HARNAME

06.04.2016
 
HARNAME’DEN
 
 
Bir eşek var idi zâif ü nizâr
Yük elinden katı şikeste vü zâr
Gâh odunda vü gâh suda idi
Dün ü gün kahr ile kısuda idi
Ol kadar çeker idi yükler ağır
Ki teninde tü komamışdı yağır
Nice tü kalmamışdı et ü deri
Yükler altında kana batdı deri
Eydür idi gören bu sûretlu
Tan degül mi yürür sünük çatlu
Dudağı sarkmış u düşmiş enek
Yorılur arkasına konsa sinek
Toğranur idi arpa arpa teni
Gözi görince bir avuç samanı
Kargalar dirneği kulağında
Sinegün seyri gözi yağında
Arkasından alınsa pâlânı
Sanki it artuğıydı kalanı
Birgün ıssı ider himâyet ana
Ya‘ni kim gösterür inâyet ana
Aldı pâlânını vü saldı ota
Otlayurak biraz yüridi öte
Gördi otlakda yürür öküzler
Odlu gözler ü gerlü göğüzler
Sömürüp eyle yirler otlağı
Ki çekicek kılın tamar yağı
Boynuzı ba’zısınun ay bigi
Kiminün halka halka yay bigi
Böğrişüp çün virürler âvâze
Yankulanurdı tağ ü dervâze
Har-i miskîn ider iken seyrân
Kaldı görüp sığırları hayrân
Geh yürürler ferâgat ü hoş-dil
Gâh yaylâ vü kışla geh menzil
Ne yular derdi ne gam-ı pâlân
Ne yük altında haste vü nâlân
Acebe kalur u tefekkür ider
Kendü ahvâlini tasavvur ider
Ki birüz bunlarunla hilkatde
Elde ayakda şekl ü sûretde
Bunlarun başlarına tâc neden
Bize bu fakr ü ihtiyâc neden
Bizi ger arpa ok u yây itdi
Bunlarun boynuzın kim ay itdi
Didi bu müşkilümi itmez hal
Meger ol bir falân har-i a’kal
Vâr idi bir eşek firâsetlû
Hem ulu yollu hem kiyâsetlû
Çok geçürmiş zamâneden çağlar
Yükler altında sızırup yağlar
Nûh Peygamber’ün gemisine ol
Virmiş İblîse kuyruğıyla yol
Dir imiş ben döşedidüm döşeği
Dirilürken ölüp ‘Üzeyr eşeği
Hoş-nefesdür diyü vü ehl ü fasîh
Hürmet eyler imiş hımâr-ı Mesîh
Kurd korkar idi kulağından
Arslan ürker idi çomağından
Ol ulu katına bu miskîn har
Vardı yüz sürdi didi iy server
Sen eşekler içinde kâmilsin
Âkıl ü şeyh ü ehl ü fâzılsın
Anda k’ıslâh ide tapun şer ü şûr
Har-i Deccâle diyeler ker ü kûr
Menzil-i mü’minîne rehbersin
Merkeb-i sâlihîne mahzarsın
Nesbündür mesel hatîblere
Nefesün hoş gelür edîblere
Sen eşeksin ne şek hakîm-i ecell
Müşkilüm var keremden itgil hall
Bugün otlakda gördüm öküzler
Gerüben yürür idi göğüzler
Her birisi semîz ü kuvvetlü
İçi vü taşı yağlu vü etlü
Niçün oldı bulara erzânî
Bize bildür şu tâc-ı sultânî
Yok mıdur gökde bizüm ılduzumuz
K’olmadı yir yüzinde boynuzumuz
Her sığırdan eşek nite ola kem
Çün meseldür ki dir benî âdem
Har eger hâr ü bî-temîz oldı
Çünkü yük tartar ol azîz oldı
Bâr-keşlikde çün bizüz fâik
Boynuza niçün olmaduk lâyık
Böyle virdi cevâb pîr eşek
K’iy belâ bendine esîr eşek
Bu işün aslına işit illet
Anla aklunda yog ise kıllet
Ki öküzi yaradıcak Hallâk
Sebeb-i rızk kıldı ol Rezzâk
Dün ü gün arpa buğday işlerler
Anı otlayup anı dişlerler
Çün bular oldu ol azîze sebeb
Virdi izzeti bulara Çalab
Tâc-ı devlet konıldı başlarına
Et ü yağ toldı iç ü taşlarına
Bizüm ulu işimüz odundur
Od uran içümüze o dûndur
Bize çokdur hakîki buyrukda
Nice boynuz kulağ u kuyruk da
Döndi yüz derd iel zaîf eşek
Zâr ü dil-haste vü nahîf eşek
Didi sehl ola bu işün asl
Çünki şerh oldı bâbı vü faslı
Varayın ben de buğday işleyeyin
Anda yaylayup anda kışlayayın
Nice yiyem odun ile letler
Bulayın buğday ile izzetler
Gezerek gördi bir gögermiş ekin
Sanki dutardı ol ekin ile kîn
Aşk ile değdi girdi işlemeğe
Gâh ayaklayu gâh dişlemeğe
Arpa gördi gögermiş aç eşek
Buldı cân derdine ilâç eşek
Değme kerret ki şevk ile karvar
Toprağın bile götürür harvar
 
Eyle yidi gök ekini terle
Ki gören dir zihî kara tarla
Yiyürek toydı karnı çağnadı
Yuvalandı vü biraz ağnadı
Başladı ırlayup çağırmaya
Anup ağır yükin ağırmağa
Dimiş ol âdemî ki hoş-demdür
Niam oldukda bî-nagam gamdur
Pes idüp cûş içinde eşvâkı
Rast düzdi nevâ-yı uşşâkı
Çeker âvâze tîz ider perde
Hoş ser-âğaz ider muhayyerde
Nice düzmek ki bozdı âhengi
Perdesin açdı ol cihân nengi
Çıkarur har çün enker-ül-esvât
Ekin ıssına arz olur arasât
Ağaç elinde azm-i râh itdi
Tarlasını göricek âh itdi
Dâneden gördi yiri pâk olmış
Gök ekinliği kara hâk olmış
Yüreği sovumadı söğmeg ile
Olmadı eşegi döğmeg ile
Bıçağın çekdi kodı ayruğını
Kesdi kulağını vü kuyruğını
Kaçar eşşek acıyurak cânı
Dökilüp yaşı yirine kanı
Uğrayu geldi pîr eşek nâgâh
Sordı hâlini kıldı derd ile âh
Yermürü inleyü didi iy pîr
Har-ı rûbâh bigi pür-tezvîr
Bâtıl isteyü hakdan ayrıldum
Boynuz umdum kulakdan ayrıldum
Benem ol gam yükindeki har-ı leng
Gussalar balçığında vâlih ü deng
Ne yüküm bir nefes giderici var
Ne biraz çekmeğine yarıcı var
Har gedây-iken arpaya muhtâç
Gözedürem k’urıla başuma tâc
İster iken halâldan rûzî
Varım itdüm haramîler rûzi
Ger tonuzlara olmaya buyruk
Âh gitdi kulağ ile kuyruk
Hükm-i sultâna k’ola pâyende
Çarh çâkerdürür felek bende
Kim ola bâri bir iki eclâf
K’ide tevkî’-i pâdişâha hilâf
Şâh kahrı ne’ûzü-billâh eger
Çarh baş çekse ide zîr ü zeber
Göklere irdi nâle vü feryâd
Dâd iy pâdişah-ı âdil dâd
Şeyhî uzatma nâle vü ahun
Nüktedândur bilür şehen-şâhun
Ger inâyetden istesen tevfîr
Kılma devlet duâsını taksîr
Nice kim bu zamâne-i nâ-sâz
Câhile nâz vire ehle niyâz
Ne kadar kim cihân-ı bî-ihlâs
Ârifi hâric ide âmiyi hâs
Ol şehün işi izz ü nâz olsun
Düşmeninün gam ü niyâz olsun
 
…..
*       Şeyhi Divanı
 
 
 
 

0

1

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar