince duygularından emin olur. Bu aşktan kaçınmak için kendini Tanrı’ya adar. Suşarita ise Gora’nın düşüncelerinden etkilenerek Hindu olmaya karar vermiştir. Brahmo Samaj ile Hindu dinince kabul edilmemesine rağmen Binoy ile Lolita evlenmiştir.
Gora, arınma töreni için Ganj nehri kıyısındaki hazırlanmaya başlar. Gora, arınma işlemine geçeceği babasının ölmekte olduğunu öğrenir. Kendini ölüm döşeğinde sanan babası Krişnadayal, Gora'ya gerçeği anlatır ve onun İngiliz soyundan gelen biri olduğunu söyler. Agora’nın tüm değerleri, inançları, hayalleri sarsılmıştır. Artık kastı da olmadığından dinini yitirmiştir. Hemen Suşarita’nın yanına giderek, bir kastının ve dinin olmadığını, evlenebileceklerini söyler. Sevincini paylaşmak için daima annesi olarak gördüğü ve görmeye devam edeceği Anadamoyi’nin yanına koşar.