İstifham Nedir İstifham Sanatı

30.08.2017

 
 

 İstifham Nedir İstifham Soru Sanatı

Osmanlıca yazılışı istifham ;  استفهام

Arapça yazılışı; istifhâm : اِسْتِفْهَامْ

İstifham kelimesinin Osmanlıca sözlülerdeki anlamları : “  Anlamaya çalışmak, soru sormak, soru, sual sorup cevabı anlamak, anlamak için sormak” şekillerindedir.  İstifham sanatı edebiyatta söz sanatlarında kullanılan bir terim olarak da kullanılır.[1] Söz sanatı olarak istifham,  cevap almak amacı için değil anlamı kuvvetlendirip pekiştirmek, dikkati çekmek, hisleri kuvvetlendirmek için soru şeklinde söylemek sanatıdır.

Edebiyatta ifadeye dikkat çekmek ve anlatımı güçlendirmek için cevabın gelmesini amaçlamaksızın ve cevabın gelmesini ummaksızın soru sormak sanatıdır. Maksat cevabı öğrenmek değil soru yoluyla, sevgi, hayret, kin, şefkat ve nefret gibi duyguları soru sorarmış gibi net şekilde ifade etmektir.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ    M. Akif Ersoy

Örneğin  “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ”  dizesinde bir soru sorulmuş, cevap beklenmemiş ama soru yoluyla ifade çok şiddetli anlatılmıştır.

İstifham sanatında hayret, şaşkınlık,  sevinç, acz, teessür, şefkat,  kin, kıskançlık, hayret, ümitsizlik ve nefret gibi duygular soru yoluyla pekiştirilir. Böylece soru yoluyla anlam güçlendirilmek istenir.  İstifham sanatında soru halinde verilen pekiştirilmiş ifadenin amacı muhataptan bir yanıt almak değil, muhatabın anlama dikkatini çekmektir.  

İstifham sanatı hayret, şaşkınlık,  sevinç, nefret gibi duyguları soru şeklinde ortaya koymak söze çekicilik ve çarpıcılık kazandırır. Bu söz sanatındaki soru kavramı yukarıda işaret edilen çeşitli duyguları ortaya koymak maksadı ile oluştuğundan soru ibareleri sıradan soru cümlelerinden farklı ve özellikli hale gelmektedir.

Bana kara diyen dilber
Gözlerin kara değil mi ?  Karacoğlan

Sana kimisi canım kimi cananım deyu soyler
Nesin sen doğru soyle can mısın canan mısın kâfir?  Nedîm

Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!.. Yahya Kemal Beyatlı


İstifham sanatı genellikle Türkçedeki soru eki mi- mi ile bazen de soru bildiren edatlar ve kelimelerle yapılır.

Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı ?
Felekler yandı âhımdan muradım şem'i yanmaz mı?  Fuzuli

 
Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın?”

Söyle nedir bu edalar bu işve bu naz ?
Geçer ay kız bu gözellik sene de kalmaz.

Kim söylemiş beni
Süheyla’ya vurulmuşum diye?
Kim görmüş ama kim,
Eleni’yi öptüğümü,     (Orhan Veli)

Mest-i nâzım kim büyüttü böyle bî-pervâ seni
Kim yetiştirdi bu gûnâ servden bâlâ seni


Bir elinde gül bir elde câm geldin sâkiyâ
Hangisin alsam gülü yûhut ki câmı yâ seni ?  Nedim


Hani o, bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda busemi
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?  Orhan Seyfi Orhon
 
Tecâhüli-i ârif – bilmezlikten gelme - sanatı çok defa istifhâm – soru sanatı gibi kurulur.  Fakat tecahül-ü arifte soru sormaktan ziyade cevabı bilinen bir konu cevabı bilinmiyormuş gibi davranılarak sorulur. İstifham sanatında sorulan soru anlamı pekiştirmek tecahül-ü arifte ise bilmezden geliyormuş gibi davranmak amaçtır.

“Bazan Farsça'nın etkisiyle veya Azeri lehçesinde olduğu gibi soru edatı yahut soru eki olmadan da soru sorulabilir”: [2] Bu tip dize veya cümlelerde soru eki ve edatı olmadan soru kavramı ortaya çıkmaktadır.

Âb-gundur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Ya muhit olmuş gözümden günbed-i devvâre su    Fuzûlî

KAYNAKÇA 

[1] https://www.luggat.com/istifham/1/1
[2] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri, Sözlüğü,  s. 254

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar