Hayvanlar Alemi 2

13.08.2013

Her şeyi ile onat

Sanmayın ki arya

Ya da sonat

Bir ülke varmış.

 

Ülkenin

İçinde sözcükten

Rakı geçen Vardar'ı

Rakıdan vergi ile

Maaşını aldığı cüzdan karı

Söz barı

Saz barı

İçki barı

Bir de ambarı varmış

 

Tahıl mı tahıl

Giysi mi giysi

Her şeyiyle dolu

Her kesin buraya düşermiş yolu

 

Sözünü bilir

Gözünü budaktan esirgemez biri

Her ne pahasına da olsa, ambarı

Kendince korumağa adanmıştı

Lakin ambara fareler dadanmıştı

 

El mi yaman, bey mi yaman?

Deyip hayli çaba ve gayretle

Farelere vermezdi hiç aman

 

Fareler semirdikçe semirip

Sucuğu peyniri kemirip

Şiştikçe şişiyorlar

Bu yetmez gibi

Sağa sola işiyorlarmış

 

Acar bekçi yılmaz

Hiç kayra kılmaz

Savaşımını etmez tehir

Ambarın her yerine kor

Ölsün diye fareler için zehir...

 

Heyhat!

Zehir de, ne zehir

Farelere gelirmiş

Salam sosisten önceki mehir

Yedikçe şişmişler

Uyuşturucuya alışır gibi

Türlü türlü zehirleri içmişler.

 

Büyüyüp güçlendikçe

Farelerin gürültüsünden

Ambar, neredeyse kepininmiş

Zehrin dozu artırılmadıkça

Fareler ter ter, tepinirmiş

 

Üstelik zehirden

Daha yok mu? Diye

Bekçinin sağına soluna

Önüne de geçmişler

 

Bekçi ambara kedi koysa

Kedi olurmuş bir lokmalık doysa

Böylesine çaresizce mücadele eder

Ne var ki zamanla bekçiyi alır bir keder.

 

Sallamış üç beş sapan

Bakmış ki olmuyor

Demiş kurayım bunlara hemen bir kapan

 

Çare mi sapan, çare mi kapan

Kapanı dahi çeke çeke

Yerden yere sürüyorlarmış

 

Kapana üçten beşten düşseler

Elli tane birden ürüyorlarmış

 

Bekçi göğsünü körük gibi

Kaldırıp indirmiş

Almış üçten beşten bir nefes

Demiş hemen yapayım üç kafes

 

Kapana yakalananları kafese

Alıp alıp atıyormuş nefes nefese

 

Bekçiye yokmuş ne söz, ne diyecek

Kafesteki fareler

Bir süre sonra bulamaz yiyecek

 

Fareler bir iki gün sabır demişler

Sonunda en zayıf olanı açlıktan yemişler.

 

Acıktıkça başlamışlar dalaşmaya

Kan çıkanı parçalamak için yanaşmaya

 

Gide gide fareler

Birbirini yemekte haz alır

Böylece

Kafestekilerin sayısı da azalır

 

Bilmez ki acıma merhamet denmekle

En güçsüzleri parçalanıp yenmekle

Artık kendisinin parçalanmasındaysa

Başkasını yemekle

Hislenirler her biri, yarınları

Daha acıkmadan dolu karınları

 

Uykuda, dalgınlıkta

Bahane edip alınganlıkta

Dahası ikisi üçü birleşip salgınlıkta

Gözüne kestirdiği birini salçalar

Daha atik oluşla onu parçalarmış

 

Böyle böyle her bir kafeste

En kodamanından olan üç fare

Kalmış bedeniyle salim nefeste

 

Artık hiç kalmayacaktı tasası

En güçlü, en iri, en kurnaz olan

Seçme ve ayıklamanındı yasası

 

Yönetmen salmış her birini ambara

Salınanlar ne tambara ne kumbara

Başlamışlar türdeşlerini yemeğe

Onları da Allah yaratmış mı dememeğe

 

Ambardakileri

Önce pay pay böldürüyorlarmış

Sonra da kendileri yenmesinler diye

Öz güvenceleri için öldürüyorlarmış

 

Böylesine bir farikayı alamette

Ambar bir süre olmuş selamette

 

Fareleri yedire yedireydi tuzak

Böylesin hile hayvanlıktan olur uzak

Nasıl aklına gelmişti yönetmenin?

 

Elbet olur bunu akıl etmeyen bönce

Kendisi de arkadaşlarını yok ede ede

Sağ kalmanın deneyimini içsinmiş ti önce

 

Hâsılı,sözün kısası; işin Musa’sı

Göz tokluğu, mizaç, huy

Her bir bulunuşla gelinen

 Makamı mertebe yerler

Nefsi korumaydı, liyakatti derler

FARELER DE BİRBİRİNİ YERLER

 

07.08.2010

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar