GÖZLERİN GAZELİ
Geçiyormuş uğramış, tez bıraktı gözlerin.
Ama ardından derin iz bıraktı gözlerin.
Yemin etti inandım onuruna, adına
Öz değil dil ucuyla söz bıraktı gözlerin.
Gönül telimi kırıp vurdukça vurdu işte
Yanık yanık inleyen saz bıraktı gözlerin.
Kapanan yaraları acımadı kanattı,
Yerine avuç avuç köz bıraktı gözlerin.
Bir Yarıkkaya yeli estirdi yüreğime
Hem üfledi hem yaktı toz bıraktı gözlerin.
Bu bahar, içerimde güller açar mı derken
Oklar atıp sineme, göz bıraktı gözlerin.
Meltemle salınırken başımda salkım söğüt
Kırdı bütün dalları, güz bıraktı gözlerin.
İlkelerim vardı ah... birer birer yıktı da
Tövbe için ne diz ne yüz bıraktı gözlerin.
Nefreti hasretimle karıştırıp yakınca
Bir anda yangınıma buz bıraktı gözlerin.
Bilirim aşk ateşi ateşle söndürülür.
Suyun canı yanmadan giz bıraktı gözlerin
Sadece geçiyorken uğradı yıktı ama
Ayrılık acısından haz bıraktı gözlerin.
Aşkın efsunlu gücü yıldız yıldız yağarken
Leyla’yı kıskandıran naz bıraktı gözlerin
O mavi sızı ile aktı bütün yaşlarım
Hüznü kurutmak için bez bıraktı gözlerin.
Seferîyim sevdama, sıla diye kanayan
Yarama basmak için tuz bıraktı gözlerin.
Not: Son üç beyit Necibe Çetinkaya armağanıdır.
Yarıkkaya yeli; İskenderun’da Hz. Ali’nin kılıcıyla açıldığına inanılan dağ geçididir. Ordan esen rüzgar, tozu dumana katar, tırları deviren bir fırtına olur.
24 Mayıs 2019