Günaydın Hüzün, Françoise Saganın 1954 yılında yazdığı bir romandır. Roman kısa sürede ilgi toplamış birçok eleştirmen tarafından dünyanın en iyi romanları arasında gösterilmiştir. [1] Roman bildik veya çok kez işlenmiş konulara değinmesine rağmen mesajları ve eğitici yanı ile ilgi çekmiştir. Günaydın Hüzün, yazara Eleştirmenler Ödülünü getirdi. Büyük gürültüler kopartan bu kitabı, aralarında “Brahms’ı Sever misiniz?”, “Bir Ay İçinde, Bir Yıl İçinde” adlı eserlerinin de olduğu diğer romanlar izledi.[2]
Günaydın Hüzün romanı yayınlandığına bir hayli ilgi görmüş, tüm dünyada tanınmış bunun üzerine de ABD yi yapımcılar tarafından filme de alınmıştır.
Eser, aynı adıyla Otto Premingerin yönetiminde 1958 yılında ve Amerikada filme uyarlanmış, Arthur Laurents romanı senaryo haline getirmiştir. Deborah Kerr, David Niven, Jean Seberg, Mylène Demongeot ve Geoffrey Hornenin başrollerini paylaştıkları film renkli ve siyah beyaz sekanslar içerecek şekilde çekilmiştir.
KONU:
Roman: Hayatı eğlenceden ibaret gören sorumsuz insanların kendileri için en iyisini önerenleri bile yok edebileceğini, son pişmanlığın fayda etmeyeceğini, sorumsuz yaşamaya alışanların yola gelmeyeceği konusu üzerinde kurgulanmıştır.
ANAFİKİR.
Ergenlik dönemine kadar edinilmiş eğilimler kalıcı hale gelmektedir. Buluğ çağından sonra verilen telkinler işe yaramaz. Ağaç yaşken eğileceğinden alışkanlık haline gelen yaşantıları ve görüşleri değiştirmeye kalkmak yararsızdır. Akışa karşı duranlar, ya yıkılır, ya aşınır.
KARAKTERLER
Cecile: 17 yaşında babası ile birlikte yaşayan istediği her şeyi eline verilen, zengin bir adamın sorumsuz kızıdır. Aşk onun için, öpüşmek, buluşmak, sıkılınca terk etmek anlamına gelen gelip geçici bir hevestir. Eğlence sorumsuz ve disiplinsiz yaşamak onun hayat anlayışı olmuştur. Bu düzeni bozacak olan Anne Lorsen ile çatışmaya girmiştir. Anne Lorsen, babasının evleneceği bir kadın ve onun hayat tarzına karşı duran kültürlü bir tehdittir. Cecile zevk aldığı hayata devam edebilmek için babasını ve kendisini hizaya getirmeye çalışan Anne Lorsenden kurtulmak zorundadır.
Anne Lorsen: Cecilenin babasının evleneceği kadın annesinin eski arkadaşıdır. Kültürlü eğitimli sorumluluk sahibi bir kadındır. Hayatı eğlenceden ibaret gören insanlara tepeden bakmaktadır.
Roland: Cecilenin babası zengin bir adamdır. Eşinden ayrılmış, kızı Cecile ile beraber yaşamaktadır. Metresi Elsa ve Kızı Cecile ile birlikte günlerini eğlence ile geçirmey dalmıştır. Kızının her istediğini veren onun hayta tarzına karışmayan hoşgörülü bir adamdır. Anne Lorsenin etkisine kapılınca metresi Elsayı terk eder. Fakat Cecile ise babasının Elsa ile birlikte olmaya devam etmesini istemekte, Anne Lorsen ile evlenmesine karşı çıkmaktadır. Çünkü Elsa ile zevkleri uyuşmakta, Anne Lorsenin disiplinli ve amaçlı hayat anlayışından çekinmektedir.
Elsa: Rolandın metresidir. Aklı havada eğlenceyi seven gününü gün etmekten hoşlanan genç bir rkadındır. Anne Lorsenin zıddı bir karakter çizer.Hırsı ve zevkleri uğruna Cecilenin planlarına da alet olan basit bir kadındır.
Cyrıl: Cecilenin sevgilisidir. Cecile onunla birlikte olmakta bununla beraber, babasını kıskandırmak için Elsa ile Cyrılın el ele dolaşmalarını hatta sevgili gibi davranmalarını istemektedir. Cyrıl ise bu planlara alet olmuştur.
ESERİN ÖZETİ
Genç bir kız olan Cécile, Fransız Rivierasında babası Ronald ile yaşamaktadır. Ronald, zengin bir adamdır ve Cecilenin her türlü ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeydedir. Cecile 17 yaşında genç bir kızdır. Aşk, onun için öpüşmelerden, kaçamak buluşmalardan ve bıkkınlıklardan ibaret bir eğlencedir. Annesinden ayrı yaşayan gelip geçici aşk ilişkileri yaşayan çapkın bir adamdır. Baba kız çok eğlenmekte hayatı dolu dolu yaşmakta ve kimseye ihtiyaçları olamayacak kadar güvenli ve mutlu bir hayatın içinde günlerini geçirmektedir.
Babası Rolandın Elsa adına bir sevgilisi vardır. Üçü birlikte disiplinsiz ve rast gele bir hayat yaşamaktadır. Babası Ronald, tatile çıkmak için kumsala yakın bir villa kiralamış, Cecile, babası ve babasının sevgilisi Elsa bu villada tatillerini geçirmeye başlamıştır.
Cecile, yazın, güneşin, denizin ve yaşının getirdiği sorumsuz ruh halinin tadını çıkarırken karşısına Cyril çıkar. Cecile için aşk sadece kaçamak buluşmalar ve bıkkınlıklardan oluşmakta iken artık tüm düşünceleri değişmiş, Cyrıle aşık olmuştur.
Günler güzel bir şekilde geçerken babasının haberiyle düşünce dolu günler başlar. Babası, Cecilenin annesinin eski bir arkadaşı olan Anne Lorsenin yanlarına geleceğini söylemiştir. Anne Lorse gayet ciddi hayata sadece eğlence olarak bakmayan, bu şekilde düşünenlere yüksekten bakan kültürlü otoriter, akıllı, planlı ve gururlu bir kadındır.
Rolandın eski eşinin kültürlü ve olgun bir arkadaşı olan Anne, küçük bir ziyaret için Rolandın villasına gelir. Bu ziyaret Cécilei oldukça rahatsız etmiştir. Cecile babası ile paylaştığı disiplinsiz yaşamı rahatsız edeceğini düşündüğünden Anne nin gelişinden dolayı huzursuz olmuştur
Cecileye ergenlik çağlarında ona yol gösteren, onu giydiren Elsa ile oldukça iyi bir şekilde anlaşmaktadır. Anne Lorsenin gelmesiyle Cecile için sıkıntı dolu günler başlar. Çünkü anne Lorse dünya hayatını bir eğlence olarak görmeyen, günü birlik düşünceleri olan, kişileri eleştiren insanların hatta bir açmalarının olması gerektiğini savunana eğitimli bir kadındır Cecile ise dünyayı eğlenceden ibaret gören, sınavlarına çalışmayan, eğlenceyi seven genç bir kızdır.
Cecile babasının sevgilisi Elsayı kendisi gibi düşündüğü için oldukça sevmektedir. Esla ile hayata bakışları aynıdır. Bu yüzden de babasının sürekli olarak Elsa ile birlikte olmasını istemekte, yaşadıkları bu düzensiz hayatın ritminin bozulmasını arzu etmemektedir.
Ancak anne Lorsenin babasını ele geçireceğini, onu Elsanın elinden alacağını ve Elsayı küçük düşüreceğini bilmektedir. Çünkü Anne Lorsen ne istediğini bilen zeki, eğitimli kültürlü aklı başında biridir. Nitekim her şey Cecilenın korktuğu gibi olmuştur. ,
Babası bir davette Anne Lorsenle ilgilenmeye başlamış, eski sevgilisi Elsa ile hiç konuşmamış ve Elsaya ilgi göstermemiştir. Elsa ise Roland ile Anne Lorsen arasındaki yakınlaşmadan dolayı huzursuz olmuş, Rolandın ondan vazgeçtiğini anlamıştır. Elsa bu olay sonrasında villayı terk eder. Artık Cecile, babası Roland ve Anne Lorsen villada baş başa kalmışlardır. Roland ve Anne Lorsen birlikte yaşamaya başlayınca Anne Lorsenin , Cecile üzerindeki baskısı artmaya başlar. Cecilein sınıf tekrarlayacak olduğunu öğrendiğinde sürekli ders çalışması için zorlamaya başlamıştır.
Anne Lorsen, Cecileye sınava çalışması gerektiği için Cyril ile bir daha görüşmemesini söylemeye başlamıştır. Cecile ise Anne Lorsene karşı çıkmakta, sınava çalışmanın kendisine bir şey getirmeyeceğini ve Cyrili sevdiğini söylemektedir. Ama artık evde Anne Lorsenin sözü geçmektedir. Hatta bir gün Cecileyi ders çalışması için odaya kilitler. Anne Lorsen ile Cecilenin arasındaki çatışma kuvvetlenmeye başlar. Ancak bu davranışları ile Anne Roland, Cecilein nefretini kazanmıştır. Önceleri bir küslükten ibaret olan bu nefret, büyük bir çekişmeye dönüşür. Çünkü Anne Lorsen ile Roland evlenmeye karar vermiştir.
Bunun üzerine Cecile haince bir plan yapmıştır. Bu planı uygulamaya başlar. Elsa eşyalarını almak için villaya gelir. Cecile, Elsaya Babam aslında seni çok seviyor, o yüzden mücadeleden kaçman, babamı terk etmen ve böylece Anne Lorsene kaptırman çok büyük bir hatadır diyerek ikna eder. Elsa ise zengin sevgilisi Rolandı kaybetmek istememektedir. Böylece Cecile, Elsayı ikna etmiş ikisi birlikte sinsi bir plan kurmuşlardır.
Cyril ve Elsa babasını kıskandırmak için sevgili gibi birlikte dolaşacaktır. Cecile sevgilisi Cyrile bir randevu verecek, plana göre de Cyril, randevu yerine Elsa ile birlikte gelecektir. Randevu yerine giderlerken el ele giden Cyril ile Elsayı babası bu halde görecek, Roland ise kızının sevgilisi ile eski sevgilisini ele ele görünce bunu kıskanacaktır. Babası Roland bu tuzağa düşürülür. Bunun üzerine Roland, kızının sevgilisinin, kendisinin eski sevgilisiyle birlikte gezmelerini hazmedemez. Kızına karşı utanç duygusuna kapılmıştır. Çünkü Cyril ile kızının görüşmesine ses çıkarmamış, böylece onayladığını kabul etmiş sayılmıştır. Şimdi ise kzının sevgilisi ile kendi sevgilisinin birlikte olmalarından dolayı derin bir utanca kapılmıştır. , Cecile ise Cyrili sevmektedir. Bir gün Cyrılın evine giderek onunla birlikte olur.
Bu oyun sırasında Cecile, Anne Lorsenin davranışlarının ve tutumlarının oldukça hayranlık verecek tepkiler ve düşüncelerden kaynaklandığını kabul etmeye başlamıştır. Anne Lorsenin aslında ideal bir kadın olduğunu fark etmeye başlamıştır. Çünkü Anne Lorsen her konuda haklı çıkmakta ve her zaman akıl almaz bir mantıkla hareket etmektedir. Hatta annesinden bile daha da sıcak ve güven dolu bir kadın olduğunu da fark etmeye başlamıştır. Buna rağmen Cecile, Anne Lorsen gibi yaşamak istememektedir. Cecile babasının eskisi gibi yaşamasını arzulamakta, Anne Lorsenin evdeki ve babası üzerindeki etkisini azaltmayı amaçlamakta, hiç olmazsa Anne Lorsenin kendi yaşantılarını benimsetmeye razı etmeye çalışmaktadır. Cécile, babasının genç ve aklı havada metresi Elsanın yardımıyla, babası ile Anne arasındaki ilişkiyi bitirebilmek için elinden geleni yapmaya devam eder.
Cecilenin babası Rolandı kıskandırma planı işe yaramıştır. Elsa en sonunda Rolandı tahrik etmeyi başarır. Cecilein planıyla Elsa ile Roland evde bir araya gelir. Anne Lorsen, Ronoldu Elsayla öpüşürken görür ve hızla villaya gelir, yıkılmış durumdadır. Evleneceği adamın kendisini aldatması onu yıkmıştır. Bu yıkılmış halini görünce Cecile dayanamaz ve tüm bu olanları kendisinin planladığını anlatmaya çalışır. Anne Lorsen arabasına atlayıp villadan ayrılmış, yolda bir kaza geçirip, ağır bir şekilde yaralanmıştır. Cecile ve babası hastaneye koşarlar am Anne Lorsen ölmüştür.
Tatil bitince Cecille ve babası Parise dönerler. Cecile Pariste iken Cyrılı terk etmiş, başka biriyle tanışmış gününü gün etmektedir. Ancak bir kişinin adını belleğine kazımıştır. Anne Lorsen. Günaydın hüzün.
Françoise Sagan HAKKINDA BİLGİ
Françoise Sagan (21 Haziran 193524 Eylül 2004) veya asıl adıyla Françoise Quoirez, Fransız oyun yazarı, romancı ve senaryo yazarı. Sanatçı, François Mauriac tarafından verilen alımlı küçük canavar takma adıyla da bilinmektedir. Sagan, havalı burjuva karakterler içeren güçlü romantik eserleriyle tanınmaktadır.
Sagan, Fransanın Cajarc kentinde dünyaya geldi ve bu kentin de içinde bulunduğu Lot ilinde büyüdü. Çocukluğunda hayvanlara karşı özel bir hayranlığı vardı. Bu dönemde Kiki takma adıyla çağrılan Sagan, zengin bir ailenin en küçük kızıydı. Babası bir şirketin genel müdürü, annesi toprak sahibi bir ailenin kızıydı. Savaş döneminde Dauphinée yerleşen aile, ardından Vercorsa gitti.Sagan, 1953 yılındaki Sorbonnea giriş sınavlarını kazanamadı. Aşırı savurgan yaşam tarzıyla bilinen sanatçı, yine de bu okula daha sonra girdi fakat mezun olmadan ayrıldı.
İlk romanı Günaydın Hüzün, 1954 yılında, Sagan 18 yaşındayken satışa sunuldu. Kitap kısa sürede uluslararası çapta başarı elde etti. Kitapta on yedi yaşındaki Cécilein zevk düşkünü hayatı anlatılır. Romanda ayrıca kahramanın erkek arkadaşıyla olan ilişkileri ve zina tutkunu-eğlence düşkünü babasının tutumuna da yer verilir. Roman, Simon & Garfunkelin The Sounds of Silence adlı şarkısında esin kaynağı oldu. Sanatçının takma adı, Marcel Proustın Kayıp Zamanın İzinde adlı kitabındaki Sagan Prensesi karakterinden esinlenilerek verildi.
Saganın karakterleri, J.D. Salingerin eserlerindekine benzer bir şekilde bozulmuş gençlik için birer ikon oldu. 1996 yılına kadar düzinelerce eser veren Saganın bu eserlerinden bazıları sinemaya uyarlandı. Sanatçı, nouveaux roman tarzının popüler olduğu dönemde bile sadece Fransız psikolojik romanlar yazdı. Karakterlerinin konuşmalarında sıklıkla varoluşçu duygulara rastlanır. Buna ek olarak sanatçının yazdığı şarkı sözleri ve senaryo yazıları bulunmaktadır.[3]
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/le-monde-yuzyilin-yuz-kitabi-listesi/93526
[2] https://www.idefix.com/kitap/francoise-sagan/urun_liste.asp?kid=46
[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/Fran%C3%A7oise_Sagan
0
1
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın