KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarKalem Şuarası Tahsilli Âşık

Kalem Şuarası Tahsilli Âşık

10.04.2022

 

Kalem Şuarası Tahsilli Âşık

Kalem şuarası tabiri genellikle saz çalmayı bilmeden şiir söyleyen âşıkları ifade eden bir tabirdir.  Bu tabir divan şairlerinin tarzına meyletmiş olan, aruz veznine uygun şiirler de yazmayı bilen, medresede eğitim görmüş ancak saz çalmayı bilmeyen hatta saz çalmayı da bilip gazel ve divan şiiri tarzında şiirler yazabilen halk ozanları için de kullanılır.

Kalem şuarası tabiri daha ziyade okumayı yazmayı bilen tahsilli halk ozanlarını ifade eden bir tabir olmaktadır.

Bazı kaynaklar kalem şuarası tabirinin saz çalmayı bilmeyen şairleri ifade eden tabir olarak kabul eder. Fakat ErzurumluEmrah, Gevheri, Bayburtlu Zihni, Seyrani gibi halk ozanları hem aruz ölçüsü ile hem de hece ölçüsü ile şiirler yazıp söyleyebilen, hatta irticalen atışma, taşlama, meydanlaşma , güzelleme, hoşlama yapabilen saz şairleridir ve bu şairlerin hepsi medrese eğitimi görmüş tahsilli aşıklardır. Bu nedenle saz çalmayı da bildikleri halde kalem şuarası tabirini en çok hak eden âşıklar da bu gibi ozanlar olmaktadır.

Kalem şuarası tabiri ümmi âşıklar ile okuryazar âşıkları birbirlerinden ayırmak için de kullanılmıştır. Hatta âşık edebiyatımızda saz çalmayı bilen âşıklara “telden söyleyenler “, saz çalmayı bilmeden şiir söyleyenlere ise ”dilden söyleyenler “ denmiştir. Ancak kalem şuarası tabirini sadece okuryazar şairleri tasnif edecek bir şekilde kullanmak daha doğru olacaktır.  Fakat kalem şuarası tabirini  “saz çalmayı bilmeyen, divan şiiri tarzında şiirler yazan âşıkları” kasteden bir kavram olarak düşünmek hem tahsilli olan, hem saz çalabilen, hem aruz, hem heceli yazıp söyleyebilen âşıklarımızı dışlayacağı için yanlış bir ifade olacaktır.

 Üye olarak ESA şairi ve yazarı olabilir, yazılara katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da