Gustave Flaubert (D.12 Aralık 1821 – Ö. 8 Mayıs 1880), Realizm akımını başlatan Fransız romancı, Madame Bovary’in yazarı
Gustave Flaubert ,12 Aralık 1821'de Fransa, Yukarı Normandiya’nın ,Rouen kentinde doğdu. Annesi aristokrat bir aileye sahip olan Justine-Caroline Fleuriot ile Hôtel-Dieu'de , babası ise baş hekim ve cerah Achille-Cléophas'dır.
Soylu bir anne, orta tabakadan gelme bir hekimin oğlu olarak huzurlu bir çocukluk yaşayan Flaubert , 1940 yılına kadar Rouen Koleji'nde öğrenim görmüş edebiyata olan ilgisi küçük yaşta başlamış, ilk yazılarını da bu okulda iken küçük bir dergide yayınlamıştı. 1834 yılında bir arkadaşı ile dergi de çıkarmış, ailesinin de desteği ile edebiyatçı ve romancı olmaya karar vermişti.
15 yaşındayken kendisinden on yaş büyük ve evli bir kadına aşık olmuş, bu olay ileride yazacağı romanlara da ilham veren bir serüven olarak onda izler bırakmıştı. Verimli bir yazar olacağını daha okul yıllarında iken de belli etmişti. ya "Bir Çılgının Hatıraları" (1838) ve "Smarh" (1839) adlı eserlerini kolejde okurken yazdı.
1841'de Paris'te Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Paris’te iken Hugo da dâhil birçok edip ile tanışmış olsa bile bohem hayatı yaşayan ilgisiz bir öğrenciydi. 1844 yılında ilk epilepsi atağını geçirmişti. 1845'te ailesiyle beraber İtalya seyahati yapmış, Cenova'da gördüğü Brueghel tablosunun verdiği ilhamla “"Aziz Anthony'nin Baştan Çıkışı” adlı eserini yazmaya başlamıştı.
1846 yılında okulu bitirmeden Paris’ten ayrılmış babasını ve küçük kardeşini de kaybetmişti. Babasaından bir hayli yüklü bir miras kalında hayatını yazarak ve seyahat ederek geçirmeye karar verdi. Rouen şehrinde ve Siene Nehri yakınlarındaki evinde yaşamaya başlamıştı. 1846'dan 1854'e kadar Fransız şair ve yazar Louise Colet ile bir ilişki yaşamış onunla ilişkisini sekiz yıl sürdürmüştü. 1849-50'de Ortadoğu, Lübnan, Yunanistan ve Mısır'a gitmiş, erkek ve kadın fahişlerle birlikte olduğu için frengiye bulaşmıştı. 1850'de İstanbul'a gelmiş ve beş hafta kalmıştı. Daha sonra 1858'de Salammbô adlı romanını yazmak için Kartaca’ya da gitmişti.
Bu gezilerinde kadın ve erkek fahişler ile yaşadıkları anlık münasebetler Madam Bovary adlı eserine malzeme sağlamıştı. Mısır’a ve Tunus’a yaptığı yolculuklar sırasında babasından kalan servetin önemli bir kısmını harcamış bulunuyordu Ancak bu geziler sırasında ünlü romanı Salamboo ‘yu kurgulamış Madam Bovary adlı eserinin çatısını düşünmüştü.
Fransa’ya döndükten üç ay sonra ve Eylül 1851′de Madame Bovary'yi yazmaya başladı ve bu eserini 1856 yılının baharında bitirmişti. İlk romanı Madame Bovary, 1857’de kitap olarak basıldı. Ancak bu eserinde “ahlaksızlık-sapkınlık” yaptığı için davalık oldu. Bu eserinde “ eş aldatmayı yüceltmek, cinsel duygular abartıp kışkırtmak, geleneklere hakaret etmek” suçlarıyla yargılandı. Yargıç “namus cellâdı kadın”ın kim olduğu sorulduğunda, Falubert’in verdiği "Madam Bovary, c'est moi! (Madame Bovary benim!)” yanıtı vermek zorunda kalmış bu sözleri nedeniyle sansasyonel de olmuştu. Ancak avukatının başarısı sayesinde mahkûm olmaktan kurtuldu2]
Salomo adlı romanını Nisan 1862′de tamamladı. 1864-1869 arasında Duygusal Eğitim adlı eserini tamamladı. Ancak artık serveti tükenmiş yoksul bir adam kalmıştı. . Çocukluk arkadaşı Laure le Poittevin'in oğlu Maupassant'ı manevi evladı olarak kabul etmiş onun başarıları ile avunmaya çalışmıştı. Şaşırtıcı bir özgeçmişi olan Flaubert, 8 Mayıs 1880 günü aniden bir felç geçirmiş sonrasında da ölmüştü.
Eserleri
Roman, Hikâye
Kasım, 1842 (Ölümünden sonra basıldı, 1928)
Ermiş Antonius ve Şeytan, 1849
Madam Bovary, 1857
Salambo, 1862
Duygusal Eğitim, 1869
Üç Öykü, 1877
Bilirbilmezler (Bouvard ile Pécuchet), 1881 (Bitmemiş)
Günlük
Bir Delinin Anıları,1838
Kırlarda ve Kumsallarda,1886
Yerleşik Düşünceler Sözlüğü, 1911