Erhan bey Allah cc. iyiliğinizi versin nede güzel anlatmışsınız komşuyu komşuluğu, bizim zamanımızda komşuluk vardı bir sokağın içinde koca bir aile gibiydik, güneş doğar doğmaz insanlar kendini sokağa atar, herkes kapısının önünü bir güzel temizlerdi derken tüm sokak pırıl pırıldı, uyku vakti gelinceye kadar herkes sokakta, kimi çorap örer, kimi sohbet eder, kimi çeyizlikleri serer, kimi temizlik yaparken pencereden sohbete katılırdı, evler tek katlı , hele eskiden transistörlü radyolar vardı ki, tadına doyum olmaz, Nuri Sesigüzel Zeki Müren in proğramı varsa günler öncesinden saat başı anons edilir, komşularda pencereden pencereye bağırır hu komşu bu gün saat 11.00 de Nuri Sesigüzel in proğramı var kız mutlaka dinle der, bu haberi alan komşu diğerine öbürü diğerine derken bütün mahalle aynı saatte radyolarını açar Nuri Sesigüzel dinlenirdi , bir müzik şöleni vardı ,ALLAHIM o ne güzel sesti öyle, İbrahim Tatlıses doğunca ya kadar, Nuri Sesigüzel in yeri doldurulamadı sonra İbrahim Tatlıses Anadolu nun bozkırlarından çıktı çıkış o çıkış, onun yeri ise hiç doldurulamadı. Zeki müren in yeri de doldurulamadı, bir ara Bülent Ersoy doldurur gibi oldu, o da olmadı, o gün bu gün komşulukta kalmadı, biz apartmanlara geçtik, ancak asansörde komşumuzu ayda bir görebiliyoruz, ikinci kattaki komşumuz sanki 5 sokak ötede oturuyor gibi yabancı kaldı. selam ve muhabbetle.
Dün gece yazınızı okuyunca ben de uzun bir yorum yazmıştım. Baktım benimki de bir deneme olacak duruma gelmiş, hepsini sildim. Şimdi Ecir Bey'in yorumundan cesaret alıp yeniden yazayım dedim. Benim komşularım apartmanımızın damına, izolasyonu delerek güneş ısıtıcısı monte etmişler, yağmur giderlerini de önüne beton dökerek kapatmışlar. Yağmurlar yağınca damda göl oluşmuş, su da delinen yerlerden eve akmış. Gurbetten vatana büyük bir coşkuyla gelip kapıyı açınca bizi küflenmiş, eşyalar, mantar oluşmuş duvarlar karşıladı. Kartonpiyerler komple dağılıp dökülmüştü, yuvaları açılan avizeler de kırık dökük yerdeydi. Komşularımın hiçbiri gelip " geçmiş olsun" demedi. Biz büyük bir temizliğe giriştik, bütün eşyaları atıp yenisini aldık, damda komple izolasyon yaptırdık. Komşular, "kafana göre tadilat yaptıramazsın, dam ortak kullanımdır, bize soracaktın" dediler. Hiçbirinden tek kuruş para istemediğim,sadece evi kurtarmaya çalıştığım halde. "Pekii siz söyleyin bu işin çaresi nedir?" dediğimde "üst katta oturmayacaksın" dediler. Şimdi bana dâvâ açmışlar. Sözün kısası komşudan yana dertliyim. Gerçekten Dünya Komşular Günü varsa dilerim komşularım, iki cihanda da iyi komşuya hasret kalır, çoluk-çocuğun rızkını onların bozduklarını tamir etmeye harcadım, hakkımı helal etmiyorum. En kötüsü de çocuklarım, komşularım yüzünden kendi vatanlarından soğudular, artık gelmek istemiyorlar... Vaktinizi aldım, özür dilerim. Yazınız eski günlere hasret niteliğindeydi, o günlerin komşuluğunu özlüyoruz. Saygılar,selamlar...
@ecirdemirkiran404 | seferi hocam aynı şey beninde başıma geldi ,kızdım evi neredeyse kelepir fiyata bir garibana sattım, o parayla başa bir yatırım yaptım, bu sefer kazancım ikiye katlandı. siz yinede beddua etmeyin, evi değiştirin selamlar.
Güzel bir yazıydı gerçekten ben de çok beğendim.