Kadim Çalgımız Iklık

19.07.2023

 

Osmanlıca yazılışı Iklık  :  اقلغ

Iklığ sözcüğü, bir görüşe göre  “yay” anlamındaki “ık” sözcüğünden türemiştir. Konu hakkında en kapsamlı ve en doyurucu araştırmaları yapan Mehmet ŞİMŞEK’e göre “  Iklık isminin ‘‘ok, ık’’ isimlerinden türediğini ifade eder. “Orta Asya’da bazı zümrelerce ok, yay anlamında kullanılırken, ık ise; okla çalınan bir çalgıyı temsil eder. Oklu çalgıyı ilk olarak Uygur Türklerinin çaldığı tahmin edilmektedir. Uygurlar, kopuz sazına ok ya da yay adapte ederek bu çalgıya da oklu kopuz adını vermiştir. Zaman içerisinde çalgının adı ‘‘oklu, okluğ’’ ve daha sonraları da Gijek olarak karşımıza çıkmaktadır.”[1][2]

Iklık sözcüğü Yeni Tarama Sözlüğünde : “ ıklık- ıklıg : Rebab, , ayaklı kemani, yıl, sene “ [3]olarak tarif edilir. Diğer sözlüklerde ise  “Eski Türklerin kullandığı yaylı bir çalgı”, “ İki veya üç telli, uzun bir yayla çalınan, rebap ve kemençeye benzer çok eski bir Türk çalgısı, bir tür kemâne. “ olarak izah edilmiştir.[4]( BKZ REBÂB NEDIR KÖKENI TARIHÇESI ÖZELLIKLERI )

Kopuzun ilk hali veya benzeri olarak düşündüğümüz ıklığın kopuzdan farklı bir musiki aleti olduğu belli olmaktadır.  Kopuz ise Yeni Tarama Sözlüğünde kopuz ( kobuz ) “ Ut şeklinde eski bir Türk sazı “ olarak tarif edilmiştir.  Iklık Anadolu halk müziğinde Toroslarda yaşayan Yörükler arasında "kabak kemane” , kabak kemanenin atası ” veya ıklık adı ile halen kullanılmaktadır.  “ Iklık ile icra yapan Emin Kök Antalya’nın Serik ilçesi Toros Dağları'nın eteklerine kurulmuş Demirciler isimli dağ köyünde yaşamaktadır. “[5] Teke yöresindeki Türkmenler arasında da Iklık çalgısı icrasıyla bilinen kişiler tespit edilerek çalgının üretim süreci, yapısal özellikleri, akordu, tel yapısı, frekans değerleri, icra repertuvarı ve icra tekniklerinin ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.

Teke Yöresindeki Yörüklerinin göç ateşi yakıp toplandıklarına ve yaylalarda konakladıklarında ıklık ile çeşitli ezgiler söyledikleri bu gelenekleri kısmen de olsa halen sürdürdükleri bilinir.  Süleyman Demirel Üniversitesi  “Somut Olmayan Kültürel Miras Projesi” kapsamında Teke Yörükleri arasında nilinen ve ıklık ile çalınan altı türkü bir albümde toplanmıştır.[6] Isparta Anamas yaylasındaki Yörüklerle[7]Burdur, Antalya/Zerk ve Demirciler bölgesinde halen yaşayan icracıları olduğu bilinmektedir.  “[8][9]

Iklık yarım küre biçimindeki gövdeye sahiptir.  “Iklık'ın gövdesi, kayın ağacından yapılır ve deri gerilmiş su kabağı ( bazen de Hindistan çevizi, kaplumbağa kabuğu)  ile birleşir. Gövdesi ve yapım şekli itibari ile ayaklı rebapların atası sayılmaktadır. Ayaklı kemane ve lavta türünde küre şeklindeki gövdesi ya tamamen ya da yarı yarıya deri göğüslü olan çalgıların kökeninin ıklıga dayandığı tahmin edilmektedir.[10]

 Küre şeklindeki bu gövdenin kaplumbağa kabuğu, su kabağı ya da Hindistancevizi kullanılarak yapılır. Iklıgın gövdesi uzun bir tahta sapa bağlıdır. Bu uzun tahta sapın ucunda ise ıklıkta kaç tel varsa o tel sayısı kadar akort burgusu bulunur. Iklığ tek telli olabildiği gibi, iki ya da üç telli de olabilir. Eski Türklerin kullandığı ıklıklardaki tel sayısı genellikle 3 adettir.  Bu tellerin genç atların kalın kuyruk kıllarından, hayvanların kurutulmuş ince bağırsaklarından veya ibrişimden yapıldığı anlaşılır.

Küre şeklinde bir gövdeye sahip olan ıklıgın gövdesinin göğüs denen ön kısmı ya tamamen ya da yarı yarıya ince bir deri ile kaplıdır. Çok ince olduğu için çoğunlukla balık derisi tercih edilir.  Iklıgın telleri göğüs üzerindeki, kemik ya da tahtadan yapılmış çentiklerden geçecek şekilde gövdenin altına sabitlenmiştir. Iklık gövdesi iki diz arasına sıkıştırılıp sapı ise sol elle tutularak çalınır.  

Şaman, kam veya baskıların tef, kopuz ve ıklık kullanarak  “ayin, fal, sihir yaptıkları”, kötü ruhları kovup hastalıkları tedavi etmeye çalıştıkları bilinir. Iklık, “ Hakas Türkleri'nde ıh ya da ıyık, Tuva Türkleri'nde İgil, Kızgızistan'da Kıl Kıyak, Türkmenistan'da Gıcek ve Anadolu'daki Yörüklerde Iklık adıyla[11]yaşamaya devam etmektedir.

Musiki aletlerinim tarihçilerinin çoğu ayaklı rebabların atasının Orta Asya ıklığı olduğunu savunmaktadır. [12]Bu görüşe göre İranlılar ıklığa keman veya kemançe, Araplar ise rebâp adını vermiştir.[13]

Divan şairleri de ıklıktan söz etmişlerdir.

  • Nitekim kopar ıklıktan iniler (Şeyhoğlu Mustafa).
  • Uşşâkı kamu eyledi meyhâne esîri
  • Dünyâyı yeder bir kıl ile vay bu ıklık   (Revânî).

KAYNAKÇA 

  • [1] Şimşek, Mehmet ve Turan Sağer. “Teke Yöresi Yörük Türkmenlerinde Iklık Çalgısı”. idil, 91 (2022 Mart): s. 425–454. doi: 10.7816/idil-11-91-1
  • [2] Gazimihal, Mahmut R. Asya ve Anadolu Kaynaklarında ''Iklığ''. Ankara: Ses ve Tel Birliği Yayınları, 1958
  • [3] Yeni Tarama Sözlüğü, TDK Yayınları, AÜ Basımevi , Ankara 1983, s. 109
  • [4] http://www.lugatim.com/s/ ıklık
  • [5] https://www.aa.com.tr/tr/yasam/ikligin-son-ustasi-kaygili/769452
  • [6] https://w3.sdu.edu.tr/haber/10495/sduden-kulturel-bir-armagan-daha-iklik-albumu
  • [7]
  • [8] Şimşek, Mehmet ve Turan Sağer. “Teke Yöresi Yörük Türkmenlerinde Iklık Çalgısı”. idil, 91 (2022 Mart): s. 425–454. doi: 10.7816/idil-11-91-1
  • [9] https://www.youtube.com/watch?v=UfiAt0GUWOM
  • [10] REBÂB NEDIR KÖKENI TARIHÇESI ÖZELLIKLERI, https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=56720
  • [11] Doç. Dr. Mustafa Genç, https://w3.sdu.edu.tr/haber/10495/sduden-kulturel-bir-armagan-daha-iklik-albumu
  • [12] Gazimihal, Mahmut R. Asya ve Anadolu Kaynaklarında ''Iklığ''. Ankara: Ses ve Tel Birliği Yayınları, 1958
  • [13] FİKRET KARAKAYA, https://islamansiklopedisi.org.tr/rebap

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar