Yerin altından sesleniyorum size
ey şehir halkı
Havarisi çarmıha gerilmiş
kayıp insanlığı arıyorum
Kelimelerimi
gün yüzüne çıkaracak bir kantoda
buluyorum seni
İçselliğim
Herkes dışavurumları ararken
seni arıyorum
kayıp kelimelerimde
Tenimde
iğne ucu delikler buluyorum
Eğilip baktığımda
yivli mermer sütünlar
Ve hücrelerim
karşılıyor beni
İçimdeki tarihi kenti selamlıyorum
İki uyku arasında
senli rüyalar görüyorum
Hierapolis
Antik düşüncelerimin başkenti
Denizleri köpürtüyorum
Bir çamaşırı çitiler gibi
seni her düşündüğümde
Düşündüğümde seni
Simit satan arabaların yanından geçiyorum
Susamları toplayıp şehre bölüştürüyor martılar
Herkese yetecek kadar mutluluk buluyorum simitçinin sesinde
Sonra silkinip bir çamaşırı asar gibi asıyorum hayallerimi
Kocaman şehirlerin en mavi göğüne
Sahi bombaların atıldığı şehirlerde de mavi midir gök
Sormadan edemiyorum
Mutluluk omuzlarımda bir yük
Tenime atılmış her çentik kanıyor
çocukları düşündüğümde
Denizleri köpürtmek yetmiyor
Umudu bombaladılar Hierapolis
İçimde ölen binlerce çocuk
Elleri ve yüzleri tozlanmış hepsinin de
Bir fırça darbesi yetecek tozları süpürmeye
Bir havarinin sesiyle
nice ölü şehirleri diriltmeye
Hayır
martıların bir suçu yok
Bu işte
Bir kıyamet
İnsanlık;
yerin dibinde
15 Nisan 2025