İffet Adlı Öyküsü Üzerinden Ömer Seyfettin’in Kadınlara Bakış Açısı

05.02.2020

 
İffet Adlı Öyküsü Üzerinden Ömer Seyfettin’in  Kadınlara Bakış Açısı 
 
 
İffet adlı öykü Ömer Seyfettin’in ilk kez Diken adlı dergide 1920 yılında yayınlanan bir öyküsüdür.
 ( Diken dergisi, S.47, 1 Nisan, 1920, s. 6)   
 
Ömer Seyfettin bu öyküsünde kadınların iffetsizliğine dair çok ciddi bir vurgu yapmış,  “ Bir doktor arkadaşım anlattı” ibaresi ile başladığı bu  kısa öyküyü  “Çoğunlukla siyahlarda ölümden sonra bile devam eden bu koyu iffet endişesi biraz da bizim beyaz hanımlarda olsa...” sözleriyle bitirmiştir.
 
Ömer Seyfettin bilindiği gibi hayatı boyunca sadece bir kere evlenen ve evliliği de birkaç yıl süren boşandıktan sonra da bir daha evlenmeyen ve yalnız başına ölen bir öykücümüzdür.   Öykülerinde yer verdiği yargılara bakıldığında iri kıyım, etli butlu kadınlardan hoşlandığı belli olan Ömer Seyfettin’in kadınlar hakkındaki değerlendirmeleri de genellikle olumsuzdur.  Belki de bu tip hatta garip düşüncelerinden dolayı da evliliği çok kısa sürmüş, boşandıktan sonra da kadınlar karşı tutumu daha da bir acayipleşmiştir.
 
Kadınlar hakkında genellikle olumsuz şeyler düşünen Ömer Seyfettin Aşk Dalgası adlı öyküsünde evlilik kurumunun önemine inanmış ve bunu savunur. Lakin   Yüksek Ökçeler,  Fon Sadriştayn’ın Karısı, Aşk ve Ayak Parmakları , Balkon , Bir Temiz Havlu Uğruna  adlı öykülerinde ise evlilik, aşk ve kadınlar ile ilgili konulara değinmiştir.  Ömer Seyfettin’in öykülerindeki kadınlar  genellikle iffetlerine düşkün olmayan, ya da saf saf erkelere kanan, neredeyse çoğunca  ahmak ve akılsız kadınlardır.  Bazıları ise iffettsizliklerine dini veya sosyal statü kılıfları bulan işgüzar tiplemeler olmaktadır.  Tüm öykülerinden çıkarılacak genel sonuç Ömer Seyfettin’in kadınlar hakkında ön yargılı düşündüğü, kadınlar hakkında tuhaf sayılabilecek düşünceleri olduğu şeklindedir.
 
Ömer Seyfettin’in bir çok öyküsünde ahlaksızlıklara kılıf uydurma, dini çıkarlara alet etme,   göz boyamak için dindar ve softa gözükme konusu da vardır. Perili Köşk , Keramet,  Kurbağa Duası , Yüzakı , Rüşvet gibi öykülerinde buna benzer konuları işlemiştir.
 
Bu öykülerlinin bazılarında ise başrolde kadınlar olur. Örneğin  Yemin   adlı öyküdeki Hacı Hanım bu şekildedir.   Fon Sadriştayn’ın Karısı adlı öyküsünde Türk kadınlarına karşı olumsuz düşüncelerini açıkça dile getiren Ömer Seyfettin ,  İffet adlı öyküsünde de bu duygularını açıkça ortaya koyar.
 
 
Ömer Seyfettin’in kadınlara karşı bu olumsuz yaklaşımı ayrıca bir inceleme konusudur.
 
 
İffet Ömer Seyfettin
 
Bir doktor arkadaşım anlattı:
"O sene Hicaz'da şiddetli bir kolera vardı. Belki günde iki yüz hacı gömüyorduk. Uşağım bir sabah elime bir mektup verdi. Açtım. Okudum. Gayet yakın bir akrabam... Bir kadını tavsiye ediyordu. Dadısı mı imiş, nesi imiş!
— Gelsin de konuşalım! Dedim.
Kapıdan gayet korkunç derecede çirkin, siyah bir Arap karısı girdi, beni itekledi. Ne istediğini sordum. Para, ev, yemek, ilaç...
— Hiç, hiçbir şey istemem! Dedi.
— Eey? O halde! Diye yüzüne baktım.
— Yalnız, lütfediniz, ben ölürsem cenazemi erkeklerin çukuruna attırmayınız.
Güldüm, bu tuhaf bir arzuydu.
— Niçin? Diye sordum.
— Ben dünya evine girmedim, kızım! Dedi.
Dayanamadım:
— Bacı! Hiç korkma! Dedim, kızlığına bir şey olmaz. İnşallah yaşarsın. Ölürsen erkekler korksun. Sana ne?
Arap birdenbire şahlandı. Yüzüme: 'Tuhaf, utanmaz herif!' diye tükürdü. Çıktı gitti. Üç ay sonra akrabamdan, dadısının namusuna tecavüz ettiğim için büyük serzenişleri içeren acı bir mektup aldım."
Çoğunlukla siyahlarda ölümden sonra bile devam eden bu koyu iffet endişesi biraz da bizim beyaz hanımlarda olsa...

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar