Halep Şehri Kültür Şiir ve Türkü Dünyamızda Halep

10.09.2017

 
Matrakçı Nasuh, Halep Kalesi ve Halep, 16. yy 
 
 

Halep Şehri Kültür ve Edebiyatımızda  Halep

Suriye'nin ikinci büyük kenti, kalesi, tarihi yerleri , kumaşları ve kültürel varlıkları ile ünlü bir şehir. 

 

KONU BAŞLIKLARI

Halep Nedir Kelime Anlamı ve Halep Adı Kökeni 

Osmanlıca yazılışı; Haleb : حلب

Halep kelimesi Arapçada sözlük anlamı ile: sağılmış süt, süt sağma anlamlarına gelir. Özel isim anlamı ile beş  bin yıl öncesine kadar uzanan Mezopotamya’nın en köklü ve en eski şehirlerinden birisi,  günümüzde Şam ilinden sonra Suriye’nin ikinci büyük şehrinin adıdır.

Halep şehri, Antep’e 120, Antakya’ya, 110 km’de uzakta bulunan Suriye’nin ikinci büyük şehridir.  İngilizcedeki adı  Aleppo, eski Ahit’teki ismi  ise Aram Tzova’dır.

Halep, özellikle 1986 yılında Unesco dünya miras listesine alınan muhteşem kalesi ile meşhurdur. 2006 yılında İslam Kültür Başkenti vasfını kazanan Halep,  2012 yılından beri sürekli olarak iç savaş nedeni yıkıma uğramaktadır.  Halep,  kayşanı ismindeki taşları ve işçiliği ile yapılmış cami, hamam, zindan, kışlaları, uzun ince Halep çarşısı, çok uzun kapalı çarşısı, Tilal çarşısı, Ulu Cami, El-Medine Çarşısı, Atatürk 'ün kaldığı Baron Oteli, taş oymalı evleri ile her yanı tarih ve kültür fışkıran muhteşem bir şehirdir.

Halep,  ihtişamlı ve azametli kalesi, antik ve yöresel kumaşları, kuyruk yağı kullanılarak yapılan kuru baklavası, vişneli kebabı, zeytinyağlı kahverengi sabunu vb ile meşhur olan Halep, bu gün iç savaş dolayısı ile harbeye dönüşmüştür.

İç Savaştan önce Al Faraj Kapısı , Halep 

Halep Tarihçesi

Kalesi le birlikte MÖ 3000’li yıllara kadar uzanan tarihi olan Halep Mezopotamya, Mısır ve Hac yollarını, İskenderun Körfezi, Güney ve Doğu Anadolu’ya bağlayan yollar üzerindedir.

Şehre 360 derece hâkim olan tepesinde kurulmuş olan ihtişamlı Halep Kalesi Mezopotamya uygarlıkları, Makedonyalı İskender, Seleukoslar, Roma, Bizans, Arap hâkimiyeti, Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler, Mirdasiler, Ukayliler, Memluklar, Selçuklu ve Osmanlı hâkimiyetini yaşamış, 1918 den itibaren bir müddet Fransız hâkimiyetinde kaldıktan sonra Suriye’nin en önemli ikinci şehri olmuştur.  

Halep, Ömer İbni Hattâb  zamanında İslamiyet ile tanışmış, Emevi devrinde Şam’dan sonra en önemli İslam kentlerinden birisi olmuştur. Ebu Müslim Horasani ’nin Emevi saltanatına son vermesi ile birlikte Halep, Samarra şehri ile birlikte Türklerle tanışmaya başlar.  Maveraünnehir’den paralı asker olarak getirilen  Türk askerleri, Abbasi devletini Bizans’a karşı koruyan kalkanlar olarak Halep ve civarına yerleşmişlerdi.  Mem’un ve Mutasım dönemlerinde Anadolu ya, İskenderun Körfezine ve Çukurova’ya hâkim olmuşlar, Seyhun ve Ceyhun nehrinin adını Seyhan ve Ceyhan Nehrine veren bu Türkler 8. yy dan 11. Yy a kadar Abbasilerin uç beyleri olarak bu bölgelerde hüküm sürmüşlerdi.

Dolayısı ile Türklerin Anadolu’ya girişleri Malazgirt Savaşından üç yüz yıl önce Halep üzerinden güney doğu Anadolu ve Çukurova’ya giren Türkler olmaktadır. Abbasilerin yerine İslam coğrafyasına hâkim olan Memluklar de Türkmen kitlelerini bu yöreye yerleştirmiş, 1160 yıllarında Horasan’dan gelen çok büyük bir Türk kitlesini Rakka,  Telafer, Münbiç ve Cullap nehrinden Halep, Antakya ve Çukurova’ya doğru yerleştirmişlerdir.. Sayılan bu yerlerin coğrafik ve siyasi merkezi tarih boyunca her zaman Halep olmuş, Halep tarih boyunca kuzey ve kuzey doğu Suriye ile Çukurova Antep ve Urfa’ya doğru uzanan coğrafyanın merkezi kenti konumunu korumuştur.

1516-1918 e kadar dört yüz yıl boyunca Osmanlı hakimiyetinde kalmış olan Halep ,  bu konumu nedeni ile 17. Yy dan itibaren İstanbul’dan sonra Osmanlı’nın en önemli ve en büyük kenti haline gelmiştir. Osmanlı devletinin son iki yüz yılına damga vuran pek çok Sadrazamları ve vezirleri ya İstanbul’a gelmeden önce veya İstanbul’dan azledildikten sonra Halep Paşası olmuştur.

Halep, Bursa ve İstanbul’dan sonraki en önemli dokumacılık merkezi olmuş, İstanbul’dan sonra ikinci en büyük ticaret merkezi ve altın çarşıları Halep’de kurulmuş ve Halep,  Çukurova’dan, Maraş ve Urfa’ya kadar, Antakya’dan Şam ve Ürdün’e kadar uzanan coğrafyanın idari merkezi olmuştur.

Osmanlı imparatorluğunun Güney ve Yemen cephesi çökünce dahi Halep  Güney cephesinin en son direniş hattı olarak kalmış;  Halep ve Antakya en son terk edilen iki şehir olmuşlardır. 

Halep bu nedenlerle Türk edebiyatında adından en çok söz edilen şehirlerden biridir. Günümüzde dahi Halep ile tarihi ve kültürel bağlarımızın kuvveti ve derinliği canlı olarak hissedilmektedir.

Günümüzdeki Halep yakılıp yıkılmadan önce Suriye'nin Şam’dan sonraki ikinci en büyük şehridir. 1940'larda bile nüfusunun %90'ı Türk olan Halep Suriye Devleti kurulduktan sonra Süryani, Müslüman ve Katolik Arap,  Hristiyan, Kürt, Nusayri,  Yahudi ve Çerkez kökenli karmaşık bir nüfusa sahip olmuştur. Bu nüfus yapısı dahi Halep’in ne derece önemli bir kültür ve Ticaret kenti olduğunu ortaya koymaktadır.


Edebiyatımızda  Halep

Halep, halebi ekmeği, halep simidi, Halep kumaşları,  Halep oradaysa arşın burada” deyimi, Halep Türkmenleri, Halep sabunları, içinde adı geçen pek çok Türkü, halk hikâyesi, tarih, gezi, anı kitaplarında, kültürümüzde ve şiir dünyamızda canlı olarak yaşamaktadır. Halep,  halk hikayelerimizde örneğin Kerem İle Aslı, Türkülerimizde, aşık şiirimizde, divan şiirimizde sık sık karşımıza çıkan bir şehirdir.

Halep, 18. Asırdan 20. Yy başlarına kadar İstanbul’dan sonraki en büyük ve en önemli Osmanlı şehri olmuş, bu nedenle özellikle 18. ve 19. Yy.larda İstanbul’dan sonra en çok söz edilen şehir olarak edebiyatımızda yer almıştır. 1865 yılındaki Fırka-ı Islahiye’ye kadar Halep ve civarındaki araziler göçer Türkmenlerin, Çukurova ile birlikten yoğun olarak gelip gittikleri kışlak mekânı olduğundan türkülerimizde ve âşık şiirimizde oldukça sık yer almıştır.  Âşık Ömer’in, Karacoğlan’ın, Dedemoğlu’nun pek çok şiirinde Halep, Şam, Münbiç gibi yer isimlerini görmek mümkün olmaktadır. Halep, günümüzde de hatırı sayılır bir Türkmen kitlesine sahiptir.

Halep, türkülerimizde sevgilinin konup göçtüğü ve arandığı bir şehirdir.  Halep, göçer âşıkların, gezgin âşıkların en çok uğradığı, hatırasını yâd ettiği bir şehirdir. Halep isminin geçtiği şiirlerde ve türkülerde kışlak olarak Halep’e gelen, daha sonra da yaylaklara göçüp gittiği için arana Türkmen güzelleri ve sevgililerinden söz edilir.  Bu nedenle Halep,  atlar, develer, mayalar, göçen güzeller, aranan sevgililer, Halep işi libaslar giyen sevgililer ile betimlenen bir şehirdir.  Halep hatırasının içimize ne denli işlediğini türkülerimizden ve şiirlerimizden sezinlemek mümkündür.

Şiirlerde Halep 


Zülfün kokusı müşg olup nâf-ı Haleb'de
Ragbet mi kodı `anbere eknâf-ı Haleb'de  Şeyhülislam Yahya Şiirleri[1]

Çıkdık Haleb’den eşheb-i himmetle Haşmetâ
Düşdüm o şeh-levendim ile Üsküdar’a dar         Haşmet Şiirleri[2]

Mısr’ı terk eyleyelüm gel beri ey la‘li şeker
Varalum seyr idelüm yâ Haleb’i yâ Şâm’ı        Ravzi ( Balıkesir- Edincik- 16. Yy ) Şiirleri[3]

Bir hûb Rûmi didi baña hey ‘arab ‘arab
Yirüñ senüñ ne yirdür ayıtdum Haleb Haleb Ravzi ( Balıkesir- Edincik- 16. Yy ) Şiirleri[4]

Mey ķadar neş’e virür âb u hevâsı Ĥaleb’üŋ
Âh cennet gibi olsa-y-ıdı beķâsı Ĥalebüŋ         Şehri 

Ben Haleb'e gider iken
Dolu yağdı başıma
Çifte tellal buraktılar
Haleb'in çarşusuna       Bayburt Türküleri

Ben Haleb'e varır iken
Tufan koptu başıma
(mirim mirim ağam hey canım hey gülüm hey)
Gökte uçan cem'i kuşlar
Pervaz ider nesime
(mirim mirim ağam hey canım hey gülüm hey)

Halep'te bir güzel gördüm
Aslı Ermeni Ermeni
Güzel görmek isterisen
Hele gel gör Meryem'i Meryem'i    ANTAKYA - HATAY - TÜRKÜLERİ

Atım kalk gidelim Halep haneden
Cümlenin rızkını verir Yareden
Yemini kestireyim Eğri Kule'den
Bu gece Kilis'te yatalım atım           Kırşehir Türküleri

Halep'te bir güzel gördüm
Usul boyu çınara benzer
Görenler salavat verir
Gözleri humara benzer      Gaziantep Türküleri

Göründü üç beyler Halep yolunda
Kervanlar geliyor sağda solunda
Kimi at üstünde kimi de yayan
Bir gardaş vurulmuş hali perişan      TÜRKÜLER / G ile Başlayanlar

Koca Halep derler yiğit vatanı
Aramazlar gurbet elde yiteni
Ak göğsün üstünde çakır dikeni
Bitmeyince gönül yardan ayrılmaz Kadirli Türküleri

Atım Kalk Gidelim Halep Eline
Bu ellerden göçtüm’ola obalar
Üzerine giyer türlü dibalar dibalar
Daha yar seversem olsun tövbeler
Mestane gözlü yar gittikten sonra     

Atım kalk gidelim Halep haneden
Yemin kestireyim Eğri kaleden
Cümlenin kısmetin veren Yaradan
Çırpını çırpını gidelim atım            Kayseri Türküleri

Bu ellerden göçtüm’ola obalar
Üzerine giyer türlü dibalar dibalar
Daha yar seversem olsun tövbeler
Mestane gözlü yar gittikten sonra  Kilis Türküleri

 

 KAYNAKÇA

 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar