Gülşeni Raz Mahmud Şebusteri Elvan-ı Şirazi

18.03.2015

 

 

 Eserin asıl müellifi Mahmud_Şebusteri’dir. Mahmud_Şebusteri, Tebriz yakınlarındaki Shabistari kasabasında doğmuş bu nedenle de adına Şebisteri denmiştir. Onun eğitiminde, yetişmesinde ve GülşeniRaz adlı eserinin yazılmasında   İbn Arabî'nin öğretilerinden derin izler ve tesirler gözükür. Eserlerini 1288 yılında İran'da Moğol istilaları hüküm sürerken yazmıştır.

 

Onun en ünlü eseri olarak adlandırılan  ( Gulshan-i Raz ) Mesnevî'den Seçmeler mesnevi tarzında yazılmış olup, dini tasavvufi  eseridir. 1311. Bu eserde  Süflilik ile  ilgili  on yedi  soruya cevap vermiş ve açıklamıştır. Bu eser sofilerin tasavvufu anlamak için okudukları en değerli çalışmalardan biri olmuş, bu eseri kaynak olarak kullanmışlardır. 1318 Al Husayn Harawi (Amir Din d. Rukh onu "Tebrizli Sufi edebiyatçıların " ana kaynağı olarak kabul etmişti. Gülşeni Raz Emir Hüseyin Herevi'nin sufi metafiziği hakkında sorduğu suallere Şebüsteri'nin verdiği cevaplardan oluşur.[1]

François Bernier Avrupalı okurlara Tasavvufu anlatırken  Şeyh Şebisteri’yi temel kaynak olarak ele almıştır.[2]

"Saadet'ın-Name " âlemlerin Rabbinin birliği ve kesinliği  hakkında ( Hak el-yaqin fi ma'rifat Rabbi el-'alamin )  manzum olarak yazılmış diğer bir başyapıtıdır. "Khafif"  adlı eseri şiirsel bir dille yazılmış nesir bir eseridir.

 

Eser Sufi yazarlardan Hüsreverdi Hüseyin Sadat'ın mektup ile sorduğu on yedi soruya cevap niteliğinde yazılmıştır. Mahmud_Şebusteri'nin özgün eserindeki 70 beyitlik önsöz bölümünde vahdeti vucutu anlatır. Eserin nüshalarındaki beyit sayısı  999 ile 1008 arasında değişir. [3]"Düşünce nedir, Yolumuza Şart  Olan Hangi Düşüncedir. Ben kimim" sorularının cevaplandığı ilk üç bölümde Felsefi ve ilmi konulardan söz edilmiştir. " Allah yolu göstermeyince mantıkla hiç bir kapı açılmaz" sözüyle felsefe ve kelamcıları eleştirmiştir. " Herşey zıddı ile bilinir", "Akıl varlıkla uğraştığından ayağı teselsüle bağlanır",düşüncelerini özetler. Şebüsteri'ye göre " Âlem Allah'ın nurudur." ( H. Ahmet Sevgi, a.g.y.) [4]

 

Yolcu kimdir. vahdete kim vakıf olur., Arif olan neyi bilir? Enelhak diyen kişiye ne dersin sorularına cevaplar verilir. Daha sonra kaş, göz, sakal, yüz ben, saki, şarap, meyhane, ( piri mugan) , meyhaneci, bahçe, zünnar gibi mecazların sofiler tarafından kastedilen anlamlarına değinilip yorumlanır. Tasavvufi aşkı ve mecazları anlamak için en önemli kitaptır.( H. Ahmet Sevgi, Gülşeni Raz, a.g.y.)[5]

 

Bu açıdan yazarların başlıca kaynaklarından biri olmuştur.  Gülşeni Raz'ın otuz beş adet şerhinin olduğu tespit edilmiştir. Gülşeni Raz hem İranlı şairler hem de divan şairlerimizi oldukça etkilemiş bir eserdir. Divan şiirinde tasavvufi mecazların kullanılmaya başlanmasında şairlerimizin bu eserden istifade ettiklerine kuşku yoktur. Divan nesrindeki pek çok eserde de Gülşeni Raz'ın tesirleri görülmektedir. Gülşeni Raz'ı ilk olarak Türkçeye tercüme eden kişi  15. yy Sufilerinden Şeyh Elvan'ı Şirazi’dir.

 


Şeyh Elvan'ı Şirazi ve Gülşeni Raz Tercümesi


Gülşen-i Raz'ın orijinal metindeki vezin ve mesnevi tarzında Türkçe'ye ilk tercümesi XV.yüzyıl mutasavvıflarından Şeyh Elvan-ı Şirazi (ö.1426) tarafından yapılmıştır. Şeyh Elvan'ı Şirazi'nin 1377 (H. 779) yılında İran'ın Şîraz şehrinde doğduğu ve Orhan Gâzî döneminde Anadolu'ya göç edip, Türk diyarına yerleşen bir aileye mensup olduğu rivayet edilir. Şeyh Elvan'ı Şirazi'nin hayatı hakkında  kaynaklarda tafsilâtlı bir bilgiye rastlanamamıştır. Lâtîfî’nin "Tezkire"sinde belirttiğine göre; Şeyh Elvân-ı Şîrâzî , Hacı Bayrâm-ı Velî ‘nin halifelerinden olup, onun muhibb ve yaranları arasına katılmış ve dönemin şair ve mutasavvıfları arasında kısa zamanda ünü her tarafa yayılmıştır. (s. 120)Şeyh Elvanı şirazi "Gülşen-i Râz"ını Türkçeye tercüme edip, içindeki sırları şerh etmek için "Terceme'-i Gülşen-i Râz" adlı eseri Mahmud_Şebusteri'nin Farsça ve aynı adlı eserinden Türkçeye tercüme etmiştir. Latifi eserden " Hakikat güllerinin Gülşen-i Râz'ı" olarak bahseder. Şeyh Elvanı Şirazi''nin  eserinde yer alan bir ifadeden anlaşıldığı üzere 1426 (H. 829) yılından sonra vefat ettiği anlaşılmaktadır. [6]

 

Gülşen-i Râz tasavvufun vahdet-i vücud okuluna ait bir eserdir. Veciz bir üslupla vahdet-i vücudun temel ilklerini  ortaya koyar. Eserin klasik İslâm ve özellikle tasavvuf edebiyatındaki tesiri büyük ve sürekli olmuştur. Halveti şeyhlerinden İbrâhim-i Tennûrî (ö. 1482-83) yazdığı Gülzâr-Nâme için Gülşen-i Râz'dan ilham almış, Fusûs'ül-Hikem şârihi Bosnalı Abdullah da aynı eserden aldığı ilhamla Gülşen-i Râz-ı Ârifan adlı mesnevi tarzında bir eser kaleme almıştır. Aynı şekilde Sarı Abdullah'ın yazdığı beyitlerde de Gülşen-i Râz'ın etkisi görülür

 

Elvân-ı Şîrâzî -kuddise sırruh- Hazretleri "Terceme'-i Gülşen-i Râz" adlı eserinde "Nübüvvet"i gümüşten, "Velâyet"i ise altından bir saraya benzetmiş; ilk sarayın peygamber kerpiçlerinden, ikinci sarayın ise velî kerpiçlerinden hâsıl olduğunu; Nübüvvet sarayının Muhammed Aleyhisselâm, Velâyet sarayının ise velîlerin Hatm'iyle kemâl bulduğunu haber vermiştir:

 

Şeyhülislam Dâsıtani'nin Tercüme-i Gülşen-i Raz'ı, Cemaleddin Hulvi'nin (ö.1654) Câm-ı Dilnüvaz'ı da diğer Türkçe tercümelerinden bazılarıdır. Gülşen-i Raz, Sırlar Bahçesi anlamına gelmektedir.

 

Gülsen-i Râz mesnevisi, tasavvuftan bahseden, tasavvuftaki edebî terimleri açıklayan bir eser olması bakımından önemlidir. Abdülbaki Gölpınarlı bu gerçeği su kısa ifadesiyle özetlemektedir: “Tasavvuftaki edebî terimleri çok güzel açıklayan eserlerden biri de Gülsen-i Râz mesnevisidir.” [7]
Gülşeni raz hacim bakımından küçük içerik bakımından zengin bir tasavvufi eserdir. Sadece tasavvufu, tasavvufçuları anlatmamış devrin bütün bilimlerine de yer vermiştir.  Sufilerin kaş, göz, sakal, yüz ben, saki, şarap, meyhane, ( piri mugan) , meyhaneci, bahçe, zünnar gibi mecazlarda tasavvufçuların kastettiği manaları açıklamış olmasıdır. Bu bakımlardan Gülşeni Raz divan edebiyatı şairlerimizin  bu kelimeleri mecazi manalarda kullanmasında önemli etkileri olan eserlerden birisidir.[8] Divan şairlerimizin bu kelimeleri mecazi manalarda kullanırken bu esere dikkat etmişledir diye  söylemek yanlış bir bilgi olmayacaktır.

 

Eserde, eserin yazıldığı zamana kadar yetişmiş, tasavvufçuların hayatları ve hal tercümelerine yer verildikten  sonra tasavvufla ilgili terimlerin açıklandığı esas bölüme geçilir. Eserin sema, rüya, keramet bölümlerinde de bir hayli tasavvufi terimin açıklaması yapılmıştır. Gülşeni Raz divan edebiyatında mecazların ortaya çıkmasında, tasavvuf fikrinin yayılması ve anlaşılmasında önemli katkıları olan bir serdir.

 

Gülşen-i Râz sufi edebiyatıyla ilgilenen Batılıların da dikkatini çekmiş ve Dr. Tholuch tarafından yazılan "Sufizmus" adlı eserde kitaptan bahsedilmiştir. Tholuch 1825'te kitabı kısmen Almancaya çevirmiştir. 1838'de Hammer Purgrtall tarafından bir başka Almanca çevirisi yapılmış, 1880'de Whinfield tarafından notlarla birlikte İngilizceye çevirisi yapılmıştır.

 

Eserin günümüz Türkçesine ilk mensur çevirisi Maârif Vekilliği Şark-İslam Klâsikleri serisinin 5. kitabı olarak 1944'de Abdülbâki Gölpınarlı tarafından yapılmıştır.

 

KAYNAKÇA

 

 

[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Mahmud_Şebusteri

[2] n: Lettre sur le Quietisme des Indes ; 1688)N ( https://en.wikipedia.org/wiki/Mahmud_Shabistari

[3] H. Ahmet Sevgi,a.g.y.)

[4] H. Ahmet Sevgi,a.g.y.)

[5] Anonim,.hakikat.com/dergi/155/hatem155.html, son erişim, 12-11-2013www

[6] Abdülbaki Gölpınarlı, Tasavvuf, Milenyum Yaınları, 3. baskı, ?stanbul, 2004, s. 234- 235 )

[7] H. Ahmet Sevgi, Gülşeni Raz, İslam Ansiklopedisi,TDV, İst. 1996 C. 14, Shf, 253-254

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar