İdmac Sanatı Nedir Övgü İçinde Övgü-Yergi İçinde Yergi

23.05.2017

 

 

 

İdmaç Nedir  Kökeni Osmanlıca Yazılışı ve Sözlük Anlamları

 

Osmanlıca yazılışı; idmac : ادماج –

 

İdmac kelimesi Arapça "dümuc" (bir şeyin içine girip gizlenmek) kökünden gelen[1]bir kelimedir.  Bu kelimenin sözlüklerdeki anlamı: derç etmek,  sıkıştırmak, bir şeyi bir şeyin içine koymak, "bir şeyi diğer bir şeyin içine sokup gizlemek, bir şeyi giysi içine sokup dürmek ve saklamak" [2] anlamlarındadır.

 

Edebiyatta İdmaç Sanatı 

 

Edebiyatta idmac , “medh içinde medh,  zem içinde zem yapmak “ yani övgü içinde övgü, yergi içinde yergi yapmak anlamında;  manaya güzellik katan sanatlardan biri olarak kabul edilen, anlama bağlı söz sanatını ifade eden bir terimdir.   İdmac sanatında bir sözün açık(sarih) ve kapalı (zımnı, işarı) olmak üzere iki anlamı bulunur.  En iyi kabul gören izahı ise “birbirine bağlı ve iç içe iki övgü unsurunun birlikte bulunması”  şeklindedir. [3]  

 

Bu söz sanatı manaya güzellik katan sanatlardan  biri olarak kabul edilmiş, açık(sarih) ve kapalı (zımnı) anlamlardan biri asıl, diğeri ise onun tamamlayıcısı  olarak görülmüştür.

 

Tahir’ül Mevlevi,  “ Edebiyat Lügati adlı eserinde idmacı “ medh içinde medh,  zem içinde zem yapmak” olarak tarif etmiş;  “ Öyle müeddep bir insandır ki meclisinde edebe muhalif bir söz söylenilemez” cümlesini de örnek olarak göstermiştir.  Bu cümledeki manaya göre edepli kişi, huzurunda edepsiz söylenemeyecek kadar da vakur olarak gösterilmiş övgü içinde övülmüştür. [4]

İdmac sanatını  “ sözün anlamına diğer bir anlam daha katmak “ şeklinde izah edenler de vardır. Tahir’ül Mevlevi’ye göre İdmac övgü içinde yapılan ikinci ve katmerli bir övgü, kötülenirken de daha da bir kötü göstermek şeklinde yapılan bir söz sanatıdır.

“Nice düşmanı yağmalarcasına kırdın. Onların ömürlerine sahip olsaydın dünya ölümsüzlüğünün bayramını kutlardı”  Cümlesi de övgü içinde övgüler ortaya koyan idmaca bir örnektir.

İdmacın kötüleme maksatlı olanına ise Tahir’ül Mevlevi “ Öyle fâsık bir adamdır ki ayak bastığı yerde salahtan eser kalmaz.”   Örneğini vermiştir. Bu örneğe göre adam hem kötü huylu hem zındık ve günahkâr hem de ayak bastığı yerde, ortada huzur verecek hiçbir şey bırakmayan biri olarak gösterilip katmerli bir kötüleme yapılmıştır. [5]

 

İslam Ansiklopedisinde “Namuslu kadınlara iftira atmaya pek düşkündür; hâlbuki kendisi namuslu kadın evladı değildir “  cümlesi zemmetmeye dayalı olana örnek gösterilmiştir.

 

 İdmacın tersine ise İstidrâk denir. İstidrâk sanatında ise birisi övülür gibi yapılırken esasında kötülemek maksadı vardır.  ( Bk İstidrak Sanatı)

 

Sadrında seni eyleye Hak dâim ü bâki 
Hep âlemin ettikleri şimdi bu duâdır       Nedim 

 

Şair sadrazama dua ederken diğer taraftan da bu duanın herkes tarafından yapıldığını belirterek övgü içinde övgü yapıyor.

 

Aruz ilminde bir kelimenin baş tarafının beytin ilk satırı sonunda, son tarafının da ikinci satır başında olması durumuna da idmac denmiştir. Buna "idrac" ve "tedvir" adları da verilmiştir.

 

 KAYNAKÇA

 

  • [1] https://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c21/c210323.pdf
  • [2] https://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c21/c210323.pdf
  • [3] Sabahattin Gencal  , İstidrâk, İdmac, https://gencalinnotlari.blogspot.com.tr/2015/07/istidrak.html
  • [4] Tahir’ül Mevlevi,  “ Edebiyat Lügati, Enderun Yayınları İst. . 1973, s. 60

[5] Tahir’ül Mevlevi,  “ Edebiyat Lügati, Enderun Yayınları İst. . 1973, s. 60

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar