Heykel Sanatı İlk Çağdan Roma'ya Kadar

21.08.2016

 

Sumerian Art by elrina753.

Heykel Sanatı İlk Çağdan Roma'ya Kadar

 

Heykel ya da yontu, çeşitli gereçler kullanarak üç boyutlu düzenlemeler yapma, bu yolla yaratılan estetik değerler aracılığıyla da duygu ve düşünceleri iletme sanatıdır. Oluşturulan üçboyutlu yapıt Soyut ya da somut olguları canlandırıyor olabilir, betimleyici ya da süsleyici nitelik taşıyabilir.

Yeryüzünde görülen en eski heykel, yaklaşık olarak M.Ö.40.000 yıllarından kaldığı tahmin edilen mamut dişinden yontulmuş bir kadın başıdır. Sözkonusu Heyke , Fransa’da Garonne ırmağı yatağında, Brassempouy'da bulunmuştur. 1894 yılında bulunan bu heykelden sonra, 1922 de bulunan 15 santim boyundaki bir kadın heykeli de "Lespugue Venüsü" diye tanımlanmıştır. Bunun M.Ö.30.000 yıllarında yapılmış olduğuna inanılmaktadır.( https://www.delinetciler.net/forum/sanat)

Heykeller üzerinde yapılan incelemelerden, heykellerin büyük bir kısmının çeşitli kavimlerin ilah olarak tanıdıkları varlıkları tasvir ettikleri, bazılarının kral-kraliçe gibi hükümdar ailelerini, kahramanları ve kahramanlık olaylarını, Bilim, Sanat ve sporda meşhur olmuş kimseleri, bir kısmının da çeşitli insan ve hayvanları tasvir ettikleri anlaşılmıştır. Tarihi araştırmalar, ilk heykelin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı hakkında herhangi bir netice vermemektedir.

Heykelciliği bu derece yaygınlaştıran asıl sebep, inançtır. Çeşitli devirlerde yaşamış insanların tapındıkları ve ilah tanıdıkları şeylerin ağaç, taş, maden üzerine işlemeleri ve ibadetlerini bunlara karşı yapmaları, heykel ve heykelciliğe cemiyet hayatında geniş yer verilmesine yol açmıştır.

Ortaya konan eser, toplumun ortak malı olarak kabul edilir. Dolayısıyla eserler sanatçıları değil üretildikleri kavim ve toplulukların adıyla anılırlar.

Tarımsal faaliyetlerin başlamasıyla birlikte, verimsizlik sorununa çare olarak, Magna Mater Ana Tanrıça heykelcikleri yapılmıştır. Bu heykelciklerin malzemesi ağaç ya da topraktır. Heykeller genel olarak aynı duruşu sergiler, kişisel özellik taşımazlar. Baş oranları vücudun geneline göre büyüktür. Üç boyutlu heykellerde bile uzuvlar çizilerek gösterilir. Heykel yüzeyleri çizilerek süsleme yoluna gidilir.

Heykeller çoğu zaman başka sanat yapıtları ya da ortamlarla ilişki içindedir ya da kabartma heykelde olduğu gibi, onlann aynlmaz bir parçasıdır. Büyük boyutlu heykeller genellikle mimari yapılan tamamlar. Bahçe ya da park gibi açık alanları bezemek için de heykel sanatından yararlanılır. Dayanıklı ve kalıcı olmaları nedeniyle, bir kişinin ya da olayın anısını yaşatmak için de anıt heykeller yapılmıştır. Mezar taşları, lahitler, bir olayın anısına dikilen sütunlar, zafer takları bunlara örnek gösterilebilir.

Med- Asur  uygarlığı

Heykelin bezeme öğesi olarak da kullanılması nedeniyle, Heykel Sanatı eskiden beri mimarlıkla yakın ilişki içinde olmuştur. Bazı kabartma heykeller Resim, çizim, Oyma, baskı gibi sanatlara yakındır. Işık-gölge karşıtlığından yararlanan serbest heykeller de Resim Sanatına yaklaşır. Heykel ile metal işleri ve Seramik,  Çömlek arasında da kesin bir sınır çizmek çok zordur; birçok metal işinde ya da çanak Çömlekte, bir heykelde bulunabilecek bütün özellikler vardır. Günümüzde endüstri tasarımmcılanyla heykelcilerin yaptıkları işler de gittikçe birbirine yaklaşmaktadır.

Babil Uygarlığı Kalıntıları

Heykeller çoğu zaman başka sanat yapıtları ya da ortamlarla ilişki içindedir ya da kabartma de Heykel olduğu gibi, onların ayrılmaz bir parçasıdır. Büyük boyutlu heykeller genellikle mimari yapılan tamamlar. Bahçe ya da park gibi açık alanları bezemek için de Heykel Sanatından yararlanılır. Dayanıklı ve kalıcı olmaları nedeniyle, bir kişinin ya da olayın anısını yaşatmak için de anıt heykeller yapılmıştır. Mezar taşları, lahitler, bir olayın anısına dikilen sütunlar, zafer takları bunlara örnek gösterilebilir.

Mısırlılarda Heykel Sanatı

Mısır’da heykeltıraşlar Ahşap, granit, bazalt, profir gibi dayanıklı malzemeler kullandılar. Tapınaklarını ve mezarlarını rölyeflerle süslemişlerdir. Anıtlarının iç ve dış cephelerini heykeller ve  rölyeflerle süslemişlerdi. 

Mısır’da heykelcilikte zaman içinde gelişen bir üslupçuluk söz konusudur. Bu üsluplaşma özellikle figürlerin duruşlarında ve vücudu kaplayan kumaşların yapımında kendini gösterir. Figürler genel olarak durgun ve hareketsizdir. Frontal duruş hâkimdir. Ayakta duran figürlerde, vücut ağırlığı iki bacağa eşit olarak dağıtılır. Heykelin ortasından bir çizgi çekilirse iki eşit parça elde edilir. Kollar vücuda yapışık şekilde aşağıya sarkar, eller yumruk şeklindedir.

 Mısır heykelcileri çok büyük ve sert taşlar yontuyorlardı. Bu durum onları çalışmalarında sadeleşme yapmaya yöneltti. Dolayısıyla heykellerde kas gibi detaylar görülmezken, yüzlerde de ifade de yoktur. Yalnızca mezarlara, dini inançlar gereği konan heykeller, ölünün ruhuna ev sahipliği yapacağından sahibine benzemesi zorunluluğu taşır


https://neferkaminanu.files.wordpress.com/2009/11/hh.jpg

   Horus ( Mısır Güneş Tanrısı İsiris'in Oğlu) Mısır

HİTTİLERDE HEYKEL:

Hitit sanatında heykelin önemi büyüktü, çünkü tanrı heykelleri yurtlarının kutsal simgeleri olarak görülüyordu. Tanrılar tasvirlerde genellikle sağ elde bir silah ya da başka bir araç tutmalarıyla, kutsal bir hayvanın üzerinde durmalarıyla ya da kanat gibi ek organlar taşımalarıyla ayırt edilirler. Kral Muvatalli Hitit başkentini Hattuşa'dan güneydeki Tarhuntaşşa'ya taşıdığı zaman, tanrı heykellerini de götürmüştü. Kral, kendisi Mısır’la uğraşırken, Kaşkaların başkete girip heykelleri ele geçirmesinden korkuyordu.

MEZOPOTAMYA HEYKEL SANATI

Mezopotamya Dicle ve Fırat nehirleri arası bölgeye verilen isimdir, iki nehir arası anlamına gelir. Sümerler astronomi ile yakından ilgilenmişlerdir. Yüksek tapınakları dini işlevinden ayrı olarak rasathane aracı olarak ta kullanulmıştır. Mısır piramitleri ile aynı dönemde yapılan bu kule-tapınaklar arasında birtakım benzerlikler vardır.

Asur- Asur Kralı Avda- Kabartma, Asur sanatı
  

Asur Heykellerinde, çoğunlukla ellerini göğsünün üstünde kavuşturmuş, tüylü bir kürk giymiş, tapınan insan figürleri tasvir edilmiştir. Kabarma konularında dönemin politik olaylarına yer verilmiştir.Ön asya uygarlıkları olan Akat, Elam,Mitanni ,Asur, Sümer ve İlk dönme Babil uygarlıklarındaki Heykel Sanatında da aynı özellikler görülür. Babilliler duvarları renkli sırlı tuğlalarla kaplıyorlardı. Asurlular kalın ve yassı kireçtaşı ya da kaymaktaşıyla ördükleri duvarlara savaşları, avcılığı, din ya da saray yaşamını konu alan sahneler oyuyorlardı. Bu kabartma resimlerin çoğunda kral, sakalı ve kıvırcık saçlıdır .  (Sanat Tarihi Ansiklopedisi, Sümerler, GÖRSEL YAYINLAR ,1981 ,)

Bu rölyeflerdeki anlatım, Akad anlatımında değil, Sümer  biçimlendirilişindedir. Adalelerin anlatımında, vücut uzuvlarının yuvarlak bir çıkıntılılıkta gösterilmesi yerine, alçak ve düz yüzeyli bir rölyef biçimlendirmesi, çizgi egemenliği ile dikkati çekiyor.

Rölyefte, yüzeyin boş kalan kısımlarına gayet iyi işçiliği olan çivi yazısı bloklar yapılmıştır. Bütün bu çalışmalarda plastik sanat anlatımı yerine, grafik görünüşlü bir anlatım kullanılmıştır. Grafik anlatım ile birlikte, kral elbiselerinin muhteşem süslemeleri çizgilerle belirtilmiştir. Bu grafik anlatımdaki süslemeler ile, Önasya sanatında ilk olarak bir bezeme zenginliğine önem verilmiş oluyor. Sanatta dekoratif anlayış, elbiseler, canavarların, efsanevi hayvanların kanatları, saç süslemeleri ve bukleleri, kıvrımlı sakallar, hep bezeme öğeleri olmuştur. Sakal ve saç motifi inşa? ve yüzeysel olarak gösteriliyor. Şeritler, güller, inci dizileri, kralın muhteşem elbisesinde daima yer alıyor. Ağaçlar, palmiyeler, bilhassa hayat ağacı, stilize edilmiş sarmaşık biçimini ve zengin bezenmiş halini bu rölyeflerde kazanıyor. Bu motif, Hindu’larda Hititlerde ve Selçuklularda da görülecektir.

Çevresindeki öbür insanlar ise birbirine benzer. Av sahneleri çok canlı biçimde tasvir edilmiştir. Asur tapınaklarının ve saraylarının kapılarını, insan başlı aslan ya da boğa heykelleri koruyordu.

Yunan heykel sanatı

Yunan heykelinde, kişisel özellikler değil, ortak ideal tip önemlidir. İdeal yüzler, ideal ölçülere uygun insan vücutları Yunan heykelinin başlıca özelliğidir. Başlangıçta kil, taş, fildişi, kemik ve tunç gibi malzemelerden ilkel heykelcikler ortaya koyan Yunan heykelcileri zaman içerisinde bunu geliştirmişlerdir. Heykel sanatının gelişmesine ve anıtsal heykeltıraşlığın ortaya çıkmasının nedenleri arasında olimpiyatlarda başarı kazanan atletlerin heykellerinin dikilmesi geleneği, gelişen mimariye bağlı olarak, tapınakların taştan yapılması ve bunların iç ve dış cephelerinin, kabartmalarla süslenmesi sayılabilir.

Yunan heykeli karşıtlıklar ve bunun yarattığı dinamizm üzerine kuruludur. Baş başka, kollar ve bacaklar başka başka yönlere bakarlar. Bu durum gösteriyor ki Yunan heykelcisi vücut nüansları üzerinde çalışmıştır.

Yunan heykelcileri örtü altından hissedilen gövdenin formunu ortaya çıkarmanın çekiciliğini fark etmişlerdir. Bundan dolayı, gizlerken göstermek Yunan heykelciliğinde bir motif olmuştur.

M.Ö. 7. ve 6. yy.da iki büyük heykeltıraşlık ekolü görülür: A)Girit Pelepones B) İyonya

Yunan heykelciliği üç bölümde incelenebilir:

Antik Çağ (m.ö. 490–460)

Klasik Çağ

Helenistik Devir (m.ö. 330–30)

 

Roma heykel sanatı

Romalılar bu alanda yaratıcılık gösterememişlerdir. Yunanistan'dan heykeller getirtmişler ve bunları kopyalayarak çoğaltmışlardır. Buna karşılık portrecilikte başarı göstemişlerdir. Bu durum dini geleneklerle bağlantılıdır. Roma geleneklerine göre ölen bir kişinin yüzünün balmumundan kalıbı alınır ve cenazeden sonra evin bir köşesinde saklanırdı. Özellikle cumhuriyet döneminde portrecilik çok gelişmiştir.  ( Sanat Tarihi Ansiklopedisi, Roma Sanatı, GÖRSEL YAYINLAR ,1981 ,)

 

Kaynaklar:

Sanat Tarihi Ansiklopedisi,  GÖRSEL YAYINLAR ,1981 ,

Wikipedia, İlgili Başlıklar,

ve İnternet İçerikli konu başlıklarına göre aranmış, farklı madde başlıklarıdır.

Not: Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, Resim,Tablo, kaligrafi, ebru, Fotoğraf, minyatür, hat, sedef, el işi, oya, bezeme, Telkari, kazaziye  benzeri çalışma  ve araştırmalarınızı, sitemize üye olarak ,  bize başvurarak ESA'da paylaşarak kültürümüze katkıda bulunabilir, kendinizi ve ürünlerinizi tanıtabilirisiniz.

 

 BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya s_kuzucular@hotmail.com


 
 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar