NE ÇABUK EL OLMUŞSUN
Yaralı yüreğimi dağlarken hasret közü...
İlkbahar mevsiminde yaşattın bana güzü
Şimdi sen sen değilsin, ne çabuk el olmuşsun
Nasıl unutuverdin verdiğin onca sözü?
SÖNDÜ BÜTÜN IŞIKLAR
Başını alıp gittin, söndü bütün ışıklar
Hasretinden beslendi sevda ehli âşıklar
Cam kırıklar üstünde yalınayak yürüttün
Senden hatıra kaldı alnımda kırışıklıklar
UZAĞIN YAKINI
Bastı yine karanlık, gün çekildi kınına
Düşleri salıverdik zamanın akınına
Kâğıttan gemilerle çıktık okyanuslara
Bîçâre demir attık uzağın yakınına
DÜNYA DERİN BİR KUYU
Ben Yusuf, sen Züleyha; dünya derin bir kuyu
Âşığa çektirmek mi sevilenlerin huyu?
Elimde karanfiller, bekliyorum kapında
Haydi tut ellerimden, bırakma ömür boyu
CAN KIRIKLARI
Kirpiğime çiy düşer bir gün daha biterken
Ne varsa mâzi olur hayat devam ederken
Can kırıkları batar çıplak ayaklarıma
Elimden bir şey gelmez zaman kayıp giderken
İÇİMDEKİ BAYRAK
Hasret kurşun misali, omzuma bindirmişim
Vuslatı hayal edip acımı dindirmişim
Terk-i diyar ettiğin günden beri mahzunum
İçimdeki bayrağı yarıya indirmişim
M. NİHAT MALKOÇ
Furkan Mescitli
7 years ago
Elisa Ergani
7 years ago