Karagöz yine Hacivat’ın kapısını alacaklı gibi hızlı hızlı çalar. Yine Hacivat’ı telaşlı telaşlı pencereye çıkartır. Hacivat kızgın bir sesle.
-Ne var Karagözüm? Yine alacaklı gibi kapıyı çaldın, beni telaşlandırdın.
-Gel aşağıya Hacivat’ım, haberin yok sana anlatacaklarım var.
- Gidecek yerin mi yok karagözüm, bu yaştan sonra gidecek tek yerimiz var oda mezar.
-Öyle demedim Hacivat’ım.
-Ödenmemiş borçların mı var? O zaman vakit kaybetmeden git öde, ne diye yanıma geliyorsun? Borç istiyorsan hemen veririm sana sen yeter ki üzülme.
- Yine yanlış anladın hele bir solukta in aşağıya.
- Kim oturuyor koltukta, ayaktayım Karagözüm, bekle geliyorum aşağıya.
Hacivat bir solukta aşağıya iner selam verir Karagöze.
-Söyle karagözüm, yine telaşlı ve üzgünsün.
-Hacivat’ım hani bizim mahallede oturan tefeci olan Rüstem vardı ya, sabaha karşı gebermiş.
-Gebermişse gebermiş bize ne? Adam olsaydı ölseydi cenazesine giderdik, birkaç dua ile gömerdik gelirdik.
-Tamam, celallenme Hacivat’ım bende senin gibi düşünüyorum da, ilginç olan hoca yıkamak için içeri girince saatlerce çıkmamış!
-Neden çıkmamış? Vereceği alacağımı varmış geberen o adamla?
-Yok, Hacivat’ım hani yaşarken ben ölmem uzun yıllar yaşarım diye gururla gezerdi ya bu tefeci, şimdi ölünce hoca uzun uzun başında durmuş nasihat vermiş.
-Karagözüm o gebermiş adam ne anlar nasihatten?
-Haklısın Hacivat’ım, zaten yaşarken de duymuyordu, şimdi duysa ne fayda edecek? Yaşarken iyilik yapmayan adama, son anda nasihat ne fayda edecek? Hoca çıkınca sordum neden bu kadar uzadı diye…
-Hoca ne cevap verdi?
-Mendebur öteki dünyaya gitmemek için ısrar edince ancak ikna edebildim dedi.
-Bence çok haklıymış hoca, onu ikna etmek hiçte kolay değil, bravo hocaya kısa sürede ikna etmiş mendeburu.
-Hacivat’ım zaten kabul etse de etmese de gidecek o mendebur.
- Ondada mı vardı basur.
-Ne basuru Hacivat’ım?
-Kaldıysa mahsur bize ne Karagözüm, adam olaydı insan olaydı, onlarca insanın hakkını yedi, gideceği yer cennet olacak değil, elbette ki cehennem olacak.
-Haklısın Hacivat’ım, huzur içinde yatmasın, zaten yatmazda.
-Tabi ki yaptığı yanına kalmazda, unsuz ekmekte olmazda yapılan iyilikte karşılıksız kalmaz… Kapattık perdeyi eylemedik viran, Kul Mehmet’in kusuru varsa af ola, devamı derseniz hele bir yarın ola.
Mehmet Aluç/Kul Mehmet