Kabe içinde.
Buraya toplanmış, dört milyon insan.
Şaşırıp da kaldım, Kâbe içinde.
Benzemez tenleri, hep ayrı desen.
Çeşit çeşit gül'düm, Kâbe içinde.
Göründü Beytullah, nurlu kafeste
Milyonlar dönüyor huşu-heveste,
Diller "Lebbeyk " diyor aynı nefeste
Zikire bulandım, Kâbe içinde.
Bu ne güzel iman, yakar kavurur,
Diller susmaz bir an, amin savurur.
Yetmiş iki millet, divana durur,
Şükür…Namaz kıldım Kâbe içinde.
Ne duyar ne söyler, ses vermez dili,
Yok olup erimiş, ayağı eli,
Varı, yoğu gözden, damlayan seli.
Bir ben kuru kaldım, Kâbe içinde.
Görki nasıl geldi yaşlısı genci,
Set çeker imama, polis öğrenci,
Rab, der..Sadakaya doyar dilenci.
Bir acaip hal'dim, Kâbe içinde.
İstemez bir lokma dünya aşını,
Eksiltmez, akıtır gözde yaşını,
Bir yüz sürer, öper Kâbe taşını,
Ciğerimi deldim, Kâbe içinde.
Yüz bin etmek için tek bir rekatı
Bırakmaz namazı, yükseltir katı.
Sabah akşam demez verir zekatı
Ben kendimi buldum, Kâbe içinde.
Nur çökse semaya belirse gökte,
Aldırmaz güneşe hala ayakta,
Bir çocuk elinde,biri kucakta,
Ben biçare kuldum, Kâbe içinde.
Dileyenin, olmaz düşü oluyor.
Milyonlarca insan namaz kılıyor.
Her vakitte en az biri ölüyor,
Her ölenle öldüm, Kâbe içinde.
Sefa ile Merve sel olmuş taşar.
Hacılar kol kola hervele koşar.
(Hz) Hacer' in düşünü bire bir yaşar.
Görüp şükre daldım Kâbe içinde.
Dolaşıp meydanda boş laflar eden
Birisi demesin, bu heves neden.
Doyamaz oraya, bir daha giden.
Açlığımı bildim, Kâbe içinde.
Dünya dedikleri süslü bir kafes.
Döndükçe kaplıyor insanı heves,
Boşaymış verip aldığımız nefes
Saçlarımı yoldum, Kâbe içinde.
zekeriya duman