18.03.2021
GURURUN VE HÜZNÜN BULUŞTUĞU GÜN 18 MART
…
“Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor.
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!”
… Çanakkale Şehitlerine, Mehmet Akif Ersoy
Tarihte öyle sayfalar vardır ki her açıldığında bir duygu seli oluşur okuyanların yüreğinde. 18 Mart, işte böyle bir gündür. Her 18 Mart ‘ta Çanakkale Zaferi’nin coşkusu, gururu ve şehitlerimizi anmanın hüznü kaplar topraklarımızın her karışını ve yüreklerimizi. Çanakkale Şehitler Abidesi ve vatan toprağının her zerresi dile gelir. Her 18 Mart’ta; ekranlar, gazeteler, meydanlar, o günün gururunu ve hüznünü yansıtır. Dillerden dökülen sözcükler, kâğıtla buluşan kalemler, o günün anlam ve önemini dile getirmek için farklı bir heyecan duyar. Zaferin gururu ve şehitlerimizi anmanın hüznü buluşur sözcüklerde, yüreklerde, vatan toprağında.
Bu büyük zaferin 106. yıl dönümü münasebetiyle, salgının gölgesinde de olsa, çeşitli etkinlikler yapılacak. Zaferin coşkusu yankılanacak vatan toprağında. Bir başka gururla dalgalanacak ay yıldızlı bayrağımız. Şehitlerimizin ruhu şâd olacak ve tarihin o altın sayfasındaki satırlar, yine heyecanla, hüzünle okunacak. Bakın o gurur dolu sayfanın anlam ve önemi bir kaynakta nasıl dile getirilmiş:
“Kahraman Türk ordusunun Çanakkale Cephesi’nde verdiği mücadele, yalnızca Türk tarihinin değil bütün dünya tarihinin akışını etkileyecek derecedeydi. Bu cephede alınan galibiyet, dünya ülkelerinin güç dengelerini değiştirmiş ve Türk milletinin belirleyici ve yönlendirici gücünü, bir kere daha gözler önüne sermiştir. Çanakkale Cephesi’nin Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılık, Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini de ateşlemiştir. Çanakkale, Türk ulusunun bağımsızlık söz konusu olduğunda ne denli kararlı ve kahraman olduğunu sonsuza dek anımsatacak bir ‘anıt cephe’ dir. Çünkü Türk ordusu üstün muharebe taktiklerini, silah gücü bakımından çok üstün bir güce karşı ustalıkla kullanmıştır. Bununla beraber dünya harp tarihi, Çanakkale’de Türk askerinin insancıllığını savaş alanlarında bile yitirmediğine, düşmanına bile merhamet gösterebildiğine şahit olmuştur.”
Büyük önder Atatürk’ün, Gençliğe Hitabesi’ nde ifade ettiği gibi, mevcudiyetimizin ve istikbalimizin “yegâne temeli”; Türk istiklâlini ve Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Atatürk, bu önemli vazifeyi Türk gençliğine vermiştir. Vatanı koruma, milletini geleceğe taşıma azim ve kararlılığı, yeri geldiğinde canından, cananından, tüm sevdiklerinden vazgeçebilme fedakârlığını gerektirir. Vatan savunması söz konusu olduğunda hiç düşünmeden cepheye koşmuştur Mehmetçik. Geçmişte de bugün de vatanı koruyan Mehmetçiğin o temiz alnında ay yıldızlı bayrağımız dalgalanır adeta.
Her bir Mehmetçik, işte bu denli kutsal bir görev uğruna can vermiş, şehitlik mertebesine yükselmiş; 18 Mart’ı tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının, Mehmetçiklerimizin, milletimizin eşsiz mücadelesiyle bugünlere geldiğimizi unutmamalıyız. 18 Mart’ın anlam ve önemi, gelecek kuşaklara da coşkuyla ve gururla anlatılmalı. Bizi birleştiren tarihimizi, bayrağımızı, vatan toprağının ve hürriyetin değerini ifade etmenin anlam ve önemine dikkat çekelim. Altını çizelim o kıymetli satırların. Gelecek neslin yüreğine yazalım bu değerlerin anlam ve önemini. Elbette sadece her 18 Mart’ta değil, bir günde değil, istikbale taşıyalım önemini. Bir ömre değil, bin ömre sığdıralım 18 Mart Çanakkale Zaferi’ni. Bir nesle değil, bin nesle uzansın Mehmetçiğin ve milletimizin şanlı zaferi.
18 Mart Çanakkale Zaferi’ne dair şu bilgileri de aktarmak isterim: “Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, 1. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya’yla güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul’u zapt etmek suretiyle Almanya’nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletleri’ni zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı’nı seçmişlerdir. Ancak saldırılar başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir. Her siperde ayrı bir destan başlatan askerlerimiz, düşmana karşı verdiği mukaddes mücadeleyi zaferle sonuçlandırdığında, dünya tarihinin zirve sayfalarına da ‘Çanakkale Geçilmez!’ ilkesini bir daha silinmemek üzere yazdırmıştır.”
İşte bu satırlarda olduğu gibi daha birçok eserde, birçok dizede bu eşsiz zaferin anlam ve önemi dile getirilmiş; tarihimizin bu eşsiz sayfası ayrı bir yer tutmuştur milletin hafızasında ve yüreğinde. Kimi zaman şiirlerde kimi zaman makalelerde dile gelmiş; şairlerin ve tarihçilerin kalemlerinde her dem yeniden hayat bulmuştur 18 Mart Çanakkale Zaferi. Hiçbir zaman da dillerden düşmeyecek, milletimizin hafızasında, kalbinden silinmeyecektir. Nice tarihçi, şair, öğretmen, pırıl pırıl yürekli, vatansever gençler ve milli duyarlığa sahip her Türk, 18 Mart Çanakkale Zaferi ruhunu, geleceğe taşıyacak gururla. Bu zaferin mimarları unutulmayacaktır.
Bu eşsiz zafer, Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitleri’ne şiiriyle taçlanmış ve İstiklal Marşı şairimizin dizelerinde bir kez daha abideleşmiştir. Milletin gururunu, şehitlerin ruhunu zirveye taşıyan o dizeler her okunduğunda yeniden canlanır Çanakkale Zaferi. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde dile getirdiği gibi “muhtaç olduğumuz kudret” bu zaferle can bulmuş ve Kurtuluş Savaşı’nda muhtaç olduğumuz gücün hareket noktası olmuştur. Bir “meşale” olmuş bağımsızlık mücadelemiz için. Vatanı ve bağımsızlığı için can veren, ruhu şehitlik mertebesiyle buluşan Mehmetçik, bağımsızlığa ve istikbale giden yolda hayat kaynağı olmuştur vatanına, milletine.
“Çanakkale geçilmez” ilkesi nasıl dimdik ayaktaysa bizi bu zafere ulaştıran büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, cesur yürekli Mehmetçiklerimiz ve milletimiz bu zaferi nice yüzyıllara gururla taşıyacaklardır. Çanakkale Zaferi’nin 106. yıl dönümünü kutluyor ve tüm şehitlerimizi, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygıyla, şükranla ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun!
“Sen ki ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki a’sâra gömülsen taşacaksın… Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.”
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın
Mete Han
4 years ago