Hulki Aktunç
Hulki Aktunç (27 Ocak 1949 - 29 Haziran 2011, İstanbul), şair ,yazar ve ressam
Biyografisi
1949 yılında İstanbul’da doğdu. Çocukluk yılları Kadıköy’de geçti. İlkokulu Kadıköy’de tamamladı.
Askeri okullarda okuyarak orta ve lise yıllarında askeri okullara devam etti. Liseden sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Yükseköğrenimi devam ettirmeyip Hukuk Fakültesini yarım bıraktı.
Fakülteden ayrıldıktan sonra reklam ajanslarında çalışmaya başladı. 1969-1972 yılları arasında Meydan Larousse'un hazırlanması sırasında redaktörlük yaptı. Reklamcılık alanına düzeltmen olarak başladı. Manajans'ta redaktör olarak çalıştı. Daha sonra yirmi yıl boyunca Reklamcılık alanında faaliyet gösterdi. İlk hikâyesi Soyut dergisinde çıktı. [1]1980 yılında Yaratım ajansını kurdu. 1987 yılında Foot Cone & Belding ile ortak oldu. Yaratım / FCB'nin yönetim kurulu başkanlığı görevini sürdürdü. [2]Reklamcılar Derneği başkanlığına kadar da yükseldi.
Yazı yaşamı, dönemin önemli dergilerinden Yeni Ufuklarda başladı (1968). Yazıları Yeni Edebiyat, Yeni Dergi, Papirüs, Türkiye Defteri adlı dergilerde yayımlandı. 1978'de Eurovision şarkı yarışmasına Türkiye adına katılan okuduğu Sevince adlı şarkının (Nilüfer ve Grup nazar, beste ve orkestra şefi Onno Tunç) sözlerini yazdı.
İlk kitabı Gidenler Dönmeyenler adlı eseri ile Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü (1977) aldı. , Bir Çağ Yangını romanı ile Abdi İpekçi Ödülü’nü (1981) kazandı., Bir Yer Göstericinin Hayatı ile Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü (1990) kazandı. 1976 sonrasında şiire yöneldi. İnsan Aşklarının Külüdür ile Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü (1994), Istıraplar Ansiklopedisi ile de Cemal Süreya Ödülü’nü aldı (1995). Büyük Argo Sözlüğü (1990) adlı bir çalışma yayınladı.
1998’ den itibaren hikâyeye ilgi duymaya başladı. (Güz Her Şeyi Bilir) adlı hikâye kitabı yayınlandı. 2009 yılında YKY tarafından basılan Sönmemiş Dizeler kitabıyla Behçet Necatigil ve Metin Altıok ödüllerinin sahibi oldu.
Aktunç, öykü ve romanlarında kendine özgü bir üslup geliştirmeye çalıştı. Aktunç ‘şiirsel blok’ adını verdiği bir şiir eğilimi üzerinde yoğunlaşmak istedi. Denemeleri (Erotologya 2000), adlı çalışmasında denemelerini toparladı “Aşka Kimse Yok” adlı öyküsü yönetmen Osman Sınav “Bir Yer Göstericinin Hayatı” adlı öyküsü ise yönetmen Tülay Eratalay tarafından filme alındı.
İrlanda'da gerçekleştirilen şiir çeviri seminerlerinde bazı şiirleri İngilizceye çevrildi ve Twelfth Song başlığıyla yayınlandı. (1998).
Rıza Kıraç’ın hazırladığı “Yoldaşım 40 Yıl – Edebiyatta 40. Yılında Hulki Aktunç” adlı “nehir söyleşi” kitabıyla da gündeme geldi.
Aktunç aynı zamanda bir ressamdı. İlk kişisel sergisini Erzincan’da 1965’te sonraki resim sergilerini 2005, 2007 ve, 2008 yıllarında İstanbul’da açtı. [3]Aktunç, 2008’de Tarih ve Toplum Bilimleri Enstitüsü Onur Ödülü’nü aldı.
Cumhuriyet Gazetesi’nde köşe yazıları yazmaya başladı. Fakat hastalığı nedeniyle yazılarına ara vermek zorunda kaldı.. Uzun bir süre kanser tedavisi gören Hulki Aktunç, 29 Haziran 2011'de İstanbul’da vefat etti. Cenazesi Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi.[4]
Şiirlerinden bir seçme, şairin de katıldığı kolektif çeviri çalışmalarında, Theo Dorgan, Tony Curtis ve Orhan Koçak tarafından İngilizceye çevrildi: Twelfth Song, On İkinci Şarkı (1998)
“Türk öykücülüğüne üslubuyla farklı bir bakış açısı kazandırdı. Öykülerinde gelenek ve geleceğe ait unsurları başarılı bir şekilde sentezledi. Ten ve Gölge adlı eserinden itibaren öykücülükte belli bir başarı yakaladı. Diğer öykülerinde de bu başarısını devam ettirdi. Öykülerinde yalnız, aidiyetsizlik, toplumdan ve kendinden kaçış arzusu içinde olan kahramanlar konularına önem verdi. Bireysel sorunların ele alındığı öykülerinde bilinç akışı ve iç monolog lar yapan, ben merkezli anlatıcıların yalnızlık ve yabancılaşma temalarını işledi.
Şiirde farklı bir söylem geliştirmeye çalıştı. Şiirde dize ve cümle bölünmelere aldırış etmeyen düzensiz bir bend sistemi kurmaya çalışarak buna blog şiir adını verdi. II. Yeni şiirine yakın, şiirselliğe aldırış etmeyen kendine özgü bir şiir tarzı oluşturmak istedi. Anlam ve tema bütünlüğü olmayan anlam bütünlüğüne de aldırmayan şiirler yazdı. Şiirin geleneksel birikimlerini önemsemeyen, şiirin bütünü dışında dize ve mısralarda da gramer ve anlam bakımından tamamlanmışlık hissi oluşturmayan şiirler yazdı. Düzyazı şiir denilebilecek gramer kaidelerine aykırı, kelimeleri de sık sık tam olarak yazmayan bir şiir oluşturmak istedi.
Yapıtları[5]
Şiir
Şarkılar (1992)
Öykü
Deneme
Sözlük
Şiirleri
KAYNAKÇA
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın