KAÇ DEMEDİM Mİ ?

04.08.2018
KAÇ DEMEDİM Mİ?

Baltam,bileği taşı çıkrığının yakınında parlayıp duruyordu.Akşamdan baltaları keskinleştirmiştik. Babamla Vehbi amca taşa su dökme işini bana yaptırmışlardı.Babam çıkrığı çeviriken, Vehbi amca baltaları taşa tutmuştu.Bileği taşından akan sular evin meyilli avlusundan aşağı doğru ıslak bir iz bırakmıştı.Ben baltanın parlayan yüzüne bakarken elma ağacına tünemiş olan serçeler inanılmaz güzellikte bir koro oluşturmuşlardı.İki basamakla çıkılan, evin dış kapısıyla bitişik olan çıkıntıda; ibrikten akıttığım suyla yüzümü yıkarken,tahtaların arasından aşağı dökülen suyun çıkardığı sesle kuşlar aniden sustular.Herhalde beni zararsız gördüler ki koro kaldıği yerden devam etti.Kuşlardaki bu şölen her gün güneş yükselene kadar sürerdi.
Tekrar eve girdiğimde un kalburunun üzerinde ki sinide iki boş tas gördüm.Annem birisine sıcak kuru fasülye yemeği koydu.Diğerine büyük bir kavanozdan kuşburnu reçeli dökerken ," geçen hafta paranızın hepsini vermedi bu ,adı Hüseyin'mi neyse, pek güvenilir değil hehalde " diyerek bana dikkatli ol demek istiyordu.Aynı anda içerdeki sinekleri, açtığı pencereden dışarı kovalıyordu.Ben cevap vermeden divana serili pantolonumu giydim.Ekmek çıkınımı aldım.Dışarı çıkarken " kümesin kapısını açta hayvanlar çıksın " diye seslendi.
Necmettin'le buluşacaktım.Beraber çalışıyorduk.Müteahhittimiz Hüseyin'e ;keseceğimiz odunları siterler halinde hazırlayacaktık, o da ücretini ona göre ödeyecekti.Geçen hafta paramızın yarısını Erbaa'da ödemişti.Yarısınıda ormana geldiğinde verecekti ,fakat kaç gündür ormana geldiği yoktu.Devlet ;ekonomik ömrünü tamamladı gözüyle baktığı gürgen ve pelitten oluşan ormanı, ileride çam dikmek amacıyla tamamen tıraşlama kararı almıştı.Tıraşlama işini damgalanmış sayılı ağaçlara göre Müteahhitler yürütüyorlardı. Bunlardan güçlü olanların kendi kamyonları vardı ,paraları vardı.Müteahhit Hüseyin 'de bu mütahhitlerden iş alan birisiydi.Zengin olma arzusu ;onu ,bizim gibi çocukları çalıştırmaya itiyordu.Ormanın son bereketinden faydalanıp dahada zengin olmak isterken varını yoğunu kaybedenlerde vardı.Tonu'lu Mustafa denilen birisi arazisini satıp bir kamyon almıştı.Birde şoför tutmuştu.Mütahhitlerin verdiği ücret karşılığinda Erbaa'da ki orman deposuna odun taşıyordu.Önceleri cazip görünen bu çalışma; parasının tamamını alamaması ,kamyonun yıpranması,tamir parası bulamaması ,parasını ödeyemediği şoförünün işi bırakması gibi sebeplerden hüsranla bitmişti. Bu üzüntüyle kâbus hayatı yaşamıştı.
Bizim köyden Lütfü amca da babasından miras kalan koyunları satıp bir kamyon almıştı.Kırmızı bir kamyondu.Giydigi kırmızı gömlek ,siyah ceket,arkası yuvarlak beyaz şapkasıyla tam anlamıyla bir uyum sağlamıştı.Uzun boyu ,iri cüssesi ile sanki o kamyon için yaratılmış gibiydi.Bir
de güreşçi olması köylülerin hoşuna giden bir özelliğiydi .Tek kolu kapının dışında iken öbür kolla kamyonu sürmesi ona yakışıyordu.Yolda gördüklerine bıyık altından gülümseyerek
selam verirken birde korna çalardı.Maddi kayıpları onu ilgilendirmiyor gibiydi. Erbaa'ya gidip gelişlerde arabasına binenlerden para almazdı,hatta benim gibi.öğrencilere para verdiğide olurdu.Her geçişte köydeki Dilsiz'in kahvesinde çay içerdi.Bir zamanlar orman için dövüştüğu Eksel'lilerin kahvelerine,arkasına bastığı ayakkabılarıyla inip,sırtına taktığı; kolları dışarda sallanan çeketi olduğu halde,elinde tesbihi tıkırdatarak uğradığı da olurdu.Eksel' lilerin; " çerkes çalımına bak " dediklerine kulak kabartır zevk alırdı.Mertti,sevilen birisiydi.Ama ne yazık ki o da başkaları gibi kamyonunun elinden çıkmasıyla hüsrana uğramıştı.
Ben,evden çıktıktan sonra fazla uzakta olmayan, Necmettin'in evine gittim.O da bekliyormuş.Çıkınını baltanın sapına bağlamıştı, bende öyle yaptım."Aydın, bu Hüseyin var ya, herhalde paramızı vermeyecek "derken yolun gerisine bakan Necmettin gibi bende ha bire geriye bakıyordum.Bir kamyon gelirse durdurup binecektik." inşallah Yılmaz'ın kamyonu gelmez" diyorduk içimizden.O sadece kendi işçilerini alırdı.Bu arada ben sağ elimi oda sol elini başına dayamış vaziyette karşı karşıya gelecek şekilde çayırlığa uzandık. Hemen kaşeninden (flört ettiği kız)bahsetmeye başladı." Aydın .......senin kaşenin olmak istiyor,geçenlerde benimkine söyledi" dediği ,benimde aklımdan geçen kızdan başkası değildi.O anda hem sevindim hem de yüzüm kızardı.
Köyün girişi tarafından bir korna sesi geldi.Bu Yalçın'ın kullandığı kamyonun korna sesiydi.İkimizde " oh be" dedik.Kısa bir süre sonra kamyon yanımızdaydı, biz dur demeden yanımıza yanaşıp korna çaldı.Ormandaki tozlu, virajlı yollardan geçtik.Sakarat denen mevkide arabadan indik.Ceketlerimizde biriken tozları birbirimizin sırtına vurarak temizledik.Kesim yerine vardığımızda güneş bayağı yükselmişti.
Geç kalmıştık hemen çalışmaya başlamalıydık.Necmettin hayatı ormanda geçen birisiydi.Tecrübeliydi .Belirlediği ağaca yanaştık.O önden ben arkadan kesecektik.Konumumuzu alıp kesmeye başladık.Baltayı her vurmamızda yonga parçaları düşüyordu.Yorulmuştuk.Dinlenirken, yakınımızdaki kaynak çukuruna abanıp su içtik.Tekrar çalışmaya başladığımız yaklaşık on dakika olmuştu ki ağaç kestiğimiz yerden gıcırdamaya başladı.Necmettin
'in hızla uzaklaştığını farketmedim .Arkamdan " Aydın kaç,Aydın kaç, kaç, kaaaçç" dediğini duydum.Bende kaçmak için hamlede bulundum.fakat geç kalmiştım.Ğıraaaç sesinin ardından ağacın sırtıma çarptığını hissettim.Ben bayılmıştım.Ağaç yıkıldığı taraftaki çukurdan dolayı yaylanıp zıplamış, beni ileri fırlatmıştı altına alsaydı ölümüm kaçınılmazdı.
Ben kendime geldiğimde Necmettin baş ucumda bekliyordu.Ayakkabbısına doldurup getirdiği suyla
yüzümü yıkıyordu.Ayıldığımı görünce sevindi" Aydın ben sana kaç demedim mi "dedi .Bende" dedin " dedim.

Aydın Çetinkaya
NOT:
Bu olay 1970 yıllarına raslamakta olup o yıllarda fide haliyle dikilen çamlar şimdi kocaman ağaçlar oldular.
Geçen yazın köyüm Kozlu' ya gittigimde Necmettin'le karşılaşmıştık.Her zamanki gibi ilk sözü; 'ben sana kaç dememiş miydim?"olmuştu.

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Aydın Çetinkaya

Aydın Çetinkaya

6 years ago

Yazımı ,günün yazısı olmaya lâyık gören ESA yönetimine teşekkür ederim.