KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarHumma Salgını ve Sıtma Bağlatmak

Humma Salgını ve Sıtma Bağlatmak

11.02.2017

 

Humma Salgını ve Sıtma Bağlatmak

Osmanlıca yazılışı humma: حم -  حما ,  hümmâ :  حمی

Humma “grip benzeri, karaciğer de ortaya çıkan kanamalı ve yüksek ateşle seyreden  “akut viral ” ve çok bulaşıcı bir hastalıktır.

Ateşli bir hastalık olan humma bedeni ateş gibi yakan, bir yandan da hastayı üşüten, sıtma, tifo tifüs gibi çok çabuk yayılan ve salgına yol açan bir hastalıktı.  17. Yy da ortaya çıktığı tahmin edilen ve günümüze kadar milyonlarca insanın ölümüne neden olan bu hastalık ancak 20. Yy başında kontrol edilebilir bir hastalık haline geldi.

Daha çok sivrisineklerin taşıdığı ve ürettiği bir hastalık olan humma ve sarı humma tıbbın çaresiz kaldığı eski devrilerde salgın haline gelir binlerce milyonlarca insanın ölümüne neden olurdu.  Bu hastalığın sarılık ile birleşen türüne ise sarı humma deniyordu. 

Osmanlılar zamanında Müslüman olanlar bu hastalığın müzmin haline “Gâvur humması derler ve tedavisi için papazlara müracaat ederler, böyle sıtması olanlar tedavi için Rum veya Ermeni papazlara okutarak  ‘Sıtma Bağlatırlardı [1] 

A.T. Onay, Eski edebiyatta Mazmunlar adlı eserinin ilgili maddesinde  “Yahudi Hummasından” da bahsetmekte, bu hummanın en tehlikeli humma türü olabileceğinden söz ederek “ Yahudi pisliklerinden türeyen bir humma türü [2] olabileceğini de yazmaktadır. Halk arasında sıtma, humma ve tifüs aynı hastalığın türleri olarak biliniyor, tifüse karahumma diyorlardı.  Tifo ise “ ter “olarak adlandırılıyor  “ tere yatmak” tifoya yakalanmak, “terden kurtulmak “ deyimi ise tifodan kurtulmak anlamına geliyordu.

Eski devrilerde sıtma ve hummanın tedavisi için kullanılan diğer tedavi yöntemleri de vardı. “ Ergenlik çağına girmemiş bir kızın eğirdiği ipliğe efsun okuyup hastanın boynuna bağlamak[3]bunlardan bir diğeriydi. Böylece hastanın sıtmadan kurtulacağı düşünülürdü. Eskiler bu şekilde eğrilmiş ve okunmuş iplere “rismân” diyorlardı.

Lerzende görse havfun ile tef tutar sanur
Bağlar şihap gerden-i gerduna  rîsmân                Baki

Humma ve sıtmadan kurtulmak için uygulanan diğer bir metot ise muska yazılan kâğıdın ezilip suyundan içilmesi veya bu duaları bademin üzerine yazdırıp yazılı bademleri yenmesi şeklinde oluyordu. [4]

Nüsha-ı mâh-ı dem-i teb de koyup içmeye  âb
Sana Hurşid-i felek tası zer itdi  izhâr        

Eski devrilerde sıtma ile hummanın farkı pek bilenemediğinden humma ve sıtma çoğu kez aynı hastalık zannediliyordu.  Bu hastalığın yüksek ateşle seyretmesi ve hastayı üşütmesi, ölümcül olması divan şairlerinin de bu hasatlıklar üzerinde durmasına veya bu hastalıklarla ilgili  hayaller  ve benzetmeler üretmesine vesile olmuştu. Hummanın ve sıtmanın ateşiyle aşk ateşi,  ateş-i sevda ile  alakalar kurmalarına da vesile olmuştu.

Beni humma- yı gam u mihneti pek incitti.
Tutsam o şuhu biraz örselesem incitsem            Sabit

 

 KAYNAKÇA

 [1] A.T. Onay, Eski edebiyatta Mazmunlar, MEB, Yayınları 1996- shf. 273

[2] A.T. Onay, Eski edebiyatta Mazmunlar, MEB, Yayınları 1996- shf. 273

[3] Doç Dr. Emine Yeniterzi, Divan Şiirinde Sağlık ve Hastalıklarla İlgili Bazı Hususlar turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20TURK%20%20EDEBIYATI/yeniterzi_08.pdf

[4] Doç Dr. Emine Yeniterzi, Divan Şiirinde Sağlık ve Hastalıklarla İlgili Bazı Hususlar turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20TURK%20%20EDEBIYATI/yeniterzi_08.pdf

 

 

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da