HASRETİNLE YANMAK

26.01.2017

     İkindi gölgesi vuruyor ovaya. Hafif bir yel esiyor. Çiçekler üşüyor ruhumun derinliklerinde. Yorgunum. Mecalsizim. Atım arabam yok. Yürüyorum arzusuz. Ben seni arıyorum sırta doğru uzanan yolda. Kadınlar arpa yoluyor yaşmaklı. Ve o yaşmaklı gelinlerden birini andırıyorsun. Bir süre bakıyorum. O sen olmalısın diyorum ama hayır. Vakit akşamı vurmada. Sen ise o saatlerde karanlık bir odada inzivada kendi halinle başbaşasın.
      Bütün ümitlerim bir yelken gibi iniyor. Ve ben geri dönüyorum. Ağustosun sıcağında. Üstelik ekinler altın sarısı gibiyken.
    Bir kağnı gıcırtısı, at arabası ve kişnemeler yankılanıyor ovada. Sesler geliyor taşlıktan. Feryatlar göğün bulutlarını deliyor. Acılar arşa dayanıyor. Sonra koşuşturmalar. Rızık uğruna heba olan hayatlardan bir sahne zihnimizi atom parçası hızıyla parçalıyor. Dizlerimizin bağı tamamen çözülüyor. Takatsizlik tarihe gömülüyor o an. Bir yaralının üzerine sızıyor kanlar. Yine bir aile dramı geliyor, zihnime yerleşiyor. Öksüz kalıyor iki çocuk daha. Ben yine ümitsiz ve biçareyim. Rahvan giden atın ardından çaresiz yürüyorum.
   Hava kararmıştır artık. Işıklar zaten kayıp. Çıraların isli dünyasına atıyorum adımlarımı yine.
   Burada soğuklar buz tutar sert esen rüzgârlarda. Karlara gömülen dizler değil bedenlerdir. Güneş ise bütün harıyla kavurur yürekleri. O sebeple stepler yeşil gözlere hasrettir. Doyumsuz o örtüye. Elektrik ezanlar için vardır bir kere. Minarelerde de ikide bir salalar okunur yanık türküleri bastıran. Gözler nemlenir. Boyunlar düşer. Dudaklar titrer. Kollar bırakmaz birilerini. Sımsıkı sarar. Sadakat kuşanır bütün gücünü. Merhamet gözlerimizden, yanaklarımızdan öper. Fakat mahzunluğumuz bir gölge gibi kısa düşer.
    Gözlerim yine bir dünya haritası gibi paramparçadır. Ruhum sızım sızım sızlar. Derdimin çaresi henüz bulunmamıştır. Ağıtlar yakmak vardı ama olmadı. Olamadı. Cahilliğine kandım bilginin. Ellerim kalem tutuyordu. Küçücüktüm ve okula gidiyordum. Ve habersizdim her şeyden. Ağlayamadım. Henüz en içli türküleri söylemedim. Söyleyemedim. Tecrit edilmiş eşyalarına dokunamadım. Ve son bir kez de olsa doyasıya sarılamadım. O şefkatli eller saramadı. Yüzüme konan sevgi çiçeklerinin kokusunu bir daha göremedim. Kalbime dokunan o yumuşak bakışlarını görememek ruhumda ne fırtınalar estiriyor bilemezsin. Kimse de bilemeyecek. Seni sevmek öyle uzak bir fotoğrafla saklı ki kimse bilmez yalnızlığımı. Ne de hicran şarkılarına yenik düştüğümü.
    Yolarına inciler dizer gibi çiçekler ekmeli ve serpmeliydim. Dar-ı bekanın en güzel kokularından tütsüler savurmalıydım.  Ama olmadı. Hayata ne kadar iyi baksam da olmadı. Yapamadım. Belki faydası olmaz ama yine de özür dilerim. Senin hasretin içimde volkanlara dönüşüyor. Bu yüzden ruhumun en hassas köşelerinde dahi sukut edemedim. Hep asi olmasam da geçimsiz anıldım. Anlayışsızlık kulvarında yürüttüler. Fakat ben yine de öyle biri değilim. İnanmalısın bana. Yakınım uzağa düştü inanmada. Bense derin dipsiz kuyulara.
    Artık cümleler sakil kalıyor. Birer resme dönüşüyor. Ne yazsam senin suretin çıkıyor yamacıma. Ve o mahzun gözlerin geliyor sonra da soluk benzin.
    En çaresiz anlarda bile sana derinden yüce bir duyguyla bağlı yüreğimlesin. O denli, Rabbim huzur bahşediyor. Göğsüm açılıyor. Sıkıntılarım gidiyor. Hayatın en berbat yeri zihnimde çok farklı bölünüyor, renklere bürünüyor. Çünkü bir Allah bir de sen varsın. Çünkü senin varlığınla kelimeleri birer çiçek tarlasına çevrilir. Bir serap olsan da ömrü hayatımda.
  Bir türkü gibi her şey senin yokluğunda; Kaç şehir bürünür yalnızlığıma kurak mevsimlerde özlerken bir yeşil örtüyü?
  Kimseler bilmeyecek ruhumda depreşen, arada bir hafifleyen acıları. Yüzümde hayatın en asil muştusu şenlenecek. Bir kez daha anlaşılmalı ki her görünüş ne kadar da yanıltıcıdır. Kahkaha atan birinin kan ağladığı artık sahne tozlarında aranmasın. Merhamet hasretinin kol gezdiği şu âlemde.
 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Sevim Kınalı

Sevim Kınalı

8 years ago

Diğer yazıların çoğunu okuyamamış olsam da yazınız günün yazısı olmayı hak etmiş. Hasretinizi etkili ve son derece içten bir dile ifade etmişsiniz. Tebrikler.