Isparta ili Tarihi ve Kültürel Değerleri Doğal Güzellikleri

05.05.2013


Resim alıntı: https://www.bagev.com/tr/iller/isparta.p




Türkiye'nin Güller diyarı kentimiz Isparta


 

GENEL BİLGİLER

---------------

İl Trafik No: 32 

Yüzölçümü: 8.933 km² 

Nüfus: 223.000 Şehir Merkezi (2010) 448.298 İl ve İlçeler Genel Toplam Nüfusu (2010) [1] Isparta, nüfus bakımından Türkiye'nin 29. büyük kentidir.[2]

 

Isparta İli, Akdeniz Bölgesi’nin batı ve iç kesiminde yer alır. Isparta doğuda Konya, Beyşehir, Doğanhisar ve Akşehir; kuzeyde Afyon’un Çay, Şuhut, Dinar ve Dazkırı; batıda Burdur’un Merkez, Ağlasun ve Bucak; güneyde ise Antalya’nın Serik ve Manavgat ilçeleri ile komşudur. İlde Merkez ilçe ile birlikte 13 ilçe vardır. Merkez ilçeden sonra gelen en büyük ilçe merkezi Yalvaç’tır. En az nüfuslu ilçe ise Yenişarbademli’dir.[3]

 

     İl, kuzeydoğudan ve doğudan Sultan Dağları, Beyşehir Gölü, Göl Dağları’ güneyden Antalya Havzası’nın yüksek kesimleri, batıdan ve güneybatıdan Karakuş Dağları, Söğüt Dağları, Burdur Gölü ile Ağlasun ve Bucak yaylaları gibi doğal sınırlarla kuşatılmıştır. Isparta ili toprakları genelde engebeli bir yapıya sahiptir. Yöredeki, yüksekliği 3000 metreyi bulan dağların yanında, ova ve vadi özelliğindeki düzlükler, değişik büyüklükteki tabii göller İlin doğa yapısını belirlemektedir. İlin rakımı 1.050 m. civarındadır.[4]

 

Isparta, özellikle gül tarımcılığı, elma üretimi, gölleri ve halıcılığı ile önem kazanan bir ilimizdir.  

 

 

 İlçeler 

 

  • Merkez İlçe
  • Aksu
  • Atabey
  • Eğirdir
  • Gelendost
  • Gönen
  • Keçiborlu
  • Senirkent
  • Sütçüler
  • Şarkikaraağaç
  • Uluborlu
  • Yalvaç


Isparta’da  Ne Yapılır Nereye Gidilir

 

  • ♣ Isparta’dan gülyağı, gülsuyu, gül kremi, gül yapraklı gül lokumu, elma cipsi (çıtır elma) ve halı almadan,
  • ♣ Gülbeyaz Davraz Kayak Merkezinde kayak yaparken, Eğirdir Gölünü seyretmeden,
  • ♣ Isparta ve Yalvaç Müzesini gezmeden,
  • ♣ Eğirdir’in Canada ve Yeşiladasını görmeden, Yeşilada’da balık yemeden,
  • ♣ Eğirdir Hızırbey Camisini görmeden,
  • ♣ Kovada Gölü Milli Parkında ve göllerin kıyısında yürüyüş yapmadan, piknik yapıp fotoğraf çekmeden,,
  • ♣ Gelendost Ertokuş Kervansarayını gezmeden,,
  • ♣ Uluborlu’nun kirazını tatmadan,
  • ♣ Yalvaç Pisidia Antiokheia Antik Kentini gezmeden,
  • ♣ Yalvaç Men Kutsal Alanını görmeden,
  • ♣ Yalvaç’ın kökboyalı kilimini, el işlemeli deri ürünlerini almadan,
  • ♣ Yenişarbademli Dedegül Dağı’na tırmanmadan, Melikler Yaylası’nda kamp yapmadan,
  • Dönmeyin[5]

 

Tarihsel Gelişim 

--------------

Yörenin yerleşme tarihi, paleolitik dönemle başlamaktadır. 1944 yılında Şevket Aziz Kansu döneminde yapılan incelemeler sonucunda Bozanönü Ovası'nın ortasında bulunan Kapıini Mağarası, üst paleolitik eserleri vermektedir. [6]Isparta’nın da içinde bulunduğu bölge Psidya adını alır. MÖ 2000’lerde Pisidya, Luvi ve Arzava devletlerine bağlıydı. Hititler bölgeyi kontrol altına almak istemiş ama Arzava ülkesi üzerinde kesin bir egemenlik kuramamışlardır. [7] MÖ 1200’lerde Balkanlardan gelen, Sırasıyla Frigler, İyonlar ve Lidyalılar Arzava varlığına son vermişler yöreye hâkim olmuşlardır.

Frigler, MÖ 8. yüzyıldan sonra, giderek güçlerini kaybetmiş ve MÖ 690’da bu topraklarda Lidya Devleti egemenliğini kurmuştur. Daha sonra Kimmer-Sapardailer sürekli akınlarla Lidyalıları oldukça zor durumda bırakmışlarsa da Isparta yöresinde uzun süreli bir yerleşik güç oluşturamamışlardır. Yöre, MÖ 546’da Perslerin egemenliğine girmiş ve MÖ334’e kadar onların egemenliği altında kalmıştır.

    Bu tarihten sonra yöreye Büyük İskender egemen olmuştur. Hellenistik dönemde Minassos (Minasın), dikkati çeken bir yerleşme olarak görülmektedir. MÖ 323’te Büyük İskender’in ölümü üzerine, Isparta, sırasıyla Bergama Krallığı’nın, Seleukoslar’ın, son olarak da MÖ 190’da Romalıların yönetiminde bulunmuştur. Roma egemenliği MS 395’e kadar sürmüştür. 395 yılında Bizans egemenliği başlamış, Selçukluların Batı Anadolu’da denetimi kesin olarak ellerine aldıkları 1204 yılına kadar devam etmiştir. Roma yönetiminde Isparta’nın önemli yerleşme merkezleri Bayat (Selvecia Sidera), Uluborlu (Apollonia), Yalvaç (Antiokheia), Sütçüler (Sağrak-Adada), Şarkikaraağaç (Neopolis) ve Gelendost (Debenae)’dur. Roma İmparatorluğunun MÖ 395 yılında ikiyle ayrılmasından sonra, Bizans İmparatorluğuna bağlanan Isparta, VII. ve IX.yy.’da yapılan idari taksimata göre bir eyalet halini alarak bir din merkezi niteliği taşımıştır. [8]

Ms. 774 yılında Abbasiler döneminde Arap ordusu Isparta’yı aldıysa da Bizanslılar şehri geri almıştır. İslam devletlerinin Anadolu’ya akınları 10. yy.’a kadar sürer. 8. yüzyıl başlarında kısa bir süre Abbasi yönetimine giren kentin adı, Arap kaynaklarında Sabart olarak geçmektedir.

 

Isparta Selçuklu Sultanı III. Kılıç Arslan zamanında, 1204 yılında Selçuklular tarafından fethedilir. Selçuklulardan günümüze intikal etmiş, en eski Selçuklu eseri olan Ulu Cami 1299 tarihini taşımaktadır. Isparta 1300 yılında Hamitoğulları Beyliği döneminde bakımlı, zengin çarşıları olan bir şehir haline gelir. Hamitoğlu Kemaleddin Hüseyin Bey, 1374 yılında yaptığı bir antlaşmayla, Isparta’yı Eğirdir, Karaağaç, Beyşehir, Seydişehir ve Yalvaç ile birlikte 80 bin altın karşılığında Osmanlı devletine vermiştir. Bu yeni sancağın yönetimi Kutlu Bey’e verilmiştir. Osmanlılarla Karamanoğulları arasında el değiştiren Hamitili, II. Murad döneminde kesin olarak Osmanlılara katılmıştır

 

XVII. yüzyılın başlarında görülen "Celali İsyanlarında Isparta büyük zarar görmüş ve Isparta-Akşehir çemberi bu ayaklanmaların sonunda, ekonomik yönden gerilemeye başlamıştır. Kuyucu Murad Paşa’nın asayişi düzene koyma ve Celali ayaklanmalarını bastırma hareketi, kısa bir süre sonra Isparta’nın tekrar eski haline kavuşmasına yol açmıştır.

    1877’deki idari yapılanmada Burdur’un ayrı bir sancak olarak ayrıldığı, Hamit Sancağı’nın Hamit Merkez Kaza, Eğirdir, Uluborlu, Karaağaç ve Yalvaç olmak üzere toplam 5 kazadan oluştuğu görülmektedir.

    Isparta, 1919-1923 arası Mütakere ve Milli Mücadele Dönemi’nde, işgal ve çatışmalardan fazla etkilenmemiştir.

 


 


 Resim alıntı: https://isparta.gov.tr/isparta_galeri_detay.aspx?aid=12


Osmanlı Selçuklu Tarihi Eserleri

 

Kutlubey (Ulu) Camii: İç cephelerde, özellikle örtü ve pandantif yüzeylerinde kalem işi süslemeler ile madalyonlar göze çarpar Subasman seviyesinde kare planlı olan kaide, köşelerde pahlarla sekizgene dönüştürülmüş, daha sonra üst üste üç bilezikle sekizgenin çapı daraltılmıştır. Bileziklerle pabuç arasında kalan bu bölümde taş aralarında yer yer üç sıra tuğla hatıllar vardır. Bileziklerin alt seviyesinde akantus yaprakları bulunan devşirme friz parçası vardır. Sekizgen kaideden köşeleri pahlı bir pabuçla onaltıgen gövdeye geçiş sağlanmıştır. Gövdede biri pabuçtan sonra, diğeri şerefeye yakın bölümde birer silmeli taş bilezik yer alır. Şerefe altı mukarnaslı olup, korkuluklarda geometrik taş süslemeler vardır. Petek üstünde yükselen külah kurşun kaplamalıdır.

 

Abdi Paşa Camii (Kavaklı Camii-Peygamber Camii): Kaymakkapı meydanı yakınında Çinili Camii olarak da bilinen yapının kitabesine göre H. 1196-97/M. 1782-83 yıllarında inşa edilmiştir. Caminin inşa edildiği sahada bulunan harap durumdaki “Kadı Mescidi” yıktırılarak yerine bu cami yapılmıştır. Kare planlı, ahşap tavanlı ve üstten kırma çatıyla örtülü caminin kuzeyinde son cemaat yeri kuzeybatı köşesinde bir minaresi vardır. Camii 1832, 1879, 1888, 1914 ve 1950 yıllarında onarım görmüştür.

 

Firdevs Paşa Camii (Mimar Sinan Camii): Üzüm pazarı civarında, Ispartanın en eski camileri arasında yeralan cami Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Isparta Valisi  Firdevs Paşa tarafından, 1561 yılında Mimar Sinan stilinde yaptırılmıştır.

 

Feyzullah Paşa Camisi: Atabey’in Müftü Mahallesinde, Ertokuş Medresesinin tam karşısında bulunur. Yapılış tarihi 1645-1648 yılları arasıdır. Caminin üstü eskiden toprak damla örtülüyken, zamanla harap olduğu için 1924 yılında yıkılarak yeniden bugünkü haliyle yapılmıştır.

 

Barla Çeşnigir Sinan Paşa Camii: Barla Kasabası Orta Mahallede bulunan caminin kapı üzerindeki kitabesinden H. 777 / M. 1376 tarihinde Çeşnigir Sinan Paşa tarafından yaptırıldığı yazmaktadır. Buna göre caminin Isparta ve civarının Osmanlı İdaresine geçmesinden altı yıl önce yapıldığı anlaşılmaktadır.

 

Uluborlu Alaaddin Camii(Ulu Camii): Eski kasabada yeralan cami Sultan Alaaddin Keykubat zamanında H. 629 / M.1231 II. Kılıç Arslan’ın torunu ve Tuğrul Şahın kızı tarafından yaptırılmıştır. H. 680 / M. 1281 yılında Bedrettin Ömer bin Emirülhaç tarafından Gıyaseddin Mes’ud II’nin saltanatı zamanında tamir edilmiştir. Caminin kuzey, doğu ve batıya açılan üç kapısı ve tek şerefeli olarak tuğladan yapılma bir minaresi vardır. Dört sütun üzerine oturtulmuş iki kubbesi, 35 penceresi ile 3 kapısı vardır. 1652 yılında yerli halktan Vahap Kadı tarafından ikinci tamiri yaptırılmıştır. 1909 yılında yanan cami, 1927 yılında yeniden elden geçirilmiştir.


Yalvaç Devlethan Camii, Yalvaç Yeni Camii:, Yalvaç Leblebiciler Camii:, Şarkikaraağaç Ulu Camii (Cami-i Kebir, Yılanlıoğlu Cami (Yılanlı), Küçük Gökçeli Kırık Minare Camii:, Atabey Sinan Camii (Kurşunlu Camii), Hızırbey Camii:, Hacı Abdi Camii (İplik Pazarı Camii), Ispartadaki diğer Selçuklu ve Osmanlı camileridir.

 

 

Hanlar ve Kervansaraylar

Hanlar ve kervansaraylar, bilhassa Selçuklu devri eserleridir. Isparta il sınırları içinde bulunan kervansarayların tamamı Konya-Antalya yolu üzerindedir.


Eğirdir Hanı:

Klâsik Selçuklu hanları özelliğindedir.  İlçe merkezinin 3 km güneyinde, göl kıyısında yer alan yapı Anadolu Selçuklu kervansaraylarının en büyüklerindendir. Yapı avlu ve kapalı mekân olmak üzere iki bölümlüdür. Her iki bölüm de yıkılmıştır..

Eğirdir Hanı, 1237 yılında II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılmıştır. 1237 yılında yaptırılan han 64 yıl gibi kısa bir süre sonra bir yangınla işlevini yitirmiştir

 

Gelendost Hanı (Kudret Hanı): Eğirdir Gölünün doğu tarafında, Yeşilköy mevkiîndedir. Selçuklu kervansaray planına uygun olarak inşa edilmiştir. Diğer Selçuklu hanları kadar itinalı olmayıp, duvarları kaba bir işçilik göstermektedir. Yıkık portalden içeriye girildiğinde simetrik olarak avluya açılan tonozlu oda, daha ileride iki tarafında dörder revak ile avlu uzanmaktadır. Kitabeye göre han, M. 1233 yılında Mubarezettin Ertokuş tarafından yaptırılmıştır.

 



Isparta Panoramik.

ANTİK KENTLER VE MÜZELER

 

Antiocheia Kenti Isparta Yalvaç

Isparta,Yalvaç ilçesi1 Km. kuzeyinde ve Sultan dağlarının güney yamaçları boyunca kurulmuş, Pisidia bölgesinin başkentidir. Antiocheia'da Apollonia gibi bir Seleukos kolonisidir. Antiocheia'yı oluşturan tarihi yapılardan surların tamamı 3000 metre civarındadır. Seleukos soyundan Antiocheia tarafından (M.Ö. 281-261) yıllarında kurulmuştur. Kente kurucunun adına izafeten 'antiocheia' adı verilmiştir. Augustus Antiocheia'ya Roma' dan 3 bin Romalıyı getirterek yerleştirmiş, Yedi mahalle ismini bu kente vermiş ve ayrıca yaptığı işlerle ilgili 'res gestae' bir latince metinde bu kente ithaf edilmiştir.[9] Bu nedenle antik Roma kenti ile Antiocheia kardeş bir şehir olarak tarihte önemli bir yere sahip olmuştur.[10] Kent iki ana meydandan (Augustus ve Tiberius) oluşmaktadır. Bu meydanlar şehrin doğusunda ve odak merkezinde bulunmaktadır.( Geniş bilgi için tıklayın Antiocheia Kenti Isparta Yalvaç )

 

 

Isparta Müzesi

Isparta Müzesi’nde 2008 yılı sonu itibarıyla 2953 adet arkeolojik, 2352 adet etnografik, 12671 adet sikke olmak üzere toplam 17976 adet eser bulunmaktadır.  Isparta Müzesi’nin sergi salonları, ‘Arkeoloji’, ‘Hazine’, ‘Etnografya’ ve ‘Halı’ olmak üzere 4 ana seksiyona ayrılmıştır.  Ayrıca; Arkeoloji Salonu’na geçiş kısmında, 19. yüzyıla ait Hamamcı Evi’nin kurtarılabilen malzemeleriyle ‘Isparta Evi’ düzenlemesi yapılmıştır.

Müzede Göndürle (Harmanören) kazı buluntuları,  Eurymedon heykeli, Perge Antik Kenti’nden heykeltıraşlık eserleri, mezar steli ,18. Yüzyıla ait ikonalar kapı ve çan Hellenistik ve Roma Dönemi seramik eserler Psidya şehirleri, Roma, Bizans, Venedik, Abbasi, Sasani, Büveyhoğulları, Selçuklu, Memluk, İlhanlı, Timurlu veOsmanlılar’a ait sikkeler, 374 adet altın sikkenin bulunduğu ‘Eğirdir Definesi’ ve 468 adet gümüş sikkeye sahip ‘Karaağaç Mahallesi Definesi’ ile M.S. 1. ve 3. yüzyıla ait cam eserler; altın, gümüş, cam takılar; bronz ve gümüş aynalarsparta halılarının yanı sıra, eski halı merkezlerinde dokunan halıların en seçkin örnekleri de sergilenmektedir. Uşak, Gördes, Çanakkale, Bergama, Antalya (Döşemealtı), Nevşehir, Kırşehir, Kayseri, Doğu Anadolu ve Konya yörelerine ait halılar sergilenmektedir.  [11]

 

 

Yalvaç Müzesi

Müze, 16 Temmuz 2000 yılında halkın hizmetine sunulmuştur. Bugün Göller Bölgesinde gerek eser zenginliği gerekse ziyaretçi açısından en eski,en büyük Müze olma özelliğini korumaktadır.

 

 

Uluborlu Müzesi

Alaaddin Keykubat Halk Kütüphanesi’nin içinde bulunduğu Kültür Sarayı Binasının birinci ve zemin katında bulunan müze, Isparta Müze Müdürlüğü’ne bağlıdır ve açılışı 23 Haziran 2007 tarihinde yapılmıştır.

      Her katı 108 m² olmak üzere, iki katlı iç teşhiri ve binanın batı kısmındaki bahçede açık teşhiri mevcuttur. Müzede; Isparta Müzesi Etnografya Depolarından seçilen, 144 adet envanterlik, 4 adet etütlük Etnografik eser, ilçe merkezinden toplanan 24 adet envanterlik Arkeolojik eser ve 11 adet envanterlik etnografik İslami Mezar Steli sergilenmektedir.

 

 


Doğal Değerler  ve Güzellikler

--------------

 

 Akarsular

 

    Suları Eğirdir Gölü’ne dökülen, Senirkent Ovası’nın ortasında akan Pupa Çayı, Sultan Dağları’ndan doğan ve Kumdanlı Ovası’nın içinden akan Köydere (Hoyran), yine kaynaklarını Sultan Dağları’ndan alan Yalvaç üzerinden Gelendost Ovası’nı geçen Özdere, Eğirdir Gölü’nü güneyden besleyen Kocadere en önemli akarsulardır.

 

 

Resim Alıntı: https://www.google.com.tr/imgres?imgurl=https://bagev.com/Static/Documents/


Göller

 

    Isparta’da bulunan en önemli göller, Eğirdir, Kovada ve Gölcük Gölleri’dir. Ayrıca Burdur ve Beyşehir Gölleri, bir kısımda Isparta il sınırları içine girmektedir. Isparta III. zamandaki kıvrımlarla yükselmiş, daha sonra volkanik ve tektonik hareketlerle yeni şekillenmeler kazanmıştır. Böylece topraklarında sayısız tektonik çukurlar oluşmuş, çukurların su ile dolmasıyla göller ortaya çıkmıştır. Taşeli ve Tekeli platolarını sınırlayan dağların içinde kalan bu bölgede, çok sayıda tektonik göl oluşması nedeniyle, Göller Bölgesi adı verilmektedir.

 

 

a) Eğirdir Gölü:

 

Eğirdir Gölü, Isparta ili sınırları içinde yer alan, Türkiye’nin ikinci en büyük tatlı su kaynağı olan  ve Göller Bölgesi’nin doğal zenginliklerinin başında gelen bir gölümüzdür. Tektonik bir göl olan Eğirdir Gölü, 468 km² [12] yüzölçümü ile Türkiye’nin 4. büyük gölüdür. Deniz seviyesinden yaklaşık 917 metre yükseklikte bulunan gölünün ortalama  derinliği 14 metre, en derin noktası ise 16,5 metre civarındadır. Kuzey–güney uzunluğu 50 km olan gölün, doğu–batı genişliği 3–15 km arasında değişmektedir. Gölün kuzey tarafına doğru Hoyran Boğazı'yla ayrılan ve daha küçük bir alanı kaplayan bölümüne Hoyran Gölü, güneyde kalan büyük bölüme ise Eğirdir Gölü denilmektedir. Genelde camgöbeği renginde olan göl; bazı gün ve saatlerde değişik renklere büründüğü için halk arasında yedi renkli olarak anılmaktadır. [13]

Göl suları bulanmaz. Göl kuzeyden güneye uzanmakta ve yeraltı su kaynakları ile beslenmektedir. Suyu tatlı, çevresi ormanlıktır. Göl kaynak sularından başka, civardaki pınarlarla da beslenmektedir. Bunların başlıcaları, Gençali’nin yanından çıkan ve hemen göle giren Kanlı Palamut Pınar, bunun hemen güneyindeki ve daha bol suyu olan Karaot Avlığı Pınarı, Tırtar altından çıkan Koca Pınar ve Havutlu Pınarı’dır.

Tarımsal sulamada yoğun olarak kullanılan gölün çevresinde yaygın meyve tarımı, özellikle elmacılık yapılır. %5’lik payıyla dünyada Çin, ABD ve Fransa’dan sonra dördüncü büyük elma üreticisi olan ülkemizde elma üretiminin %20’si olan 500.000 tonluk üretim Isparta ilinde gerçekleştirilir. Göl kıyısında bulunan 25 yerleşim yerinde yaklaşık 300 balıkçı gölde balıkçılık yapar.[14]

 Eğirdir Gölü’nün Kuzeyde kalan küçük göl kesimine Hoyran Gölü, güneyde kalan kesimine ise Eğirdir Gölü denir. Her iki göl Hoyran Boğazı ile birbirine bağlanır. Gölde, Eğirdir ilçesinin üzerinde bulunduğu yarım adanın bir uzantısı gibi küçük iki ada vardır. Biri Can Ada, diğeri Yeşilada (Nis)’dır. Yeşil ada üzerinde 100 kadar ev bulunmaktadır. Son yıllarda göl sularının azalmasından yararlanılarak bu adalar birbirine ve Eğirdir’e bağlanmış bulunmaktadırlar. Gölde balık çoktur. En iyi cinsleri çapak, siraz, çiçek, levrek ve sudaktır. Gölde balıkçılığı daha ziyade Yeşilada sakinleri yapmaktadır.
Eğridir gölü doğal güzelliklerinin yanısıra diğer pek çok doğal zenginliğe de sahiptir. Ülkemizin dördüncü büyük gölü olmasının yanısıra kuş türleri etrafındaki sulak alanları ve muhteşem görüntüleri ile  ülkemizi ve Isparta için çok büyük önem arzeder. Türkiye’de uluslararası öneme sahip 135 sulak alandan biri olan Eğirdir Gölü küçük karabatak, macar ördeği, elmabaş patka, tepeli patka ve sakarmeke gibi su kuşlarına ev sahipliği yapmaktadır. Göl, Önemli Kuş Alanı, İçme ve Kullanma Suyu Koruma Sahası ve Doğal Sit Alanı koruma statülerine sahip oldukça önemli bir gölümüzdür. 2009 yılı Kış Ortası Sukuşu sayımlarına göre Eğirdir Gölü, 122 bin sukuşu ile ülkemizde Kızılırmak Deltası’ndan sonra ikinci en fazla sukuşu barındıran sulak alan olarak tescil edilmiştir.

( Yazının devamı için Tıklayın Eğirdir Gölü ve Doğal Güzellikleri )

 

 

b) Kovada Gölü:

Eğirdir’in  güneyinde 25 km. uzaklıkta bulunan Gölün uzunluğu: 9 km. genişliği ise 2-3 km. kadardır. Gölün rakımı 900 metre ve derinliği ise 6-7 metredir. Milli park  yüzlerce çeşitli ağaç ve bitki örtüsü ile  kaplı koylarda kuş seslerini ve manzaraya doyum olmayan sakin ve asude bir dinlenme yeridir. Bereketli  toprakları sulayan hiç durmadan akan yer altı suları vardır.

Eğirdir Gölü’nün regülatöründen çıkan su fazlası, bir kanal aracılığı ile Kovada Gölü’ne dökülmektedir. Göl karstik çöküntülerden meydana gelmiştir. Yaklaşık  40 km2. yüzölçümü olan bu gölün manzarası çok  güzeldir. Çeşitli ağaç  ve bitki türleri olan muazzam ormanlarla çevirilidir. Bu özelliklerinden dolayı “Milli Park” olarak ilan edilmiştir.[15]

Kovada Gölü eskiden, şimdiki durumundan on kat daha küçüktü. Sonraları Eğirdir Gölü’nün fazla suları göle akıtılmış ve bugünkü durumunu almıştır. Gölün genişliği 9 km’yi ve çevresi de 20.6 km’yi bulmuştur. Batı yöresinin dışında gölün çevresi genellikle sazlık ve kamışlıktır. Suyu tatlı olup, bulanmaz. Bu nedenle gölde bol balık yaşar. Yerli balık türleri içinde en önemlisi sazandır. Ayrıca tatlı su yengeci, su böceği ve midyede bulunmaktadır.

Kovada Gölü’ nün suları, Kırıntı Köyü yakınlarındaki sırttan, Kuru Dere Vadisi’ne akıtılmaktadır. Akıtma sonucu ortaya çıkan düşüşten, elektrik enerjisi üretilmektedir. Kovada Gölünün doğal görünümü çok güzeldir. Çevresinde çok zengin olan bitki örtüsü içinde, yabani ördekler ve diğer av hayvanları yaşamaktadır.

 

 

c) Gölcük:

 

Gölcük, Isparta’nın 5 km güneybatısında çukurunun su ile dolmasından oluşmuş bir krater gölüdür. Gölcük, 1.5 km çapında bir daire biçiminde olup, gölün ortasına doğru derinliği 32 metreyi bulmaktadır.  Gölcük genelde yağmur suları ve dipten kaynayan kaynaklarla beslenmektedir. Son yıllarda gölün suları azalmaya başlamıştır. Gölün suları tatlıdır

 

 Gölde az da olsa balık vardır. Gölün kenarından en çok 3 veya 5 m açılınca, suyun birden derinleştiği görülür. Gölcük çevresi DSİ’nce tamamen ağaçlandırılmıştır. Gölcük ve civarı özellikle Isparta merkez ilçe halkı tarafından mesire yeri olarak kullanılmaktadır.

 

d) Kara Göl:

 

Isparta’nın en yüksek dağı olan 2.998 m yükseltili Dedegöl Dağları’nın 2335 m dorukları arasında 2.500 m2 büyüklüğünde bir buzul gölüdür.

 

 

e) Beyşehir Gölü:

 

Batı Toroslar’ın doğu kesiminde kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu Anamas Dağları’nın doğusunda yine aynı şekilde uzanan Beyşehir Gölü tektonik kökenli bir çukurluğun sularla dolması sonucu oluşmuştur. 656 km2 alanı ile Türkiye’nin üçüncü büyük gölüdür. Uzunluğu 45 km, genişliği ise 13-25 km arasında değişmektedir. Gölün suları bir gidegen vasıtasıyla kısmen Suğla Gölü’ne geçer.

    Diğer göllerde olduğu gibi, Beyşehir Gölü’nden de tarım alanlarının sulanması için faydalanılmaktadır. Eğirdir, Kovada, Beyşehir Gölleri aynı zamanda önemli balıkçılık alanlarıdır. Buralardan kontrollü bir şekilde avlanma yapılmaktadır.

 

 

 

Baraj Gölleri ve Göletler

Isparta ve yöresinde çok sayıda baraj ve gölet bulunmaktadır.

Yalvaç Barajı: Yalvaç ilçesi Sücüllü kasabasının kuzeyinde Sücüllü (Kuruçay) çayı üzerine 1973 yılında kurulan baraj, sulama amacıyla inşa edilmiştir.

Sorgun Barajı: Sorgun Barajı Aksu ilçe merkezinin kuzeyinde bulunmaktadır. 13,80 m3 hacim ve 91 ha alana sahip olan baraj, Sorgun Deresi üzerinde kurulmuştur.

Karacaören Barajı: Aksu ırmağı üzerinde 1989 yılında inşası tamamlanan baraj, sulama, taşkın önleme ve enerji üretimi amacıyla kurulmuştur.

 



 

ISPARTA TABİAT PAKLARI

 

KIZILDAĞ MİLLİ PARKI

Kızıldağ Millî Parkı, Isparta'nın Şarkîkaraağaç ilçesi sınırları içerisinde yer alır. Isparta merkeze 120, Şarkîkaraağaç ilçesine ise 5 km uzaklıktadır. Millî park sâhası içerisinde konaklama ve piknik yapma amaçlı hazırlanmış yerler mevcuttur.  Yamaçlardaki karaçam, ardıç ormanları, sedir, toros göknarı, titrek kavak, ardıç, meşelerden oluşan saf veya karışık ormanlar, 2987 m. yükseklikle Dedegül Dağı ve 10 ay eksik olmayan kar örtüsü, bu dağın kuzey-doğusunda 15 Km. den fazla uzunluğu olduğu tahmin edilen Pınargözü Mağarası ve buradan çıkan Çaydere akarsuyu, Bu dağda bulunan Karagöl Gölü, adalarda bulunan Kudabadat Sarayı, Kız Kulesi ve Kilise adası belli başlı doğal ve kültürel kaynaklarıdır. [16]

 

GÖLCÜK TABİAT PARKI

Sınırları içerisinde yerleşim alanı bulunmamakla birlikte, Yakaören, Gelincik, Darıderesi köyleri ile merkez ilçenin tarlalarının bir kısmı tabiat parkı sınırları içerisinde kalmaktadır. . Dumlupınar Üniversitesince yapılan bir çalışmaya göre sahada; 47 familya ve 136 cinse bağlı toplam 227 tür tespit edilmiş ve bunların 64 türü endemiktir. Orman örtüsü eşsiz bir peyzaj meydana getirmektedir. İl merkezine 12 Km. Burdur İl merkezine 25 Km. dir

 


GELİNCİK DAĞI TABİAT PARKI

1100-2900 rakımlar arasında yer alır ve sahada sedir-karaçam ormanları bulunmaktadır. Münferit olarak da ardıç ağaçları bulunmaktadır. Biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir floraya sahip olan Gelincik Dağında da bol miktarda soğanlı, tıbbi ve aromatik özelliklere sahip bitkiler bulunmaktadır. Sahada 127 çeşit endemik takson tespiti yapılmıştır.

Ulaşım: Saha Eğirdir-Barla yolu üzerinden Isparta şehir merkezine 70 Km mesafededir.

 

 

Davraz Kayak Merkezi

Davraz Dağı, 2635 m zirve yüksekliği ile, Akdeniz Bölgesi’nin Göller Yöresi’nde, Eğirdir ve Kovada Gölleri arasında yükselen ve Isparta Ovası’nı kuşatan dağ kütlelerinden biridir.

Davraz Dağı-Karlıyayla Kış Sporları Turizm Merkezi, Isparta il merkezinin 26 km güneydoğusunda bulunur. 17.02.1995 tarihinde Turizm Merkezi olarak ilan edilmiştir. En yakın yerleşim yeri olan Çobanisa Köyü’ne 8 km uzaklıktadır. Kayak Merkezi, Kulovası Yaylasında Davraz Dağı’nın kuzey yamacında yer alır. Kayak Merkezinin alanı, tek önemli akarsuyu Ardıçdibi Deresi’dir. Hâkim bitki örtüsünü, çam, ardıç, sedir ve otsu bitkiler oluşturur. Kayak Merkezinde Eğirdir Gölü’nün harika manzarası eşliğinde kayak yapılabilir. Davraz’ın pistleri, amatör veya profesyonel tüm kayakçılara kuzey disiplini, alp disiplini, tur kayağı ve snowboard yapma imkanı sunmaktadır. 

 

Kayak Merkezinde toplam 12 pist vardır. 12 Pistin toplam uzunluğu 23.500 m.dir.[17]

 

ISPARTA DA GÜL VE GÜLYAĞI ÜRETİMİ

   
 Isparta da gülcülüğü en çok 150 yılı bile geçmeyen bir tarihe sahiptir.    Gülcülüğü Isparta'ya, Yalvaç ilçesinden gelip Isparta'ya yerleşen Meydanbeyoğlu, Mehmet İzzet'in oğlu İsmail Efendi getirmiştir. İsmail Efendi, onlarca döneüm alana gül ekmiş, hasat sonrasında güllerden gül yağı gül suyu çıkarmaya başlamış, bu ürünlerini sattıktan sonra etrafındakilere de bu işleri öğretmiştir.

 

“Üretmeyi başardığı katkısız arı "Gülyağı" ve "Gül Suları" nı değerince sattı; eline parasını aldı. İlk iş olarak her doğru, dürüst, namuslu... İnsanın yaptığı gibi borçlarını ödedi. Yeni bir ev yaptırdı. Evini de o günün gelenek, görenek, töresine göre dayadı, döşedi. Daha elinde pek çok parası kalmıştı. Bunu da çarçur etmedi; otuz dönüm gül bahçesini 50, 75, 100... dönüme çıkarmak, yaptığı gülcülüğü daha da büyütmek, genişletmek işinde kullandı. “ [18]

 

“Gülcü İsmail Efendi, Gül dikecek olanlara yardımcı oldu. Karık nasıl açılır gösterdi. Fidan dikiminde başlarında bulundu... Bir kaç yıl içinde de her yere gül dikilmiş, Isparta Kenti de Gül Bahçelerinin içinde kalmış oldu. Isparta bundan sonra gül üretmesiyle tanındı, gülcü oluşuyla da anıldı.”  [19]

 

Müftüzade İsmail Efendi tarafından imbik adı verilen basit ve ilkel kazanlarda üretilmeye başlanan gülyağı uzun yıllar yaygınlaşarak, bu metotla üretilmeye devam edilmiştir. Bugün sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da en önemli yağ gülü üretim merkezi konumuna yükselen Isparta ve çevresinde, sanayi tipi gül yağına geçilmesi ilk gül yağı fabrikasının 30 Eylül 1935 tarihinde açılması ile olmuştur.[20]

 

 Köy tipi gülyağı üretimi; Atatürk’ün Isparta’ya gelişinde verdiği talimat uyarınca, “İktisat Vekâleti” tarafından modern gülyağı fabrikasının 1935 yılında kurulması sonucu yerini büyük ölçüde sanayi tipi gülyağı üretimine bırakmaya başlamıştır.[21]      

Gülbirlik’in 1958 yılında kurduğu İslamköy Gülyağı Fabrikası, 1976 yılında kurduğu diğer gülyağı tesisleri ile Türk gülcülüğü ve gülyağı üretimi şekil değiştirmiştir.[22] İlde Gülbirlik’e ve özel kuruluşlara ait, 5 adedi büyük olmak üzere toplam 15 adet gül yağı fabrikası bulunmaktadır.

 

Isparta’da üretilen gülleri işlemek üzere kurulmuş 18 tane firma vardır. 2009 yılı verilerine göre bu firmalarda toplam çalışan sayısı 227, ciroları 27.788.762 TL ve toplam ihracatları 12.687.515 $’dır.[23]   

https://isparta.gov.tr/isparta_galeri_detay.aspx?aid=8

https://isparta.gov.tr/isparta_galeri_detay.aspx?aid=8

ISPARTA'DA HALICILIK

 

Isparta halıcılığının belli başlı merkezleri Burdur (Bucak), Konya (Beyşehir, Karaman, Akşehir, Karapınar) Afyon (Dinar, Sandıklı, Dazkırı, Başmakçı) ve Denizli (Acıpayam, Tavas)dir.

Isparta halı desenlerine Serpme güllü, Dönümlü, Köşe Göbek, Naklemeli, Başgöbek, Düz gibi adlar verilmektedir. Ayrıca; Gülistan, Kompozisyon, Osmanlı, Goblen, Çin, Üzümlü, gibi çeşitli adları da vardır.[24]

Isparta Halıcılık Bölge Müdürlüğünde; Isparta, Sümerkars, Türkmen, Ladik, Milas, Bergama ve diğer halılar, Sandıklı’da ince Isparta, Isparta, Türkmen halısı, Kula’da Kula, S.Kars, Milas, Kilim; Konya’da Ladik Halısı; Denizli’de Isparta, Milas, Türkmen Halısı, Kilim; Kayseri’de Bünyan; Çanakkale’de Yağcıbedir, Çanakkale Yuntdağı; Giresun’da İpek, Hereke; Karabük’te İpek, Hereke; Hereke’de İpek; Niksar’da Hereke; Yozgat’da ipek, Hereke halıları üretilmektedir.[25]

 


ISPARTA ELMASI

 

Türkiye'de üretilen elmanın yüzde 20'sini karşılayan Isparta, tescil ettirdiği  elmasıyla ülke çapında markalaşmayı hedeflemektedir. Piyasada 'Isparta elması' adıyla anılan yöre elmasının üretimi yılda 600 bin[26] tona ulaşmaktadır.  Isparta elması göl suyundan beslenmesi ve Türkiye'nin en iyi soğuk hava depolarında saklanmasından dolayı daha diğer illerde üretilen elmalardan daha lezzetlidir. 

 

 

ISPARTA MUTFAĞI

 

Isparta'nın meşhur nefis fırın kebabı, Tandır Kebabı-  Yoğurtlu Et-  Tas Kebabı-  Çömlek Kebabı-  Tirit- Banak-  Yumurta Mıhlaması-  Kapama\Bütünet-  Kabine- Keşkek- Balık Doldurması- Kapama (Papaz Yahnisi)- Balık Kurması belli başlı et yemekleridir. Pirinç Çorbası-  Top Tarhana-  Tutmaş- Oğmaş-  Toyga- Yayla-  Sülüklü Çorba-  İrmik Çorbası Isparta’ya özgü çorbalardır. Yalvaç Güllacını, Isparta Kabak Tatlısı ve helvası meşhurdur. Uzun Kabak- Şalgam Aşı- Yatırtma- Oturtma- Ispanak- ve Dolma türlü belli başlı sebze yemekleridir.

 

 

 

 

KAYNAKÇA:

 



  • [1]TÜİK)  Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Veritabanı | erişimtarihi = 29 Temmuz 2011 Türkiye İstatistik Kurumu 
  • [2]https://tr.wikipedia.org/wiki/Isparta
  • [3] https://www.ispartakulturturizm.gov.tr/belge/1-33628/eski2yeni.html
  • [4] https://www.ispartakulturturizm.gov.tr/belge/1-33628/eski2yeni.html
  • [5] https://www.ispartakulturturizm.gov.tr/belge/1-33645/yapmadan-donme.html
  • [6] https://tr.wikipedia.org/wiki/Isparta
  • [7] https://www.ispartakulturturizm.gov.tr/belge/1-33628/eski2yeni.html
  • [8] https://www.ispartakulturturizm.gov.tr/belge/1-33628/eski2yeni.html
  • [9] https://isparta.gov.tr/isparta.aspx?rid=53
  • [10] https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/forummesaj/258-antiocheia_kenti_isparta__yalvac.html
  • [11] https://isparta.gov.tr/isparta.aspx?rid=51
  • [12] https://www.cografya.gen.tr/tr/isparta/fiziki.html
  • [13] https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/KonuDuzenle.aspx?id=274
  • [14] https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/KonuDuzenle.aspx?id=274
  • [15] https://www.edebiyadvesanatakademisi.com/KonuDuzenle.aspx?id=274
  • [16] https://isparta.gov.tr/isparta.aspx?rid=58
  • [17] https://isparta.gov.tr/isparta.aspx?rid=36
  • [18] https://www.ispartaya.com/isparta/gulyagi/gul.htm
  • [19] https://www.ispartaya.com/isparta/gulyagi/gul.htm
  • [20] https://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=111774
  • [21] https://isparta.gov.tr/isparta.aspx?rid=39
  • [22] https://www.gulbirlik.com/gul-hakkinda.asp.htm
  • [23] https://isparta.gov.tr/isparta.aspx?rid=39
  • [24] https://isparta.gov.tr/isparta.aspx?rid=40
  • [25] https://isparta.gov.tr/isparta.aspx?rid=40
  • [26] https://isparta.gov.tr/isparta.aspx?rid=41

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar