HATAY MOZAİK ARKEOLOJİ MÜZESİ TANITIMI

17.05.2012




HATAY ARKEOLOJİ MÜZESİ 
  • Nisan-Ekim
  • Yaz Açılış Saati: 09:00
  • Nisan-Ekim
  • Yaz Kapanış Saati: 18:30
  • Kasım-Mart
  • Kış Açılış Saati :  08:00
  • Kasım-Mart
  • Kış Kapanış Saati : 16:30
  • Tatil Günü : Pazartesi

İLETİŞİM 

Adres : Gündüz Cad. No:1, Antakya
E-Posta : hatay@muze.gov.tr - hataymuzesi@kultur.gov.tr
Tel : (326) 214 61 68
Faks : (326) 214 61 67

HATAY ARKEOLOJİ MÜZESİ TARİHÇESİ

Türkiye’nin ve dünyanın en önemli mozaik müzelerinden biri olan Hatay (Antakya) Müzesi’nde Roma çağının en ünlü mozaikleri yer almaktadır.

Hatay’da kazı çalışmaları  Suriye Eski Eserleri Nizamnamesi’ne göre 1932 yılında başlanmış ve çalışmalar üç ayrı grup tarafından sürdürülmüştür. Birinci grup 1933-1938 tarihleri arasında Chicago Oriental İnstitue tarafından Tel El Cudeyde, Tel Delep, Çatal Höyük ve Tel Tainat’ta yapılan kazılardır. İkinci grup çalışmalarını British Museum adına Sir Leonard Wolley’in El Minâ (1936) bölgesinde ve Tel Aççana’da (1937-1948) yapmıştır. Üçüncü grup çalışmalar Antakya yakınlarında Princeton Üniversitesi’nce devam edilmektedir. (1) 


1933-1938 yılları arasında  O yıllarda Fransız idaresi altında bulunan Hatay'daki çalışmalar, dönemin Antikiteler Müfettişi M.Claude Prost tarafından Amik Ovası’nda Cüdeyde, Dehep, Çatalhöyük ve Tainat’ta, Chicago Üniversitesi, Chicago Oriental Institute tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır. 1936 yılında, British Museum adına Sir Leonard Wolley Samandağı, El-Mina Mevkii’nde, 1937’den 1948 senesine kadar da aralıklarla, Açana Höyüğü’nde hafriyat ve kazı çalışmaları yürütülmüştür. (1) 

1932-1939 yıllarında  Princeton Üniversitesi’nin yaptığı araştırmalarla müzenin esas zenginliğini oluşturan mozaikler ortaya çıkartılmıştır. Bu zenginlikler, merkezi Antakya’da olmak üzere Harbiye, Narlıca, Güzelburç, Samandağ ve çevresinde yapılan kazılar sonucu çıkartılan ve koleksiyonu tamamlayan mozaiklerdir.Antakya'nın çevresinde yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan göz kamaştırıcı mozaik ve eserlerin sergilenmesi ve korunması için müze yapılmasına karar verildi. Müze binasının yapımına mimar M. Michel Ecocherde tarafından 1934 yılında başlanmıştır. (1-2 ) 

Antakya’da yürütülen 1932-1939 yılı kazı çalışmalarında çoğu Roma dönemine tarihlendirilen mimari ve diğer buluntular kentin zenginliğini ve ihtişamını ortaya sermiştir. The Committee for the Excavation and its Vicinity adlı komitenin yaptığı kazı çalışmaları başta Antakya, Harbiye olmak üzere Samandağ’da Seleuceia Pieria da sürdürülmüş ve kazılarda ortaya çıkan zengin mozaik eser koleksiyonu bugün dünyanın yaklaşık 20 müzesine ve özel koleksiyonlarına dağılmış durumdadır. Antiokheia kökenli bir çok eser bugün Hatay Arkeoloji Müzesi’nin yanı sıra Princeton Universitesi Sanat Müzesi (ABD), Worcester Müzesi (ABD), Louvre (Fransa) gibi müzelerde saklanmakta veya sergilenmektedir. (2)

Daha sonra tek başına küçük bir devlet olan Hatay'da bu çalışmalar devam etmiş, Hatay'ın 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katılmasından sonra da kazılar sonucunda ortaya çıkarılan eserlerin teşhiri ve düzenlenmesi için çalışmalar sürdürülmüştür. Müze binasının tamamlanması, eserlerin teşhir edilmesi için yapılan salonların düzenlenmesi sona erince müze, Hatay'ın Türkiye topraklarına katılışının yıldönümü olan 23 Temmuz 1948'de ziyarete açılmıştır. (2) 

Antakya,- eski adıyla Antioch kenti - Büyük İskender'in generallerinden Babil Satrabı Selevcos tarafından kurulmuştur. Daha sonra Roma İmparatorluğu'nun bir eyaleti olan Antakya, o dönemlerde Roma ve İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti olmuştu. Mittaniler'den Hititler'e, Asurlar'dan Urartular'a, Roma İmparatorluğu'ndan Bizans'a kadar tüm bu uygarlıkların sanat anlayışlarını yansıtan tarihi eserleri  bu müzede görmek mümkündür.  Müzede 120'ye yakın mozaik, panolar halinde geniş salonlarda ve duvarlarda sergilenmektedir. Aslındamozaik sayısı çok çok daah fazladır. 70'e yakın mozaik ise mekân sıkıntısından dolayı depolarda sergilenmeyi bekler. Prehistorik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerini yansıtan diğer birçok tarihi eserin de yer aldığı müzede, dünyanın üçüncü büyük sikke koleksiyonu bulunuyor. Müzede 19 bine yakın arkeolojik eser, binden fazla etnografik bulgu, 14 bine yakın sikke ve binden fazla mühür mevcuttur. 35 binden fazla tarihi esere sahip müzeyi her yıl yerli yabancı yüz binden fazla turist ziyaret eder. Yaklaşık iki metrekarelik alanı kaplayacak mozaik panolar, lahitler, seramikler, camdan yapılmış süs eşyaları, paralar ve irili ufaklı heykellerle Antakya Müzesi Türkiye'nin ve Dünyanın önemli müzeleri arasındadır. Mozaik eserleri bakımından da Dünya'nın ikinci büyük ve önemli müzesi sayılmaktadır.

Antakya yakınlarında yaptığı kazılarda ortaya çıkan eserler, Harbiye yolu üzerindeki Roma villalarında ortaya çıkan taban mozaikleri müzeye taşınmıştır. Bu durum karşısında müze binası yetersiz kalmış ve müze 1970 yılından sonra yapılan eklerle daha genişletilmiş bu da yetersiz kalınca, müzeye 1975 yılında yeni bir ek bina daha eklenmiştir.



MOZAİKLERDE YAŞAYAN KAHRAMANLAR

Roma ve Bizans dönemlerinde evlerin, hamamların saray odalarının tabanlarını ve duvarlarını süsleyen mozaiklerde çeşitli konular işlenmiştir. Hristiyanlığın kabul edildiği döneme kadar yapılan mozaiklerde mitolojik kahramanlar, efsaneler, tanrılar, tanrıçalar ve kahramanların başlarından geçen olaylar sahnelenmiştir. Bu mozaiklerin çoğunda Zeus, Tethys Okeanos, Apollon, Psykhe, Eros, Satyros, Aphrodite, Baccus gibi bilinen mitolojik kahramanların başlarından geçen olayların konu edildiği görülür. Sudaki yansımasına âşık olan Narkisos'un, kendisine âşık Apollon'dan kaçan peri kızı Daphne'nin, güçlü ve gözü pek Herkül gibi birçok mitolojik kahramanın başından geçen olaylar mozaiklerde sahnelenmiştir. (3)



MOZAİK KENT ANTAKYA

Hatay Arkeoloji Müzesi'nde daha çok M.S 2. ve 5. yüzyıllar arasında yapılmış Roma ve Bizans yapılarından çıkarılan mozaikler sergileniyor. Müzenin geniş salonlarında sergilen mozaikler daha çok Roma sanatının klasik dönemi olarak bilinen 2. ve 3. yüzyıllar arasında, Antoninus ve Severius dönemlerinde yapılmış figürlü mozaiklerdir. 
Tanınan kişilerin, prenslerin, prenseslerin, imparatorların ve varlıklı kimselerin hayalini süsleyen, efsanevi güzelliğiyle dillere destan olan, dönemin ihtişamlı villalarının, sarayların bulunduğu Daphne (Harbiye) mozaiklerin bulunduğu gözde yerlerden biriydi. Peri kızı Daphne Diana Mabedi'nin de bulunduğu bu yerde, dört bir taraftan gelen ünlü kişiler ağırlanırdı. Bu dönemde yapılan binalar eşsiz mozaiklerle süslenirdi. Zamanla sanat merkezi haline gelen Antakya, mozaikleriyle dünyada haklı bir üne kavuşmuştu. İlk örneklerine Mezopotamya'daki Uruh Tapınağı'nda rastlanan mozaikler, başları renkli kil çivilerle duvarlara yarı gömülmüş sütunlarda yer alarak siyah, beyaz ve kırmızı geometrik desenlerden oluşuyordu. Başlangıçta basit renklerden oluşan mozaiklere zamanla yeni renkler, geometrik şekillere de insan ve hayvan figürleri eklendi. Daha çok Antakya çevresinde bulunan Roma dönemi mozaikleri ise renkli taşlardan yapılmış, insan ve hayvan figürlerinden ve mitolojik sahnelerden oluşan geometrik bordürlerle çevrelenmiştir. (3) 



MOZAİK KOLEKSİYONU HAKKINDA

Hatay Arkeoloji Müzesi mozaikleri kronolojik olarak M.S 2. yüzyıldan M.S. 6. yüzyıla kadar uzanan dört yüz yıllık dönemde üretilmiştir. Tema çeşitliliği açısından çok zengin olan bu mozaiklerde mitolojik konular,  çeşitli inanç ve günlük hayat unsurlarının tasvirlerinin yanı sıra geometrik ve bitkisel süslemeler işlenmiştir.  Mozaiklerin tamamı taban mozaiğidir ve dekoratif amaç ön planda bulunmaktadır. Antakya ve çevresinde bulunan mozaikler hem boyutları itibariyle, hem de konu ve yapım tekniği çeşitliliği nedeniyle dünya üzerinde haklı bir üne sahiptir.https://www.hatayarkeolojimuzesi.gov.tr/HatayMuzeWeb/flash/main.html Roma mozaik sanatının klasik dönemi olarak isimlendirilen II.-III.yüzyıllar Antoninus ve Severius dönemlerini kapsayan figürlü mozaikler müzede geniş bir yer kaplamaktadır. (2) 



MÜZEDEKİ DİĞER ESERLER HAKKINDA

Müzede öne çıkan bir diğer koleksiyon ise Hititler dönemine ait tarihi eserler oluşturmaktadır. Hatay Müzesi’nde Amik Ovası’nda bulunan 183 höyükten çıkarılmış Mitanni, Hitit ve Asur eserleri de sergilenmektedir. Onların yanı sıra dünyada üçüncü sırada olan sikke koleksiyonlarında Roma, Bizans dönemlerine ait olan ve Harbiye, Antakya, Aççana, Çevlik, ve İskenderun’da yapılan kazılarda bulunan sikkeler bulunmaktadır. Ayrıca çeşitli süs eşyaları, heykeller, lahitler ve mezarlar da müze koleksiyonlarını tamamlayan diğer eserler arasındadır. Özellikle bu heykeller arasında 3 m. boyundaki Apollon ve İmparator heykeli ile 2000 yılında Antakya’da bulunan, MS.265-270 yıllarına tarihlendirilen Roma dönemi Antakya Lahdinin ayrı bir önemi vardır. Bu mermer lahdin ön arka ve yan cepheleri ile kapağı figürlerle bezenmiştir. Müzede bulunan sikke koleksiyonu sayısı, çeşitliliği ve sikkelerin taşıdıkları nitelikler itibariyle müzenin en değerli ikinci koleksiyonunu oluşturmaktadır. Sikkeler üretildikleri döneme ait siyasi, ekonomik ve gündelik yaşama ait önemli ipuçları içermekte ve bu açıdan araştırmacıların ilgisini çekmektedir. (2-3) 
 

Hatay Arkeoloji Müzesine ait bu koleksiyonlar kronolojik olarak düzenlenmiş ve Neolitik dönem ile Orta Çağ arasındaki süreci kapsayan sergi salonlarında görülebilmektedir. Müzenin sergilenmeyen eserleri arasında ise Paleolitik dönemden günümüze kadar ulaşan bir süreci kapsayan eserler bulunmaktadır.Bünyesinde bulundurduğu çeşitli eserlerin yanında, bilhassa zengin mozaik koleksiyonu ile de ilgi görmektedir. 1969 yılında başlayan ek inşaat 1973 yılı sonunda tamamlanmış ve yeni baştan yapılan teşhir ve tanzimden sonra hizmete girmiştir. 2000 yılında yapılan Lahit salonu ile teşhir salonlarının sayısı beşten sekize çıkarılmış; ayrıca 2002 yılında vitrinler yeniden düzenlenerek Hitit ve Asur taş eserlerini, küçük eserleri, altın eserleri ayrı ayrı sergileme olanağına kavuşturulmuştur.





ANTAKYA LAHİDİ

Sanduka ve kapaktan oluşan lahit, Antakya´nın Harbiye Caddesi Kışlasaray Mahallesi´nde sit sahası içerisinde bir temelin hafriyatında bulundu.[2]
Sidamara, Konya Ereğlisi sınırındaki Ambararası köyünün antik adıdır. Lahdin yapıldığı mermerin Afyon yöresindeki Synnada (Şuhut) ve Dokimeion (İscehisar) mermer yataklarından çıkarılmış olduğu tespit edilmiştir. Lahit, ters tekne (semerdam) şeklindedir ve burmalı sütunlarla süslenmiştir. Lahdin, içinden çıkan sikkelerden yola çıkarak M.S. 265–270 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Lahit 2.47 m. uzunluğunda, 1.22 m. genişliğinde, 1.20 m. yüksekliğindedir (5) 

Roma döneminde, M.S.3.yy’a tarihlendirilen Antakya Lahdi, “Sidemera” olarak bilinen lahit grubuna girer. Sidemera, Konya Ereğlisi yakınındaki Ambararası köyünün antik adıdır. İlk defa burada bulunan bir lahitten ötürü, bu tür lahitler arkeoloji literatüründe “Sidemera tipi lahitler” olarak adlandırılırlar. Antakya Lahti, Afyon İşçehisar yakınlarındaki meşhur Dokimeion’da inşa edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Dokimeion, dünyadaki en büyük üç lahit üretim merkezinin en önemlilerinden birisidir ve  halen burada mermer çıkartılmaya devam edilmektedir. (4)

Lahit, 1993 yılında, Harbiye’de yapılan bir temel kazısı sırasında tesadüfen bulunmuştur. Bu değerli eser için müzede özel bir sergileme alanı hazırlanmış, bir bölümde lahit, diğer küçük bölümlerde ise içinden çıkan kemikler ve objeler görülmektedir. 

Aristoktat bir aileye mensup, yetişkin bir kadın ve erkek ile genç bir kıza ait lahtin en büyük özelliğinden biri de, defineciler tarafından içi soyulmadan önce müzeye alınmış olması. Lahit içindeki kişilere ait kemikler, takılar, hatta giysilerine ait altın tozları ve tekstil parçalarına varana kadar mevcut olan her şey, müzede sergilenmeye konulmuş durumdadır. (4)

Lahtin arsitokrat bir aileye ait olduğu, üzerindeki betimlemelerle net bir şekilde vurgulanmış. Sanduka kapağı ve sandukadan oluşan, iki bölmeli, iki dar iki geniş olmak üzere dört yüzlü bir lahittir. Müze bahçesinde bir çok lahit daha sergileniyor olsa da müzedeki en değerli ve en çarpıcı lahit sözünü ettiğimiz bu lahit olmaktadır. Bu lahitin diğer bir özelliği ise İstanbul Arkeoloji müzesinde Osman Hamdi Bey'in Lübnan da bulduğu İskender Lahitinden sonra Dünyada bulunan en güzel ve en iyi korunmuş bir kaç lahitten birisi olmasıdır. (4) 

 


KAYNAKÇA
  • https://www.kenthaber.com/akdeniz/hatay/merkez/Rehber/muzeler/hatay-muzesi
  • https://www.hatayarkeolojimuzesi.gov.tr/HatayMuzeWeb/flash/main.html 
  • https://www.turkishairlines.com/tr-TR/skylife/2009/ocak/makaleler/antakya-mozaikleri.aspx
  • https://www.milta.com/(S(qcc034450g5zpmvom4wbxz55))/s/content.aspx?id=1098&typ=25&AspxAutoDetectCookieSupport=1
  • https://tr.wikipedia.org/wiki/Antakya_Lahdi
  • https://www.muze.gov.tr/hatay
  • https://www.hatay.gov.tr/default_B1.aspx?content=









 


 


1

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Mehmet Faruk Demirel

Mehmet Faruk Demirel

5 years ago

çok uzun olmuş okumaya gerek duymadı yazmayada