Her kalem ne kadar boyanırsa boyansın, ne kadar süslenip desenlenirse desenlensin, yine de yetiştiği ağacın, koptuğu dalın, kokusunu, mayasını , izini taşır özünde . Her kalem yetiştiği ağacın köklerinden büyüdüğü ve geldiği toprağın menbaını özde taşır. Elbet , Köyde büyüyenler şehirliden iyi bilir , söz edilen bu şeyleri. Çünkü Şehirli ile geldiği yerlerin arasına betonlar serilmiş, ayrımcı yollar dökülmüş, balkonlarına naylon, çiçekler ekilmiş, ayaklarının altına elyaf halılar serilmiştir. Şehirlinin ayakları , elleri teni, bilinci toprağından ayrılmıştır. Ayakları, duyuları toprağından hiç kopmayan kalemler tam bu nedenle özünü de iyi bilir. Bu nedenle bu şairin doğallığı tam burada...
Çocukluğuma, nenemle dedemin yanında geçirdiğim günlerime gittim, sayenizde...Selamlar, sevgiler...