30.05.2017
İlm-i Rüsum ( Ulema-i Rüsum ) Nedir
Ulema Nedir: علماء : âlimler, ilim sahipleri, bilginler, müderris, kadı gibi ilmiye mensupları
Rüsum : رسوم resmi vergiler, gümrük vergileri, usûl, merasim.
Ulamâ-yi âmilîn (İlm-i Rüsum ) Nedir: ilmi, bilgisi gereğince hareket eden bilgili kimseler.
Ulema-i Rüsum Nedir: رسوم علماء Resmî, merasim âlimleri. Kendileri resmen âlim bilinen fakat hakiki âlim olmayan kimseler
İlm-i Rüsum veya Ulema-i Rüsum medrese eğitiminden geçen; tefsîr¸ hadîs¸ fıkıh¸ kelâm gibi medrese müfredatlarını tamamlayıp medreseyi bitirip resmi olarak icazetini alan, resmiyette de medrese mezunu kabul edilmiş, zahiri bilimleri öğrenmiş olan ilim sahipleridir.
İslam’a göre ilimler zahir ve bâtın olmak üzere ikiye ayrılmış; âlimler de zahiri ve batını olarak iki gurupta ele alınmıştır. Zahiri âlimler, eğitim, öğretim ve tahsil yoluyla elde edilen zahiri ilimleri öğrenmiş kişiler; batını ilim ise Allah’ın özel kişilere bahşettiği özel ilimler olarak kabul edilmiştir.[1] Batını-i ilim ders alınarak tedrisattan geçerek öğrenilecek bir ilim olmadığı gibi ders verilerek de öğretilecek bir ilim değildir.
Sofiler, zâhirî ilimlere öğrenmeleri lazım gelen ameli bilgiler olarak görmüşler; bu bilgilere tedrisattan geçerek, çalışıp öğrenilecek bilgiler olarak bakmışlar, ilm-i batın ‘a sahip âlimleri gerçek âlimler olarak kabul etmişlerdir.
Sofilere göre Ulema-i Rüsum resmiyette âlim olmuş kimselerdir. Sofilere göre zahirî ilim, duyu organlarıyla öğrenilen Hadis, fıkıh, kelam gibi ilimlerdir. Bu ilimlerle uğraşanlara zâhir ulemâsı, ehl-i zahir adı verilir. Ulema-i Rüsum ‘a sofiler resmen âlim bilinen fakat hakiki âlim olmayan, zahiri ilimleri bilen kimseler olarak bakmışlardır. Sofiler, çalışıp öğrenmeyle elde edilen zâhirî ilimlerden kendilerine lazım olanı öğrenip onunla amel etmişler, Hz Ali ve kendi şeyhleri gibi birçok gerçek âlimin, ilm-i batın ile dünyaya geldiklerine inanmışlardır. Sufilere göre kalpte olan ve lisanla açığa vurulmayan “ imanın gizli hakikatlerini bilme" ş erefine nail olmuş bâtın ilmi ve sahipleri en değerli ilim sahipleridir.” İlim, lisan ile anlatıldığında zahir olur. “[2]
Zâhirî ilim tabiri ile tefsîr¸ hadîs¸ fıkıh¸ kelâm gibi İslâmî ilimler kastedilmiştir. Zâhir ilmi şeriattır ve bu ilme¸ "el-ilmu mina'llah/Allah'tan olan ilim" denir. Allah'ın peygamberler aracılığıyla insanlara ilettiği bu ilim ile uğraşan âlimlere "zâhir ehli"¸ "ehl-i rüsûm" ya da "ulemâ-i rüsûm" denmiştir. Önceleri pek çok diğer bilimlerin de öğrenildiği medreselerde son asırlara doğru sadece Arapça sarf ve nahv, -kelime ve cümle bilgisi - öğretilir hale gelmişti.
Kısaca İlmi Rusum ehli günümüzdeki anlamı ile zahiri ilimleri öğrenmiş olan âlimlerdir. Bu âlimler medrese tahsili alarak mülazım ve müderris olmuş kimselerdir. Bu kişiler resmen de âlim sayılır. Müderrisler büyük şehirlerdeki önemli şehirlerde veya küçük yerleşim yerlerinde camilerin yakınlarında kurulmuş olan medreselerde yetişmişlerdir.
“ Müslümanlarla meskûn her kasaba ve şehirde camilerin yakınlarında birer medrese bulunurdu. Bunlar hep ortadaki bir avluya bakan, basık tavanlı, tek pencereli ve alçak kapılı, daracık odalardı. Bazıları kargir olduğu için ışık almaz, rutubet ve nem eksik olmazdı. Talebeler de bu odalarda yatıp kalkardı. Yemeklerini kendileri yapar, çamaşırlarını kendileri yıkardı. Bir vakitler büyük alimler, büyük şairler yetiştiren bu medreseler son asırlarda, son asırlarda sadece Arapça öğretilen, asker kaçaklarının yurdu haline gelen yerler olmuşlardı.” [3]
Hep cehle çıktı rüsûmun neticesi
Sermâye-i hasâret imiş kâr sandığı La Edri [4]
Aldanma sakın safsata-ı ilm-i rüsuma
Taccüb-ü riyâ eylemesin nefsini gümrah Kazım paşa [5]
Hayfâ ki olup ehl-i rüsuma biz de
Gafil geldik cihana gafil gittik.
KAYNAKÇA
[1] Uludağ, "Bâtın İlmi", DÎA., V, 188-189. bk. Şevkanî, Velâyetullah, s. 72.
[2] https://www.ilimdunyasi.com/sufilerin-hadis-anlayisi/zahir-batin-ayirimi/?imode
[3] A.TALAT Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB,, İst. 1996- s. 282
[4] A.TALAT Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB,, İst. 1996- s. 282
[5] A.TALAT Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB,, İst. 1996- s. 282
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın