Hacivat Ve Karagöz Yaklaşıyor Kadir Gecesi
15.06.2017
Karagözümüz yine heyecanlıydı, yaklaşan Kadir gecesinin heyecanını bu gece gelmeden hayırlı işler yapmak bunu konuşmak için Hacivat’ın evine doğru hızlı hızlı yürüyerek vardı. Hacivat’ın kulağı ağır işitiyor diye, yine kapıyı alacaklı gibi çalmaya başladı. Her zaman ki gibi geç yatan Hacivat, korku içinde sıçrayarak uyandı, korku içinde etrafına bakındı, anladı ki her zamanki gibi alacaklı gibi kapıyı çalan ve gelen, karagözdü. Etrafına bakındı, yerde duran terliği alarak pencereyi açtı, kapıda bekleyen Karagözün kafasına doğru fırlattı. Karagöz bu ani saldırı karşısında şaşırdı, korku içinde geriye doğru koşmaya başladı.
Hacivat kızgın bir şekilde.
-Bre densiz, bu sabahın erken vaktinden de kapımı alacaklı gibi çalarak, beni tatlı uykumdan ediyorsun? Allah’ın saati torbaya mı girmiş, beni bu saatte rahatsız ediyorsun?
-Vah Hacivat’ım vah, bu günleri de mi görecektim.
-Başıma çorap mı örecektin?
-Yok Hacicavcavım, beni bayağı korkuttun demek istiyorum!
-Peki ya sen kapıyı böyle acı acı çalınca, birde uykuda yatan benim halimi bir düşün tasavvur et bakalım?
-Şey kem küm ye kürküm ye yok olmadı, ama Hacivat’ım sen ağır işitiyorsun.
-Gözümü toprak mı doyursun diyorsun, ben çok aç gözlü müyüm Karagözüm bana bunu söylüyorsun? Hem de tatlı uykumdan kaldırarak, yazıklar olsun, al sana güzel bir tokat al sana al sana…
-Dur Hacivat’ım bana yazık değil mi?
-Utanmadan birde kazık attığımı söylüyor, densiz!
-Hacivat’ım iki gözüm, yaklaşıyor Kadir gecesi, sana yakışıyor mu?
Hacivat bir an durdu, pişman oldu.
-Gel sana sarılayım Karagözüm, latife olsun ,dedim hem de sözünü bilmeni istedim. Yaklaştı mı bin aydan hayırlı Kadir gecemiz?
-Yaklaştı ya Hacivat’ım, ben diyorum ki bu gece Mukabeleden sonra, seninle gecenin karanlığında sırtımızda un bulgur az tereyağı ile fakir komşumuz, Rıza amcanın evine sahur için varalım, misafiri olalım, sırtımızdaki yükleri de evine sessizce bırakalım çıkalım. Bunu Ramazanın son gecesine kadar yine yapalım derim, Hacivat’ım ne dersin?
-Gel Karagözüm kardeşim can yoldaşım senin alnından öpeyim, ben ihtiyarladım artık, senin gibi güzel düşünemiyorum. Allah senden razı olsun, ben seninle her yola çıkmaya hazırım Karagözüm, sen yeter ki iste.
-Ben mi pişmedim, pişte gel diyorsun?
-Sen ne diyorsun?
-Sen mi gelmiyorsun Hacivat’ım?
-Kim diyor?
-Sen diyorsun ?
-Oruç değil misin ne yiyorsun?
-Kime bu akşam üstü gidiyorsun?
-Fazla uğraşma Karagözüm benim gibi yapamıyorsun?
-Neden kaçıyorsun? Tamam Hacivat’ım tamam. Kapattık perdeyi eylemedik viran Kusurumuz varsa Kul Mehmet’le beraber af ola, devamı derseniz hele bir yarın ola.
Mehmet Aluç /Kul Mehmet
