KAMÎS-İ YÛSUF

23.03.2018
 
KAMÎS-İ YÛSUF
 
Kavurmuş âteş-i seyyâl-i girye dîdesini
Döküp zamân zamân ecfân-ı hûn-çekânından
Uzak ufuklara bir iştiyâk-ı pür-halecân
Okur neşîde-i derd-i herem-resîdesini
Çölün samût u mukassî leyâl-i târında
Esen riyâh ona enfâs-ı kudsiyân gibidir
Meşâm-ı rûhuna bir nükhet-i samîme verir
Sanır ki Yûsufu gelmiş, gezer civârında
-Onun şemîmi, onun Yûsuf un harâreti bu!
Şu hâl-i za'fımı ta'yîb edersiniz sizler
Ve dersiniz ki: "Muhakkak, ateh getirdi peder!"
Fakat emîn olunuz, Rabbimin inâyeti bu,
Yakında Yûsufu görmek benim nasîbimdir...
O yanda kâfıle-i müjde-âver-i ihvân
Kamîs-i Yûsufu hâmil mübeşşir ü şâdân
Yürür şitâb ile her gün biraz yakın getirir
O tâze nükhet-i cân-bahş-ı pîr-i mehcûre,
Günün birinde-ki bir tûde ebr-i nâmiye-bâr
Verip havâlî-i Ken'an'a incilâ-yı bahâr
Dökerdi rahmet ü behçet o hâk-i meftûreErişti
kâfıle-i müjde-âver-i ihvân
Sürünce gömleği Ya'kûb uyûn-ı bî-ferine
Önünde geldi bütün arz u âsümân yerine
Bütün tabîat o dem kıldı secde-i şükrân !
 
Tevfık Fikret
Servet-i Fünûn, 23 Temmuz 1314
Y.8,C.15,S.386,s.343
 
https://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/12/848/10732.pdf

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar