13.02.2022
‘’Sevin ağlayabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak.’’(Ö. Asaf)
Yadsıyamadığımsın sen
Yanaşamadığım da bir liman.
Ömür törpüsü bu imkânsız aşkın
İnip çıkılası yokuşlar bazen yorgun
Bazen sevdaya müptela
Bir kuşun aciz varlığı
Kuş gibi çırpınan yüreğin ilk ve son fetvası
Aşka hürmeten
Bir de dikiş tutturamadığım hayatın ön sözü.
Söylemler ne ki sessiz kaldığım
Koca ömrün de övgüsü olsa gerek
Aşkın müdavimi bense içinde yaşadığım
O sırça köşk.
Müdavimi mevsimin
Seyyah sarkacı ölü nefsin
Alıp da verdiğim her nefesin
Bir de içimde ukde kalan bunca yarım hikâyenin
Türküsü nasıl da yanıktır sesi.
Vebali olsa ne ki bunca imkânsızlığın?
Bir hüviyetse umut
Kenarından yakaladığım hayat
Bandığımsa sevgi ve rahmet
Aşka aşikâr yolculuk
Serpildiğim şu gök kubbe olsa gerek
Nutku tutulan o sessizlik
İlahi Aşkın da çağrısı, gün kaybolmazdan önce.
Sandığım dolu hınca hınç
Sanmadıklarımsa varsın çağırsın ismimi.
Ensemde ağrı
Başımda kubbe
Yerçekimini hissetmediğim ve yürüdüğüm ufuk
Rabıtası sözcüklerin
Seyyahı duyguların
Müdavimi acıların
Kerevete çıkansa ne şiir ne şair?
Gökten düşen üç dize okura katık
Aşkına ve Rabbine sadık
Kandığımsa haletiruhiyesi evrenin
Gözümü alamadığım bir ışık
Göz kırpan uzaklardan
Çağrısı ölümün çok erken
Nutku tutulan bir ömrün de çok ötesinde
Yaşadıklarıma şahit sadece Mevla
Yandığıma yakardığıma ses veren de.
Yüzü suyu hürmetine bu aşkın
Kavradığımdan öte kattığım önüme
Ah, içimin şen sesi o ölümsüz çocuk.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın