KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarHarem Nedir Harem Dairesi Harem Hayatı ve Kadınları

Harem Nedir Harem Dairesi Harem Hayatı ve Kadınları

04.07.2016

 

 

HAREM

 

Harem ( Namahreme yasak yer )   Harem kelimesinin lügat manası: korunan, dokunulmaz, mukaddes, muhterem, “herkesin girmesine izin verilmeyen kutsal yer” anlamına gelir.

“Harem” kelimesi üç ayrı anlamda kullanılmıştır: 1.  “padişahın haremini” yani ailesini, II. Padişahın ailesi ile şehzadelere ve Enderun’da yetişen devlet görevlilerine eş olacak kadınların ve cariyelerin içinde yaşadığı mekânı, III.  İse Mekke ve Medine arasındaki “kan dökülmesi yasaklanmış olan kutsal bölgeye[1] harem denmiştir

Oda ve namahremden ırak tutulan yer anlamı ile harem: Ev, konak ve saraylarda gözlerden ırak tutulacak şekilde planlanan, hanedeki kadınlarının yabancı erkeklerle karşılaşmalarının mimari olarak da engellendiği,  erkeklerle karşılaşmadan günlük hayatlarını sürdürebilecekleri özel yer, oda veya bölümlerdir.  

Harem sözcüğü saray, konak ve köşklerdeki haremde yaşayan kadınları belirtmek için de kullanılır. Burada yaşayan kadınlara da harem deniyor olması harem sözcüğünün anlam genişlemesi nedeni iledir. Haremdeki kadınlar namahremler ile karşılaşması yasak olan ve haremde kalan kadınları ifade eder.  

 

TOPKAPI SARAYI HAREM DAİRESİ

Harem dairesi padişah, şehzade ve devlet ileri gelenlerine cariye ve eş temin edilen kadınların yaşadığı, mimari bölümdür. Topkapı Sarayı Harem Dairesinde, padişah, valide sultan, padişah kadınları, çocukları, kız ve erkek kardeşleri ile hizmetli cariyelerin ve Harem’in koruyucusu olan ve kadınların hizmetinde bulunan hadım edilmiş ağaların yaşadığı bölümdür. Topkapı Sarayındaki Harem dairesi 15 yy dan 19 yy kadar çeşitli kereler genişletilmiş, Haseki Hürrem Sultan’ın Topkapı Sarayı’na yerleşmesi ile Harem’deki yapılaşma genişlemeye başlamış ve Harem Dairesi 19 yy.a kadar  300 oda, 9 hamam, 2 cami, 1 hastane 1 çamaşırlık ve çok sayıda koğuş bölümlerine kadar genişlemiştir. [2]

Topkapı sarayındaki harem bölümünde ortalama dört yüz kadının bulunduğu bu sayının binleri de aşabildiği bilinmektedir.  Fatih'le birlikte şehzadelerin yabancı hanedanların kadınları ile evlenmeleri yasaklanmış, şehzadeler ve devlet adamları da haremden seçilen kadınlarla evlendirilmeye başlanmıştı. Bu nedenle harem ve haremdeki kadınlar çok önemli hale gelmiş, şehzade ve devlet adamları ile evlendirilecek şekilde eğitilmişlerdir.

Enderun’dan yetişen devlet adamları da sarayın haremindeki kadınlarla evlendiriliyordu. Bu nedenle haremdeki kadınların, hizmetli ve görevlilerin sayısı da Enderun mektebinde eğitim gören görevlilerin sayısına paralel olarak artıp azalabiliyordu.

 

HAREMDEKİ KADINLAR

Haremde padişahın eşleri kızları ve çocukları da kalıyordu.  Harem tabiri haremdeki kadınları da ifade ediyordu. Harem’in en tepesinde padişahın annesi olan Valide Sultan ile Padişah’a erkek çocuk doğuran Haseki Sultanlar oluyordu. Şehzadeler ve Enderun’da yetişenler erkeklerle evlendirilmek üzere haremde bulundurulan kadınları sayısı Enderun’da yetiştirilenlerin sayısına göre azalıp çoğalabiliyordu.  Hareme giren kadınlar, harplerden esir alınanlar ve satın alınan köle kadın ve kızlardan oluşuyordu “Saraya yeni satın alınan ya da esir veya ganimet olarak gelen kıza "acemi" deniyordu. Harem acemi kızlar için bir çeşit kız yetiştirme okuluydu.  Acemi kızlar, İslamiyet, Türk-İslam adetleri ve adabı, dikiş-nakış, rakkaslık, hanendelik, sazendelik veya kıssa-hanlık, yani hikâye anlatma sanatı,  “dil, din, dikiş, nakış, çalgı, okuma, yazma, güzel konuşma, güzel yürüme[3] konularında eğitim görüyorlardı. Bu eğitimi alan acemiler, cariyeliğe yükseliyor "şagirt" oluyorlardı. Eğitimlerinde yükselenler ise kalfa, usta, haznedar, odalıklar, ikbal, kadın efendi derecelerine geçiyorlar ve "gedikli"  olabiliyorlardı. [4]

Saraydaki hizmetçi cariyeler, kalfa veya ustalar, dokuz yılı doldurmak zorundaydı. Bu süreyi doldurduktan sonra isterlerse saraydan ayrılabilirler, evlen” Çırağ edilmelerini rica ederek “azadname” ”ıtıkname” alarak saraydan ayrılabilir ve Enderun’dan yetişen biri ile veya bir başkası ile evlenebilirlerdi. Saraydan ayrılan cariyeye saraylı denilirdi. Saraydan ayrılmak istemeyenler ise hayatlarının sonuna kadar  sarayda himaye altında kalıyordu.

Padişaha hediye için eğitilen cariyeler özenle seçiliyor,  padişah eşi, şehzade annesi ve Valide Sultan olacak gözü ile bakılarak mükemmel bir eğitim veriliyor, eğer Valide Sultan layık görürse padişaha sunuluyorlardı. Bu şekilde seçilen kızlara “ Has odalık “ deniyordu.  Padişah ile halvete giren cariyeler Has odalık olurlar,  padişaha erkek çocuk doğuran cariyeler ise Haseki olurlardı.  “Has Odalık seçilen cariyeler padişahın dikkatini  çekmeyi başarırsa padişahla karı-koca hayatı yaşarsa ikbal  mertebesine yükseliyordu.”[5] İkbal mertebesine çıkan “Has odalık olanlara bir daire tahsis edilir, emrine cariyeler verilirdi. Eğer padişahtan bir çocuğu olursa ikbal veya kadın efendi sınıfına yükselirdi. Birkaç erkek evladı dünyaya geldiğinde ise saraydaki nüfuzu ve mertebesi artardı. İlk erkek çocuğu doğuran kadın başkadın olurdu. Eğer padişah kendisinde hoşlanmaz, bir daha arzu etmezse bendegândan birisiyle evlendirilirdi.”[6]

Önce has odalık olan sonra İkbal mertebesine çıkan padişahla halvet yapıp ondan çocuk doğuran kadın efendinin Valide Sultan olabilmesi için çocuğunun tahta çıkması gerekirdi. Çocuğu tahta çıkan Kadın Efendi artık Valide Sultan oluyordu. Saraydaki entrikalar ve mücadeleler ise Valide sultan, Kadın Efendiler ve İkballer arasında kopuyordu.

 

KAYNAKÇA

  • [1] A.T. Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar

  • [2] https://www.topkapisarayi.gov.tr/tr/content/harem

  • [3] Nermin Taylan, OSMANLI SARAYINDA HAREM VE CARİYELİK, https://nermintaylan.blogspot.com.tr/2013/04

  • [4] Abdülkerim Özaydın-Nebi Bozkurt, "TDV İslâm Ansiklopedisi", Cilt 16, "Harem", ss.132;

  • [5] Ahmed Akgündüz ve Said Öztürk, "Bilinmeyen Osmanlı", OSAV, 1999, ss. 319–335.

  • [6] Nermin Taylan, OSMANLI SARAYINDA HAREM VE CARİYELİK, https://nermintaylan.blogspot.com.tr/2013/04

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da